secret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
secret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2019 Salı

Kişisel Gelişim Kitapları Kişiyi Geliştirir mi?


Kitapçılar öyle tek ya da iki sıra değil, dizi dizi kitaplıkları ya da koca bir bölümünü Kişisel Gelişim kitaplarına ayırıyorlar. Bu şüphesiz boşuna değil. Konuya çok ilgi gösteren var. Kişisel Gelişim edebiyatı diye bir şey ortaya çıkabilir mi bilmem ama klasik edebiyat şaheserlerinin hiç biri bu kadar ilgi görmezken kişisel gelişim kitapları çok satılıyor. Sanki insanlık tarihi boyunca kişisel gelişim es geçilmiş gibi. Yoksa günümüze kadar gelmiş geçmiş milyarlarca insan boş gelip boş mu gittiler? Zira kişisel gelişim kitapları daha yeni yeni popüler oluyor. Sokrat bir kitap bile yazmadan günümüze ulaşabilmişken geçmişin öğretilerinin orasından burasından tırtıklayıp kişisel gelişim ve evrenin sırrı burada (kombo!) kitapları raflarda! Bu durum, size de biraz garip gelmiyor mu? Ferrari aracınızı fotoğraflayıp, bir online satış sitesine yükleyin, yazıya başlayalım.

Charles Darwin
Animasyon şu adresten alındı.
Kişisel gelişim hakkında zaman zaman yazıyorum. Yazdıklarım genellikle kendi bakış açımdan, birikimlerimin ışığı altında dünyayı yorumlamaktan ibaret. Aslında herkesin yaşadıklarından edindiği deneyimler ve hayat boyu öğrendikleri ile bir kendi yorumu vardır. Ancak herkes bunları yazmıyor. Sokrat bile yazmamış. Onu Platon'un yazdıklarından biliyoruz. Platon da yazmamış olsaydı, Sokrat diye bir filozofun düşüncelerinden haberimiz olmayacaktı. Yazan oldu mu, okuyucusunun da olduğu bir gerçek. Yazı yazmak, okuyan oldukça hayatta kalmaktır. Başkalarının düşüncelerini önemsiyoruz. Bu durum insanın topluluk halinde düşünme eğiliminden kaynaklanıyor. İnsanın hayat hakkında kendine ait bir bakış açısı olsa bile, başkalarının görüşlerine başvurmak karar sürecini hızlandırıyor olmalı. Buradan çıkarak "Evrimin hediyesi, kişisel gelişim kitaplarıdır" deseniz, Charles Darwin bile kahkahalarla gülerdi.

Yine de diğer edebi birikimde olduğu gibi kişisel gelişim kitapları düşünüldüğünde, insanın okuduklarını değerlendirirken sağlam bir akıl süzgecine ihtiyacı var. Zira konuya yoğun ilgi olunca, bu konuda çok kitap bulunuyor. Bu kadar okunacak öteberi varken, "Psikoloji eğitimi veren üniversitelerde neden kişisel gelişim bölümleri bulunmuyor?" diye düşünmeden edemiyorum. Sosyal Medya bir iş alanı haline gelmişken, bunu Kişisel Gelişim alanında görememek garip. Gerçi lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlayan ve adına "dershane" denirse, mevcut yönetimin tercihleri nedeniyle var olması mümkün olmayan yerlerin Kişisel Gelişim Merkezi olarak tabelalar taşıması sayılabilir ama içlerinden üniversitelerin Kişisel Gelişim bölümlerinden mezun olanlar değil, öğretmen yetiştiren bölümlerinden değerli insanlar çalışıyor. İçinizden "Spiritüalizm kişisel gelişim oluyorsa, bu hadi hadi olur" diyenleri duyar gibiyim :)

Hintli bilge (!), tarikat büyüğü Osho bile bu konuda dilimize çevrilmiş pek çok kitap yayınlamış. Toplamda 600'den fazla kitabı varmış (bir insan o kadar çok kitap yazabilir mi?). Osho'nun ABD'den atılması ile sonlanmış tarikat macerası, müritleri ile girdiği cinsel ilişkiler falan internette kısa bir arama ile kolayca bulabileceğiniz belgesellerde, makalelerde anlatıldı. Okumanızı ve izlemenizi öneririm. En azından bir arkadaşınız Instagram ya da Facebook'tan en sıkı düşünürlere taş çıkartacak etkide özlü bir sözünü paylaşırsa aklınıza gelsin. "Ne yazmış bu adam?" diye merak ederseniz şu linkten dilimize çevrilmiş bazı kitaplarına bulabilirsiniz. Bizde de böyle birileri kolayca bulunabilir. İçlerinde pek çok konuda kitaplar yazmış olanlar da var. Aslında kendi kafalarında yarattıkları tanrı, insan, hayat projeksiyonuna göre bir yaklaşımı aktarmaya çalışmışlar. Bu guru, şeyh ya da dervişler kendilerine başvurarak nasıl yaşamaları gerektiğini soran kişilere bir cevap veriyorlar. Aslında gerçekte bu cevaba sahip olup, olmadıkları hakkında içlerinden kimilerinin de bir fikri yok. Ancak, her sorunun cevabını biliyormuş gibi kolayca ahkam kesmekten de kendilerini alamıyorlar. Dinleyen ve okuyan olunca, bu işin şehvetine kapılıyor olmalılar. Osho, yalın şekilde dile getirilse, karşı çıkacağımız kavramları o kadar güzel süsleyip paketliyor ki, okuduktan sonra sevgi kelebeğine dönüşüp, çiçekten çiçeğe konmak geliyor içinizden. Amerika deneyiminde seks kölesi haline getirdiği, paralarını ellerinden aldığı müritlerini duymadıysanız, kitapları harika öneriler ve tanımlamalarla hayata bakış açınızı değiştirebilir. Garip ama onun kitaplarını da kişisel gelişim raflarında bulabilirsiniz. Şimdi içinizden "Ne yani felsefe bölümünde mi olacaktı?" diye soranları duyar gibiyim (ya da sadece kafamdan uyduruyorum). :)

Kişisel Gelişim alanı harika. Eğitiminiz, birikiminiz ne olursa olsun, bu konuda yazmanız için hiç bir engel yok. Bir birikiminiz olmasa da, "pozitif düşünün, stresten uzak durun, düzgün beslenin, spor yapın" gibi önerileri bir araya getirebiliyor ve araya yaşadıklarınızdan serpiştirip, 200 sayfa kadar bunları yazabiliyorsanız, anlatım gücünüze göre, iyi bir kişisel gelişim yazarı olabilirsiniz. Hatta eğer Tıp doktoru olup, ilgisiz bir alanda uzmanlığınız varsa, beslenme ve kişisel gelişim üzerine yazdıklarınız kolayca geniş kitleler tarafından günlük gazetelerde ilgi görebilir. "İnternet varken, kim gazete okur?" diye şaşırmayın. Amiral gemisi diye nitelenen kimi gazetelerin hala 30-40 bin tirajları var).

Adam Savage, Jamie Hyneman
fotoğraf şu adresten alındı
Dünya yüzeyine yayılmış inanç sistemleri, ezoterik öğretilerin yaklaşımları, kimi majik uygulamalar ve felsefi akımların yerine göre kullanılıp, bir kitap harcı oluşturulursa başarılı bir satış rakamına ulaşılabilir. Secret böyle bir kitap. Tam olarak kişisel gelişim kitabı sayılmaz ama pozitif düşünceye çok önem veren biri haline gelmenize yardım edebilir. Özetle, "Evrenden isteyin versin", "kimse için kötü düşünmeyin" gibi önerileri var. Pratikte sadece isteyerek trafik lambalarını kırmızıdan yeşile çevirerek işe başlayın gibi "MythBusters" için güzel bir bölüm konusu olabilecek örnekleri de var (ne yazık ki dizi 14 sezondan sonra iptal edildi). Bir kavşakta "Diğer yönde benzer bir şeyi aynı anda deneyen birisi daha varsa ne olacak?" gibi bir bilimsel sorgulama keyifli olabilir.

Kişisel gelişim satıyor. Konuyu daha fazla uzatmaya gerek yok. Herkes kişisel gelişim konusunda başkaları ne biliyor diye merak ediyor. Ancak bu bilgileri akıl süzgecinden geçirmek konusunda ciddi problemler var. Zira insanlar her konuyu biliyor gibi görünseler de bildiğimiz fazla bir şey yok. O kadar çok bilgi var ki bir kişinin bunların tamamını bilmesine imkan yok. Bir uzay yolculuğu projesinde binlerce kişi çalışıyor. Bunlardan en bilgili mühendisi alıp, bir uzay aracını tek başına yapmasını isteseniz, bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. Aynısı, elinizde hiç bir malzemesi olmadan üretmek söz konusu olduğunda bisiklet için de geçerli. İnsanlık birlikte bir uygarlık oluşturmuş durumda. Herkes işin bir ucunu tuttuğundan bir bütün halinde bilgiyi kullanabiliyoruz. Dev bir beyinin küçük parçaları gibiyiz. Bir kişinin kişisel gelişim, hayat, inanç gibi konularda her şeyi bilmesi de mümkün değil. Ama bunu yapabildiğini düşündüğümüz biri olduğunda kolayca illüzyona kapılabiliyoruz. İşte tehlike burada!

İşin özü, hayat uzun ve zorlu bir yolculuk. Daha iyi biri olmak için kendinizi son anınıza kadar eğitip düzeltebilirsiniz. Ayrıca hayat zorlukları, onları aştıkça güçlenmeye yarayan faydalı deneyimlerdir. Eşinizle, dostunuzla sorunlarınız olabilir. Bunları aşmak için kişisel gelişim kitapları okuyabilirsiniz ama bunun yanında konuşmak, birbirini dinlemek müthiş etkili olabilir. Üstesinden gelemediğiniz durumlar için de profesyonel yardım almak da iyi bir seçenektir. Dünyada bunalıma veya çıkmaza giren ilk insan siz değilsiniz. Tabi yine de kitap okumak iyidir, farklı bakış açıları ister istemez size bir şeyler katar. Ancak tek kitap ile de yetinmeyin! Başka kitaplar da okuyun. Ne kadar okursanız o kadar farklı görüş ile tanışırsınız. Yeter ki, her okuduğunuzu içselleştirirken, akıl süzgecinizden geçirin.

Sağlıcakla kalın.

16 Ocak 2015 Cuma

7 Çok Bilinen Örneği ile Boş İnançlar



İnsan, sınırların içerisindeyken kendini güvende hisseder. Muhtemelen, sınırlar içerisinde korunma güdüsü ile diğer insanlara göre daha güvenli yerlerde bulunarak hayatta kalan atalarımızın mirası. Ancak, bir hapisanede zorunlu olarak kalmayı kimse sevmez. Tehlike geçene kadar güvenli bir yerde durup, sonra oradan çıkabilmek iyidir.


Somut durumları algılamak ve çözüm üretmek kolayken, soyut kavramlarda durum o kadar da kolay olmayabilir.

Örneğin bir tılsımın sizi kötü olaylardan koruyabileceğine inanabilirsiniz. Bu sizi rahatlatır. Çünkü elle dokunulur, içerisinde güvenle durulabilir olmasa da, tılsım'ın sizi koruduğuna inanabilirsiniz. Tılsım yanınızda olmadığında dışarı çıkamaz hale gelirseniz, aslında sizi kötülüklerden korumada bir etkisi olmasa da, tılsımınız sizi istemediğiniz bir duruma hapsetmiş, kurtulamadığınız bir düşünce haline gelir. Soyut duvarları yıkmak düşündüğümüzden daha zordur.

1- Burç Falı

Burç falı, gökte görüp, kendimizce bazı bildiğimiz şekillere benzettiğimiz takım yıldızların yerlerinden ortaya çıkmış. Düşünsenize en yakın yıldızlar bile günümüzdeki teknoloji ile ulaşamayacağımız kadar uzaktalar. Işıkları ise en iyi tahminle bize ancak birkaç yılda ulaşıyor bkz. Bize gelecekten haber veren yıldızların geçmişteki hallerine bakıyoruz anlayacağınız. Aşk, sağlık, para gibi durumlarımızı böyle uyduruyorlar. Geçmişe bakıp, geleceği görmek mümkün mü? Henüz gerçekleşmemiş bir geleceği.

2- Falcılar

Birtakım insanlar kendilerince bazı teknikler kullanarak sizin geleceğinizi okuyup, karşılığında para alırlar. Sorun para kazanmaksa, gerçekten geleceği görenlerin yapabileceği pek çok akıllı hareket var. Örneğin "Sayısal Loto" oynayıp parayı kırabilirler. Medyumlardan, falcılardan benzer şekilde zengin olmuş birini tanıyor musunuz?

3- Dilenciler

Hayatta şansları yaver gitmemiş ve yardıma muhtaç insanlar da olabilirler, insani duygularınızı istismar ederek çalışmadan para kazanmaya çalışan kişiler de olabilirler. Ancak bir de "Allah rızası için" diye dilenenler vardır ki, sormayın! Kendisi muhtaç ve fakir iken, dilendiği için para verdiğiniz birinin duası size artı puan kazandırır mı? İnsan ister istemez, "bu insanların duaları kendilerine fayda etmiyor mu?" diye düşünesi geliyor.

4- Kahve Falı

Filtre ederek, artık kısmının alınmasından önce ortaya çıkmış pişirme şekli yüzünden Türk Kahvesi geride telve bırakır. Bu telvenin tepetaklak edilip, tabağa kapatılıp soğuduktan sonra açılıp, içine bakıp şekillerden fal söylemek ve bunun geleceğinize yönelik ipuçları ile dolu olduğunu düşünmek normal gelebilir. Özetle kahveden kalan posanın içine bakıp geleceği görüyoruz. Kahve çekirdekleri aslında bitkinin üremek için kullandığı tohumlar. Biz onu kahve haline getirip, keyfini sürüyoruz. Anında çözülebilir kahveler ise pek telve bırakmadıklarından falları olmuyor ne acı değil mi?

5- Halk Kültürü Ürünü Varlıklar

Örneğin periler, uzaylılar, üç harfliler. Düşünüşe göre bunlarla aynı ortamı paylaşıyoruz ve bizimle ilişkiye geçebiliyorlar. Bizden üstün varlıklar ve bize ilgi gösteriyorlar. Şempanzeler genetik olarak neredeyse %98-99 bize benziyor. Bu halleri ile ancak çok uğraşılırsa işaret dili ile kelimeler öğrenip dertlerini anlatabiliyorlar. Aslında bizimle ilişkiye geçmek gibi bir istekleri de yok. Bizi merak ettiklerini pek sanmıyorum. Aramızda %1'lik bir fark olması bu boyutta bir uçurum yaratırken bizden çok daha üstün olduğunu düşündüğümüz uzaylılar kimbilir neler yapabilir bir düşünsenize. O üstün teknolojiye sahip uzaylılar, kendilerine göre son derece geri bir türü, neden merak edip buralara kadar gelsin ki? Bize danışacak neleri olabilir? Aramızdaki uzayın aşılmasının güçlüğünü ve alacağı süreyi işin işine katmıyorum bile. İnsan beyni zaman zaman gerçeklikle ilişkisini koparıp, varolmayanı gerçek ile karıştırabilir. Periler ve cinler böyle bir anlatının popüler kültür haline gelmesinden kaynaklanıyor olabilir mi?

6- Altıncı His

Olacakları hissetmek diyelim. İnsan geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak zorundadır. Bunlara göre hayatta kalabilemek için beynini kullanarak çözümler üretmesi normaldir. Örneğin; yağmur yağacaksa korunacak yer bulması gerekir. Vahşi hayvanlardan korunmak için de durum aynıdır. Bu alışkanlık işe yaramış olmalı ki, içimizden böyleleri yüzbinlerce yılda diğerlerine göre daha çok hayatta kalmış. Bu özellik devamlı olarak içimizde olacaklara ilişkin provalar ve öngörüler yapmamıza neden olabilir. Her an kötü birşeyler olacağını düşünen zihnin bunlardan birinin gerçekleşmiş olması halinde, bunu altıncı his olarak değerlendirmesi normaldir. Diğer gerçekleşmeyenler kolayca unutulur.

7- Evrene Mesaj Yollamak

Birkaç yıl önce "Secret" isimli bir kitap akıl almaz satış başarısı gösterdi. Kitapta Çekim Yasası (Newton'unki ile alakası yok) sayesinde iyi şeylerin gerçekleşmesi için sadece istemeniz gerektiği anlatılıyordu. Yazım tekniğine bakıldığında, genel kabul görmüş birtakım felsefi akımların da konu ile harmanlanarak, bilimin de buna katık edilmesinden oluşan bir yemek sunuluyordu okura. Yapısı gereği, tembel şartları seven insanoğlu sadece isteyerek kendine herşeyi çekebileceğini söyleyen bu kitabı çok sevdi. Kitabın başarısı bu uydurma düşünceyle kendi yazarlarına çektiği para ve başarı olarak özetlenebilir. En hoş önerilerden biri web sitesindeki çeki bastırıp üzerini doldurup, bu paranın size gelmesini beklemenizi öneren kısmıydı.
Çek şu adresten alınmıştır.

Şahsen denemek için ben doldurup, tuvaletin duvarına astım. Üzerinde yazan miktarın da bana gelmesini her tuvalete girişimde çok ama çok istedim. Hatta hemoroidimin geçmesinden bile çok istedim. Ancak olmadı. Evren bankası bana ödeme yapmadı. Sanırım yeterince istemedim ;)

Henüz gerçekleşmemiş bir geleceği tam olarak öngörmek mümkün değildir. Çünkü gelecek, çokça olasılığın etkilediği bir durumdur. Henüz olmadığı için de tahmin edilmesi mümkün değildir. Ancak tahin edilebilse, şüphesiz yapabilen için iyi olurdu. Geleceği bilmeyi kim istemez ki?

Boş inançlar insanın gelecek endişesini çok iyi istismar eden başka türdeşleri tarafından hep kullanılmıştır. Sanırım gelecekte de kullanılacaktır. Belki de boş inançlardan sırf bu yüzden uzak durmalıyız.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...