social credit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
social credit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2019 Çarşamba

Lüzumsuz İnsanlar


İnsan sayısı, bildiğimiz tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar yüksek. Günümüzde 7,6 milyar olan dünya nüfusunun önümüzdeki 12 yılda, 1 milyar daha artacağı ve 2050 yılına kadar 9,6 milyar seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler raporunda, yakın gelecekte en hızlı nüfus artışının ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde olacağına dikkat çekiyor (1). Afrika ülkelerinde doğum rakamları yüksek ve bunun gelecekte daha da büyümesi bekleniyor.

Gelecekte dünya nüfusu önemli bir sorun olabilir. Büyük ihtimalle üretim artışı ve göçler gibi çözümleri olabilecektir. Ancak bu doğal kaynakların çok daha hızla tüketilmesi ve çevreye verilen zararın artması anlamına gelecektir. Karar mekanizmasında bulunan kişiler bunun böyle sürdürülemeyeceğine ve bir şekilde geriye çevrilmesine karar verebilirler. Bu durumda nasıl bir şekilde dünya nüfusu azaltılabilir?

Hemen karamsar bir seri ölümler senaryosu çizmeden, günümüzdeki uygulamalara bakalım.

Çin, vatandaşları hakkında topladığı verilerden yararlanarak bir kişi derecelendirme sistemi kuruyor.


Çin yönetimi, 2020’den itibaren vatandaşları için sistemini uygulamaya almaya hazırlanıyor. Mobil cihazlara yüklenecek bir uygulamayla çalışacak sistemde, kullanıcılar hem sanal, hem de gerçek hayatlarında izlenerek derecelendirilecek. Notu yüksek olan ayrıcalıklı hizmet alırken, kötü notu olanlar kendilerine eş bile bulamayacak (2). Devletine ve Komünist Parti ilkelerine bağlı, ahlaklı, çalışan olmayanlar iyi not alamayacaklar. İnternet'te yabancı sitelere girenler, Twitter gibi sosyal mecralarda dolaşanlar, hele böyle yerlerde yönetenlerin hoşuna gitmeyecek gönderiler ve yorumlar yapanlar, kötü not alacaklar. Notu düşük vatandaşlar en basit haklardan yararlanamayacaklar. Örneğin: İyi bir konutta oturmak, seyahat etmek, ucuz İnternet'ten faydalanmak gibi son derece sıradan ve zorunlu olduğunu düşündüğünüz haklarınız elinizden alınabilecek.

Çin'de uygulamaya başlanacak olan "sosyal skor" size garip ve haksız mı geldi? Bir de şunu deneyin: Ülkemizde ve pek çok batı ülkesinde uygulanan kişisel kredi derecelendirme sistemi ile bir kişinin bankalara başvurması halinde ne kadar kredi alabileceği ve bu kredinin banka için oluşturacağı risk belirleniyor. Bu veri, kişinin kredi kartı ödemeleri, tasarruf - harcama alışkanlıkları ile yatırımları ve mal varlığı gibi verilerden kolayca oluşturulabiliyor. Basit sayılabilecek bir algoritma kısa sürede en yeni verileri bir araya getirerek, güncel kredi güvenilirliğinizi verebiliyor. Bankalar sizi boş yere arayıp, size: "düşük faizli ihtiyaç kredisi kullanmak ister misiniz?" diye sormuyorlar. Ellerinde somut ve güvenilir bir veri bulunuyor. Veri, öğrenebilen ve kendisini yeni durumlara uyarlayabilen algoritmalar ile işleniyor. Hani merhum Stephen Hawking'in "kontrolsüz gelişiminin insanlığın sonunu getirebileceği" uyarısında bulunduğu Yapay Zeka vardı ya (3). İşte bu algoritmalar o yYapay Zekanın ta kendisi.

Nüfus artışının pek çok nedeni var. Teknolojide ve tıp alanında çok ilerledik. İnsanlar artık eskisi kadar çok nedenden ölmüyor ve eskisinden daha uzun yaşıyor. Kapitalizmin en yüksek kalesi pek de sosyal devlet sayılmayacak Amerika Birleşik Devletlerinde en fakir bireyler bile asgari tıbbi hizmetlere ulaşabiliyor. Giderek zenginleşen ve görece refah düzeyleri artan Hindistan ve Çin gibi büyük ülkeler de azalan ölüm oranları yüzünden, hızla artan bir nüfusa sahipler.

Günün birinde bir karar alıcı çıkıp da, bu kadar nüfus dünyaya fazla, bunu düşürmek için radikal bir şeyler yapmak üzere bir düğmeye basarsa ne olur? "Canım olur mu öyle şey?" demeden iyi düşünün. Pekala 21. yüzyılda bile, hiç de rasyonel olmayan kararlar alabilen ve milletlerin kaderini belirleyen dünya yöneticilerine sahibiz. 40 yıl sonra, bunun değişmesi mümkün mü? İnsanlara bir "yaşam skoru" belirlense ve bu skora göre insanlar basit bir şekilde en gerekliden, en gereksize kadar sıralanamaz mı? Üretime, sosyal hayata, düşünsel faaliyetlere önemli katkıları olan, yeni nesillere aktarılacak önemli genetik özellikler taşıyanlar bir tarafa, işsizler, üretmeyenler, düşünmeyenler, topluma bir katkısı olmayan ve olmayacaklar diğer tarafa konulduğunda bunları birbirlerine göre sıraladığınızda elinizde Yapay Zeka marifetiyle oluşturulmuş bir liste olur. Düşük puana sahip kimseler sağlık hizmetlerinden yararlanamazlar. Yaşlılar basit bakım hizmetleri alamazlar. Bırakın şehirler arası yolculuğu, şehirdeki kitle taşıma vasıtalarını kullanmaları, alışveriş merkezlerinin çöplüğü, yiyecek dükkanlarının çevresine yaklaşmaları bile duygusuz robotlar tarafından engellenebilir. Eminim, insanlığın ve dünyanın geleceği için kimse buna karşı çıkamayacaktır. Ha tabi bir de duygusuz robot koruyucuların uzaklaştırıcı etkisi ve skorunun düşmesi korkusu insanların bir sonraki adımlarını ihtiyatlı atmalarına neden olabilir.

Tabi tüm bunlar olmadan Yuval Noah Harari'nin ileri sürdüğü gibi, geni değiştirilmiş bireylerden oluşan yeni bir insan türü çıkıp, Homo Sapiens'i tarihten silmezse. Yine Çin'de genleri değiştirilmiş bebeklerin denenmeye başladığını duymamış olabilirsiniz (4). Ancak belki de bu süreç bile başladı.

Gelecek henüz yazılmadı. Onu oluşturacak kararları ise günümüzden vermeye başladık. Belki bu sefer insanlık akılcı davranır. Böyle karanlık senaryolar oluşmaz. Bunun için, insanlar olarak beynimizi en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. Peki biz neyle uğraşıyoruz? Denize girdiğimizde ne olursa orucumuz bozulur, ne olmazsa bozulmaz. Kötü senaryoları hak ediyor muyuz ne?


Dipnotlar:
1- http://www.theworldcounts.com/counters/shocking_environmental_facts_and_statistics/world_population_clock_live
2-  https://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1512582-cin-vatandaslarina-sosyal-skor-uygulayacak
3- https://www.fizikist.com/stephen-hawkingten-yapay-zeka-uyarisi/
4- https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46341694

Cenneti Pahalıya Satmak

Datça: Turizmin Cehennemi mi Oluyor? Datça'da bir evimiz var. Dolayısıyla yazları zamanımızı burada geçiriyoruz. Eskiden (5-10 yıl kadar...