Öneriler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Öneriler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2019 Cumartesi

10 Maddede 10 Madde

1- İnsanlar  uzun yazılar okumak yerine maddeler halinde hap listeleri daha çok okuyorlar.
Bu nedenle, uzun bir yazı yazmak yerine, maddelere ayırıp, yazıyı sunmak, bir yazıyı daha çok okutuyor.

2- Özellikle, kişisel gelişime yönelik motivasyon (dolduruş) yazıları söz konusu olduğunda, maddelere ayırmak çok okunur olması için altın formül gibidir. İnsanlar bir liste okuyarak, kişisel gelişimlerine muhteşem bir katkı yapabileceklerini varsayıyorlar.
Bir yazı ya da bir kitap okuyarak gelişmeye çalışmak iyimser bir yaklaşımdır. Başlangıç için bu durum umut vericidir. İnsan, ancak geliştikçe, ne kadar az şey bildiğinin farkına varabilir. Bu nedenle her gün yeni bir şeyler öğrenmek için çaba gösterilebilir.

3- Genellikle 10 madde ile yola çıkmak iyidir. Bir yazı yazmaya başladığınızda, bu yazıyı maddelere ayırıp, toplamda kaç madde oluşturabileceğinizi bilemezsiniz. Ancak her konuda olduğu gibi bir hedef koymak iyidir. Siz, on ile başlayın, sonunda sekiz olur, on iki olur, en kötüsü başlığındaki sayıyı değiştirirsiniz.

4- Maddeler halinde yazılan yazılar çok akılda kalıcı olacaklar diye farz edebilirsiniz. Bir yerlerde okumuştum, insan okuduklarının en çok %20'sini hatırlayabilir. Belki de %10'uydu. Hatırlayamıyorum. 😊 Ancak yüzdeler ile yazmak veya konuşmak, sizi dinleyen ya da okuyanlara çok bilimsel gerçekliklerden bahsediyormuş gibi bir his verir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken, bir bütünün parçalarını yüzdeler halinde ifade ederken, toplamda yüzde yüzü geçmemek gerektiğidir. Genelde insanlar o anda pek hesap etmeseler de içlerinden biri çıkıp, ifadenizin toplam yüzdesinin tutarsız olduğunu yüzünüze vurabilir.

5- Kendinizi geliştirmek için pek çok şey yapabilirsiniz. Ancak öncelikle ne konuda yeteneğinizin olduğunu bilmeniz gerekir. Bir müzik aleti çalmak konusunda yeteneğiniz olabilir. Ancak bunu bilebilmek için öncelikle bir müzik aleti denemeniz gerekir. Alışveriş merkezlerinde genelikle teknoloji ya da oyuncak reyonlarında, eğer şansınız varsa çalışan bir elektrikli org bulabilirsiniz. Böyle yerler, genellikle kakofoni üstatlarının yeteneklerini sergilediği umuma açık sahnelerdir. Siz de yeteneğinizi bu şekilde deneyebilirsiniz. Aslına bakarsanız, çok genç yaşlarda başlanılmadığı taktirde bir müzik enstrümanını iyi şekilde çalmak pek mümkün değildir. Yine de belli, olmaz tabi.

6- Müzik konusunda yeteneğiniz yoksa, üzülmeyin. Başka şeyler de deneyebilirsiniz. Mesela, yabancı dil öğrenmek kafanızı fazlasıyla çalıştırabilir. Yine nerede olduğunu hatırlamamakla birlikte, bir yerde okuduğuma göre, her yeni dil öğrenildiğinde beynimizin daha önce boş boş duran bir bölgesinde canlılık oluyormuş. 90'lı yaşlarında bir tanıdığım var. En son 4. dilini öğrenmişti. Geçenlerde bana, artık o dildeki gazeteleri rahatça okuyabildiğini söyledi. Sadece iç geçirdim. Dil konusunda yetenekli sayılmam. Okullarda öğretilen hali ile 8 sene kadar eğitim alıp, sadece, "Adınız ne?", "Nasılsınız? Ben iyiyim. Siz nasılsınız? (How are you? Fine thanks and you?)" şeklinde cümleler kurabiliyordum. Kablo TV ülkemize ilk geldiği 80'li yıllarda SKY diye bir yabancı televizyon kanalı, Star Trek Next Generation (Uzay Yolu Sonraki Nesil) dizi filmlerini oynatıyordu. Eski bir Uzay Yolu hayranı olduğumdan, kısa sürede yayınlandığı zamanlarda dizi filmin başından ayrılamaz hale geldim. Ufak bir sorun vardı. Dizi İngilizce yayınlanıyordu. Yine de görselliğin de yardımı ile zamanla daha da iyileşen bir İngilizce anlama artışı yaşadım. Neyse ki, dizi yeterince uzundu da sonlara doğru çok daha iyi İngilizce anlar hale gelebildim. O dönemde telsiz merakım da gelişiyordu. 80'li yılların iletişim harikası 27 Mhz halk bandı telsizden zaman zaman yurt dışından kişilerle konuşma imkanım oldu. Genellikle İtalyanlar ile kafa göz yararak yarı İngilizce, yarı İtalyanca konuşmalar yapmak, konuşmamı da ilerletti. Üzerine Amatör Telsiz lisansı alıp da, o işin meraklıları ile de görüşmeler yapmaya başlayınca konuşmam daha da ilerledi. Star Trek etkisi ile aksanım da Amerikan aksanına yakın olduğundan, sonradan gittiğim dil kurslarında yabancı uyruklu dil hocalarını da şaşırttım. Sonuç itibarıyla, uzun bir süreçten sonra yeteneksiz de olsam ikinci bir dil öğrendim.
Yeni bir dil öğrenme konusunda akla zarar öneriler de duydum. Bunlardan en değişiği  "Dil dile değmeli ki öğrenesin Arapçayı" şeklindeydi. Arapça konuşulan bir memlekette bir yıldan fazla kalmama rağmen, bir iki kelime dışında bir şey öğrenemedim.

7- Kişisel gelişim için bir yöntem ararken, "Kişisel Gelişim Kursu" denilen yerlere gitmek fikri mantıklı gelebilir. Benden duymamış olun ama o yerler, eskiden dershane olarak bildiğiniz adları ve nitelikleri zırt pırt değişen orta ve lise öğrencilerini lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlayan yerler.

8- Kitap okuyun. Ufkunuz açılır. Biliyorum, şimdi "Aman, kim tonla yazı okuyacak? Sekizinci maddeye geldim, bu kadarcık yazı bile sıktı." diye geçiriyorsunuz içinizden. Ne yazık ki kitap okumak insanlık mirasının önemli bir parçasından haberdar olabilmek için yapılabilecek en kestirme yol. Bir kitapçıya girin ve hoşunuza giden bir şeyleri alın okuyun. Hafif bir şeylerden başlayabilirsiniz. Resimli roman gibi. Hatta kişisel gelişim kitapları bile okuyabilirsiniz. En az her yıl iş yerinize gelerek "eğitim" adı altında size çeşitli oyunlar oynatıp, motive edici sözler söyleyen mentorlar kadar işe yaramaz öneriler getirseler de, okumadan bunu bilemezsiniz.

9- Bir bilgiyi parçalarına ayırıp, bir sistematiğe sokmak onu daha kolay anlaşılır kılar. Böylece gerçek hayatta ne işinize yarayacağını bilmediğiniz pek çok bilgi size belletilmiş olur. Doğal olarak bunları ne kadar iyi bellediğiniz size sınavlarda sorulduğunda, aynı şekilde maddeler halinde yazıp, konuyu ne kadar iyi öğrenmiş olduğunuzu gösterip, notunuzu alırsınız. Kısa bir süre içerisinde bu bilgilerin neredeyse tamamına yakınını unutursunuz ama olsun. Eğitim sistemi ancak bu şekilde ölçme ve değerlendirme yapabildiğinden, tonla bilgi beyninize adeta akıtılır. Bir işe girdiğinizde ise aldığınız bu eğitim formasyonu, neredeyse tamamıyla yeniden siz işi iyi ve olması gerektiği şekilde yapmayı öğrenene kadar size kazandırılır. Modern zamanlarda her yeni işinizde yeniden bir öğrenim sürecinden geçmek için her beş yılda bir yeni bir mesleği öğrenmeniz gerekeceğinden bol bol gelişeceksiniz. Bunu ne kadar iyi yaparsanız, o kadar başarılı olursunuz.

10- "Stresten uzak durun!" Yazması kolay ama insanın yapısı strese meyillidir. Modern yaşam ve insan ilişkileri üzerinize gelirken, stresten uzak durmak o kadar da kolay değildir. Bu konuda öncelikle kendinizi tanımak gereklidir. Nelerin size sıkıntı verdiği ve nedenleri üzerine profesyonel yardım almak ve ikinci bir bakış açısı kimi zaman dertlerinizi aşmak için bir yöntem olabilir. En güzeli, kafanızı sıkıntı veren meselelere takmamak için dikkatinizi zaman zaman başka bir konuya vermek olabilir. Eve geldiğinizde uğraşacağınız bir hobi. Kitaplar, belgesel filmler işe yarayabilir.

İşte, böylece bir on maddenin daha sonuna gelmiş olduk. Sağlıcakla ve mutlu kalın.

----------------------
Okumak zor gelir diyenler aşağıdaki videodan dinleyebilir.



--------------------------------------------------------------------
Okumak İçin Güzel Bir Gün!
Mutluluk Saçan Işık: Çoğu Bilim Kurgu, Bazıları Sadece Kurgu Hikâyeler isimli kitabımı okumaya ne dersiniz?
Ben yazdım diye söylemiyorum çok sürükleyici ve elinizden bırakamayacağınız bir öykü kitabı.
Sadece Google Kitaplar'da satılıyor.


4 Şubat 2014 Salı

Öfkenizi Kontrol Edin! Yoksa O Sizi Kontrol Eder!


Düşündüm de her an patlayabilecek durumda bir toplumuz. Korna çalıp "yürüsene be!" diye bağırdığınız önünüzdeki aracın içindeki bir başka öfkeli kişi, aracından inip sizi silahıyla vurabilir. Gerilim giderek artıyor üstelik. Gerilim arttıkça potansiyel patlamanın şiddeti de giderek büyüyor. Toplumdaki bu gerilimi düşürmenin yöntemi kendimize çeki düzen vermek olabilir.

Hadi gerçek hayattan örnek vereyim. Kendisine çamurlu su sıçrattı diye belediye otobüsüne ateş edip içindeki masum bir çocuğu yaralayacak derecede öfkesinin esiri olmuş insanlardan oluşan bir toplum ile sağlıklı bir şeyler yapılabilir mi?

Ben de sabah aklıma gelince Twitter'dan #öfkekontrolü hashtagi ile satır satır aşağıdaki önerileri paylaştım. Hemen belirteyim, bu konuda bir eğitimim, profesyonel deneyimim yok. Kendimce öneriler. Zaten başlarken komik şeyler olsun diye düşünmüştüm ancak konu öfke olunca komik bir şeyler üretmek zor.

Bakalım neler önermişim?

Öfke Kontrolü İle İlgili Öneriler

  • İnsan olduğunuzu aklınızdan çıkartmayın. Yırtıcı olmak vahşi doğada hayatta kalmak için iyidir. Toplumda ise tam tersi.
  • Kontrolünüzü kaybettikten sonra yaptıklarınıza üzülüyor musunuz? Kontrolü kaybetmeden önce "o duyguyu" aklınıza getirin.
  • Sinirli olduğunuz için verdiğiniz zararın farkında mısınız? Sakince bunu yakınlarınızla değerlendirin. Dışarıdan bakış iyidir.
  • Asabiyet nedeniniz bir başka hastalık olabilir, mesela diyabet. Hiç düşündünüz mü? Tedavi Olun.
  • Asabiyseniz, siyasetçi olmayın! Rica ediyorum! ;)
  • Sevdiklerinize yönelik şiddet bumerang gibidir. Döner sizi ya da bir başkasını bulur. Onlara sevgi gösterin, size geri dönsün.
  • Başkalarını, kendinizi suçlamak çözüm değil, içinden çıkılmaz labirentler üretir. Çözüme yönelik, barışçıl düşünceler üretin.
  • Mutlu olmak sizin de hakkınız. Öfkeniz sizi kontrol ediyorsa mutlu değil sinirli olursunuz! Sinir kendini besleyen canavardır.
  • Hayatınızı sinirli olmanız kontrol etmesin! Siz kendinizi kontrol edin. İpleri elinize alın. Hayat kalitenizi artırın.
  • Tedaviyi son çare ya da delilik belirtisi olarak görmeyin. Erken müdahale tüm toplumu kurtarır! Tabi sizi de ;)
  • Empati kurun. Karşındakinin yerine kendini koymak, sinirlere hakim olmada yardımcı olabilir.
  • Karşı takımın tribününde maç izleyin. ;)
  • Küfretmek sizi boşaltırken başkalarını doldurabilir. Aman dikkat!
  • Savunmasız olanlara dokunmayın! Sizin öfkeniz boşalacak diye kimse zarar görmesin. Kendinizi onun yerine koyun. Düşünün!
  • Ateşli silahlardan uzak durun. Her türlü silahtan uzak durun!
  • Trafikte biri yanlış yaptığında sinirleniyorsanız, kendi yanlışlarınız olduğunu aklınıza getirin. Kimse mükemmel değil.
  • Tamam, doktora gitme fikri sinirlerinizi bozuyor olabilir. Bir psikolog da asabiyetinizi giderebilir. Profesyonel yardım alın!
  • Belki de sizi asabi yapan güçsüz yönlerinizdir. Eksiklerinizi tamamlayın. Okuyun!
  • Benliğinizi Yüceltin. Öğrenip, daha fazla bilmeye başladıkça asabiyetiniz yerini dinginliğe bırakabilir.
  • Kendinizi geliştirin. Güzel sanatlar ile ilgilenin. Güzel şeyler insanı sakinleştirir.
  • Tolerans, katlanabilmek demektir. Anlamını da öğrenin. Tolerans göstermeyi de.
  • Sevin! Kendinizi, ailenizin üyelerini, başka bir canlıyı. Onlara ses bile yükseltmeyin! Narin cam güzeldir ama kolay kırılır!
  • İç huzuru arayın! Din, mistik öğretiler veya her nerede bulup, sakinleşiyorsanız ona sıkı sıkı sarılın.
  • Futbol sizin için küfür, bağırıp, çağırmak ve kavga anlamına mı geliyor. Tüm sporlar sakinlik ve centilmenlik gerektirir.
  • Boğazınız ağrıyınca doktora gidiyorsunuz da, kafanızda bir rahatsızlık varsa neden doktora gitmiyorsunuz? Tedavi olun!
  • Asabisiniz ve sağlık sorunları peşinizi bırakmıyor mu? Önce bir psikiatrist'e uğrasanız iyi olabilir.
  • Başka huzurlu bir ülkeye, mesela Kanada'ya yerleşmeyi hiç düşündünüz mü?
  • Derin nefesler alarak içinizden sayın. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 o elinizdekini de bir yere bırakın bir kaza çıkacak.
  • Asabi olmanız terbiyesiz olmanızı gerektirmez. Düşünün, filtre edin, sakinleşin, öyle konuşun.
  • "Keskin sirke küpüne zarar" diye söylenir. Doğrudur. Asabiyet vücuda zarar verebilir. Ya da çevrenizdeki vücutlara.
  • "Tedavi olun" demiş miydim?
  • Öfkenizi öte beriden çıkartmayın! Cep telefonları pahalı cihazlar. Televizyon kumandaları ise masum. Tedavi olun.
  • Asabiyseniz kolluk kuvveti, koruma, güvenlik personeli falan olmaya yeltenmeyin. Tedavi olun.
  • Trafikte hata yapan aracın sürücüsünü tanımadığınızı unutmayın! Belki, tanısanız çok seversiniz. Ya da adam ızbandut gibidir!
  • Araç kullanırken çok sinirleniyorsanız: Kullanmayın, satın! Bırakın yerinize otobüs veya taksi şoförü sinirlensin.



  • Anger Management filmini hatta aynı isimli diziyi de seyredin. Hem asabiyet hem de OKB (tekrar eden takıntı hastalığı) hakkında bilginiz olur.
  • Hayatı kendinize ve sevdiklerinize zindan etmeyin. Asabiyseniz bir şeyler yanlış demektir. Ya da Türkiye'de yaşıyorsunuzdur.
  • Asabiyseniz ve kontrol etmekte güçlük çekiyorsanız, nedeni çok basit olabilir. Profesyonel yardım alın. Psikiatrist'e gidin.


Cenneti Pahalıya Satmak

Datça: Turizmin Cehennemi mi Oluyor? Datça'da bir evimiz var. Dolayısıyla yazları zamanımızı burada geçiriyoruz. Eskiden (5-10 yıl kadar...