Az önce haber bültenlerin izlerken CERN'in dev parçacık hızlandırıcısında Büyük Patlama'nın deneneneceğini duyunca 9 yaşındaki kızım biraz endişelendi ama "merak etme birşey olmaz" diye geveledim.9 Eylül 2008 Salı
CERN Deneyi Evrenin Sonu Mu Olacak?
Az önce haber bültenlerin izlerken CERN'in dev parçacık hızlandırıcısında Büyük Patlama'nın deneneneceğini duyunca 9 yaşındaki kızım biraz endişelendi ama "merak etme birşey olmaz" diye geveledim.8 Eylül 2008 Pazartesi
Bilişim Sevenler Derneği
7 Eylül 2008 Pazar
Ramazan Davulcusu Spamci Mi?
Daha bir hafta geçmeden sokak kapısının altından fırlatılıp yerlere saçılmış vaziyette yukarıda gördüğünüz ilan ile karşılaştım. Derhal tarayıp, komik resimler klasörüme attım atmasına ama rahat edemedim, bu olaydan blogumda da bahsedeyim dedim.
Hani sunucunuza spam (istenmeyen ileti) koruyucu için birkaç önlem koyarsınız da, arada bir iki mail kaçar, bu da ona benzer bir durum oluşturmuş sanırım. Posta kutularımız apartman içerisinde olduğu ve yemek kokusu nedeniyle apartman kapımız açık bulunmadığı için yukarıdaki ilanlar posta kutularımıza ulaşamamıştı.
Özetle "HER SENE BURAYI ÇALIYORUM" "ÜCRETİ BANA VERİN" "KAPIYA GELENDEN BELGE İSTEYİN" diyor.
Adamlar haklı, son derece önemli bir görevi yerine getiriyor. Öncelikle bir mahalleyi falan değil neredeyse orta irilikte bir avrupa şehri boyutlarındaki Bahçelievler - Emek çevresini sahura kaldırıyorlar. Doğal olarak, yetişebilmek için bir kamyonetin arkasına davul, tokmak, davulcu triosunu atıp yangından mal kaçırır gibi dan dan dan dan dan dan dan (doppler effect)....
İşin komik yanı, bu eski günlerden kalma bir adetin devamı olarak deklare edilip yapılıyor. Sanki eskiden bu iş böyle yapılıyormuş gibi. Eskiden yapılan hali nasıldı peki? Davulcular, hem çalar, hem maniler söyler, hem de belli bir mahalle sınırı dışına çıkmadan ayak üstünde dolaşırlardı. Şimdikiler ne yapar? Kamyonetin arkasına atlar dan dan dan dan dan... Ritim, melodi hak getire.
E be, kardeşim böyle yaparsanız beni istediğim saatte uyandıran 5 YTL'lik Çin malı alarmlı saat sizden daha iyi değil mi? Hatta bakarsınız bir iki seneye yerinizi Çinli davulcular almış....
Siz bizim kapıya gelip ücretinizi isteyeceksiniz değil mi? İsteyin bakalım....
En azından, dan dan da, dan dan diye çalmayana benim verecek davulcu ücretim, bahşişim yok. Aynen dediğiniz gibi, davul ücretini kimseye vermeyeceğim, siz dahil hiç merak etmeyin! "Kimden izin aldıysanız, gidin ücretinizi de ondan alın..." Diyecektim demesine ama öyle de yapmayın en iyisi, yoksa döner dolaşır bir şekilde o para cebimizden alınır. :)
Belediyeler yakında ramazan davulcuları için ihaleye çıkarlarsa şaşırmam. Ama ihaleyi Çinliler alırsa şaşırırım işte.
Kalın sağlıcakla.
3 Eylül 2008 Çarşamba
Aaaa alan adım oldu!
30 Ağustos 2008 Cumartesi
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun
Öğrenim hayatım boyunca tarihi hiç sevmedim.
Zaten ezberim de zayıf olduğundan bir türlü dökme bilgileri özümseyememişimdir.
İngilizlerin güdümündeki Yunan askerlerinin Ankara'nın 60 kilometre kadar yakınına gelmiş olduklarını ve orada tepelendiklerini ise okul hayatım bitip de tarih ilgimi çekmeye başladıktan sonra anladım!
Düşünsenize, az bir uğraş verse Yunanlılar Ankara'nın içine kadar gireceklermiş...
Bu nedenle 30 Ağustos zafer bayramı gerçekten önemlidir.
Bu bayrama neden olan zafer gerçekleşmemiş olsaydı şimdi ne durumda olurduk kim bilir?
Hepimizin Zafer Bayramı kutlu olsun...
26 Ağustos 2008 Salı
Işınlama gerçek olsa!
4 Ağustos 2008 Pazartesi
Takıldık kaldık elektronik postalara....
![]() |
| Görsel: Sonsuzluğun Eşiğinde 1890 Vincent Van Gogh |
Apartmanda posta kutularının yanında orta yaşı yeni bitirip erken emeklilik dönemine girdiği her halinden anlaşılan bir adam sandalyesini çekmiş oturuyor. Sakalları iki üç günlük kirli gri bir çene bandı takmış gibi duruyor. Alnındaki kırışıkları da ekleyince olduğundan beş on yaş daha yaşlı görünüyor.
Aynı şehirde bir başka apartmanın 8. katındaki bir dairenin kapısı açılıyor. Kapıdan sabahlığı üzerinde tavşanlı terlikleri ayağında, saçında bigudilerle 19 yaşlarında topluca, orta boylu bir genç kız asansör kapısına doğru seğirtiyor. Çağır düğmesine basarken kırılan tırnağını sinirli sinirli sallayıp, sonra da emiyor. Bir yandan da geciken asansör için hayıflanıyor. Katın alaca karanlığı, resim taramaya yeni başlamış bir fotokopi makinesinin ışığı gibi yukarı çıkan asansörün etkisiyle yavaş yavaş aydınlanıyor. Hışımla açtığı asansörün kapısından içeri dalan gençkız ardından kapının kapanmasını bile beklemeden zemin kat düğmesine basarken bir yandan da ofluyor. Yavaş yavaş yukarı çıkıp kaybolan katları gözü ile takip ederken bir yandan da pofuduk tavşan terliklerinden sağ taraftakinin topuğuna basıp terliğinin yantarafını asansörün duvarına vurup duruyor. Birden zemin kata ulaşan asansör sert bir şekilde duruyor. Kapıyı elinin ayasıyla itip kendini dışarı atan kahramanımız sola doğru setirtip duvara adeta yapışık gibi duran eskimiş yüzlü metal posta kutularından kendisine ait olanı kullanılmaktan aşınmış anahtarıyla açıp içindekileri dışarı çıkartıveriyor.Bir sürü fatura, bir süpermarketin kataloğu, lokantaların, sıhhi tesisatçının ve bir de böcek ilaç firmasının ilanları dikkatsiz bir kavrama nedeniyle yere saçılıveriyor. Her iki kahramanımız bu yukarıdaki anlattığım işi aynı gün içerisinde defalarca tekrarlıyor olsalar size biraz garip gelmez mi? İnsan ister istemez yukarıda anlatılan iki tipte, en azından takıntı düzeyinde bir bozukluk arar değil mi? Peki şimdi kendinizi düşünün elektronik postalarınızı aslında çok ta farklı olmayan bir yöntemle takip etmiyor musunuz? Üstelik gelen pek çok postanızda işinize yaramayacak bir çok çöp var. Hani söyle bir iki tanesi dostlarınızdan gelse dert değil. Gruplardan, spamcilerden, reklam gönderen düzgün firmalardan, faturalardan geçilmeyen posta kutunuzu 15 dakikada bir otomatik kontrol etmiyor musunuz gün boyu? Sanıyorum bu boyutu ile hayatımıza başka kötü alışkanlık eklediğimizin farkındasınızdır. Elektronik Posta Bağımlıları için bir terapi var mıdır bilmiyorum ama sanırım bu işin takıntı haline gelip gelmediğini anlamak için kendinize şunları sorabilirsiniz. Günde en az 2 kere hatta çok daha fazla e-posta kontrol ediyor musunuz? Tatilde bile ne yapıp edip elektronik postalarınıza göz atıyor musunuz? Yurt dışında bile olsanız illa bir hot spot veya internetcafe için zaman ayırıyor musunuz? Bilinen belli bir kalıcı hasarı olmasa bile bunun üzerine bir de sosyal ağların alışkanlığını da katacak olursak son derece ciddi bir zaman kaybınızın olduğunu söylemek mümkün. Üstelik kaybettiğiniz zaman hayatınızdan gidiyor... Deli olmayın, bırakın posta kutunuz dolup taşsın, birileri sizi sosyal ağlarda dürtüp dursun. Hayatınızı yaşamayı unutmayın! Kalın sağlıcakla...
23 Temmuz 2008 Çarşamba
OnPunto.com Kapatıldı
3 Temmuz 2008 Perşembe
Sanal Yankesicilik Kurbanı Olmayın!

Bazı bankalar RFID (radyo frekansı ile bilgi aktarımı esasıyla çalışıyor) kredi kartları dağıtmaya başladılar. Hatta bunların anahtarlık, saat şeklinde olan modelleri bile var. Çalışma esasları yaklaşık olarak şöyle. Alıcı cihaza kartınızı yaklaştırıyorsunuz. Alıcı cihaz üzerinden indüklenen elektromanyetik enerji kartınızın elektronik devresini aktive ediyor. Kartınız radyo sinyali ile içindeki kendine özgün sinyali gönderiyor (cebinizdeki birden fazla bu tür kart birbirinin sinyalini bozmuyor hangisinin sinyali alıcının seçtiği türdeyse o kartın bilgisi alıcı cihaz tarafından kullanılıyor). Sadece ilgili sinyallere karşı seçiciliği olan alıcı cihaz ya kapıyı açıyor, ya işyerinize girdiğiniz ve çıktığınız saatleri kaydediyor veya alışverişte kredi kartı bilgilerinizi bankanızın kredi kartları merkezine aktarıyor. Cüzdanınızda duran kartınızın şifresi çalınabilir mi? Eğer bu işe kafa yormuş biri elinde hassas okuyucu ve bir adet taşınabilir bilgisayar varsa bu sorunun cevabı evet. Eğer cüzdanınız alüminyum folyoya sarılı değilse kolayca kart bilgileriniz çalınabilir.
4 Haziran 2008 Çarşamba
Hafızamı nasıl geliştiririm?
Vitiligonun (ala) durdurulmasına ve yeniden pigment oluşumuna yardımcı olabilir. (Ah, bunu Michael Jackson günden güne beyazlarken neden kullanmadı ki?)
Troid bezinin düzenli çalışmasına katkıda bulunur.
Zihni açar, yorgunluk ve stresi azaltır.
Beynin beslenmesine yardımcı olur ve hafızayı güçlendirir. (İşte budur, atalım hapları günde iki kere ki; hafızamız düzelsin).
Öğrenme yeteneğini arttırır, aktif ve zinde bir vücut oluşmasına yardım eder. (şiir gibi, yok yok, daha çok burç falı gibi).
İktidarsızlık ve sertleşme problemlerinde faydalıdır. (buradan sonra koptum işte).
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucudur.
Metabolizmayı hızlandırabilir ve sindirime yardımcı olur.
Sinerjetik etki ile vücut dayanıklılığını arttırır, enerji verir, yorgunluğu azaltır.
Vücüdun enerji muhafaza etmesine yardımcı olur, nükleik asit ve protein sentezini hızlandırır.
Kan şekerininin dengelenmesine yardımcı olur.
Çiçeklerin tozlanma zamanında allerjik reaksiyonların önlenmesinde faydalıdır. Anti-allerjik özelliği vardır.
Zihinsel dayanıklılığı arttırır.
Serbest radikallerin hücre tahribatını azaltır. (Doğal antioksidan)
Kan yapıcıdır. Soğuk el ve ayaklarda faydalı olabilir.
Yaşlılarda,bunama belirtilerini azaltabilir. Alzheimer hastalığında yardımcıdır.
Kulak çınlamasını önlemede faydalı olabilir. ---------------------------------------------------- Yani, hani bir de kuş gribi, ateşli kanamalı kırım kongo ve aids tedavisinde yardımcı olur deselerdi tam olacaktı. Bu kadar hastalığa etkili ise; "kimbilir ne kadar yan etkisi vardır acaba" diye düşünmeden edemedim. Gene de bir kutu edinmiş olduğumdan "deneyelim görelim" kobay mantığıyla hapları yutmaya başladım. Tek sorun bir sabah, bir de akşam almam gereken hapları almayı hatırlamak. İlk bir hafta bu konuda pek başarılı olduğum söylenemez. 14'te 2 skoru ile performansım süper sayılmaz... "En azından hapları sabah akşam almayı hatırlayabilirsem bile plasebo etkisinin yanında gerçek bir gelişme sağlanmış olur" diye düşünüyorum. Haplar, işe yarar da, hafızam eskisinden daha iyi olursa ve tabi ki unutmazsam size sonuçları yazarım... Kalın sağlıcakla.31 Mayıs 2008 Cumartesi
Arayınca Bulmak, Aranınca Bulunmak; SEO Nedir?
Gözlerim Yanıyor
Şiir yazmak ve ben? Hadi şarkı sözü diyelim sadece. Yoksa ister istemez kendimi dandik gazetelerin sizden gelen şiirler köşesine yazan 70...
-
Merhaba. Gurme bir arkadaşım var. Yaklaşık 4-5 senedir kendi tüketimi için şarap yapıyor. İlk yaptığı şarap, pek kolay içilemez olsa da, s...
-
6. Sınıftaki kızım Fen ve Teknoloji ders kitabının 65. sayfasını gösterip bir dinamometre yapıp yapamayacağımızı sordu. Kitabın ilgili ye...
-
Model uçak için gerekli malzemeler: Maket Bıçağı Makas Yapıştırıcı Kendinden yapışan bant Kırtasiyede bastırılmış pdf çıktısı ...
-
Forum belli grupların birbirleri ile görüş alışverişi yapabilimelerini sağlayan bir ortam. Popüler forumların etkisiyle ortalıkta pıtrak gib...
-
Köpük baloncuk yaparken deterjan ve su kullanıyorsanız muhtemelen baloncuklarınız hemen patlıyordur. Dayanıklı baloncuklar için çözelti...

