Yemek Tarifi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yemek Tarifi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2016 Cuma

Uzaylılar Bizi Yer mi?




Basmakalıp sözler vardır. Bazıları mantıksızdır. Mesela: "Ölümlerin birinci nedeni doğumlardır" gibi. Aslında şakadır bu söz. Doğumda hayatını kaybedenler için söylenmemiştir. Sadece basitçe; tüm ölenlerin, doğdukları için zamanı gelip de bir gün öldükleri gerçeğine gönderme ile ironi (mizah) yapar.
Dünyada saçma sapan insan davranışları ve düşünceleri nedeniyle kendi cehennemimizi yaratıyoruz. Tarih boyunca hep iyi amaçlarla ortaya çıkmış ideolojiler sonunda destekçilerinin diğer görüşlere olan toleranslarının azlığından ölüm ve savaşlara neden olmuştur. "Öldürme!" diyen dini görüşler hala katliamlara neden olmuyor mu?


Nobel ödülleri dinamiti icat eden adamın yüzünden ölen insanların kanlarını sızdırmıyor mu bir taraflarından?

Devlet yönetenler, her türlü olur olmadık nedenden kendi vatandaşlarına olduğu gibi başka ülkenin vatandaşlarının yaşam hakkını ellerinden almıyor mu?

21 yüzyıldayız ama hala savaşlar sürüyor. Sizce, kurduğumuz uygarlık zekice ilerliyor mu?


Dünyanın en zeki insanlar "Yapay Zeka"nın insanlığı yok etme ihtimalinden korku ile bahsediyor. Olabilir, tabi biz kendi kendimiz daha önce yok etmezsek. Yani "Yapay Zeka" bizleri yok edecekse bunun için sırasını beklemesi gerekebilir.  Gerçi Yapay Zekayı üretmeyi başarabilirsek ve o da bizleri yok ederse, bunun nedeni yine insanlar olmayacak mı?

Doğanın dengesi yaşayanların birbirini yiyecek olarak tüketmesi üzerine kurulmuş. Bizler bu nedenle bu kadar vahşiyiz belki de. Yiyecekle aramızdaki tüm engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. O engel, bir insan olsa bile.

Varlığı bir kanıta dayanmayan uzaylılar belki de gerçektir. Ancak koca evrende bir yerden bir yere gitmek o kadar da kolay değil. Eğer bir kaç bin ışık yılı uzakta gelişmiş bir uygarlık varsa, buraya gelebilmek için aşmaları gereken fizik yasaları var. Hem bu kadar korkacak ne var? Uzaylılar yerküremize gelmeden, bir dev uzay kayasının karanlıktan çıkıp bizi yok etmeyeceği ne malum?


Sorulması gereken bir diğer önemli soru var. Acaba, biz uzaylıları yer miyiz? Diyelim ki, evrende bir yerlerde yaşayan akıllı canlılar bir yolunu bulup dünyamıza geldiler. Öyle bilim kurgu filmlerdeki gibi, şehrin üzerine geldi mi havayı karartacak kadar büyük değil de, içine 4 canlının sığabileceği mütevazı bir aracın 10 bin yıl önce dünyaya geldiğini, ve atalarımızın memleketi Afrika'ya indiklerini düşünün. Uzay aracının kapısını açıp, kendilerine şaşkınlık ve korkuyla bakan vahşilere o basmakalıp sözü etmişlerdir. "Barış için geldik!" Öyle insana falan değil de şans bu ya mesela koyuna benziyorlarsa o uzaylılar, o zamanki insanlar bu dört kafadarı ne yapıp edip yemişlerdir. Yani bir tür, "yemek ayağınıza kadar geldi". Olamaz mı? Bal gibi olur. Tarlasında uzaylı gördüğünü sanan köylü adamın onlara taş attığı zaman 21. yüzyıldaydı, hatırlatırlayın.

Görsel, NTV arşivinden alınmıştır. (http://arsiv.ntv.com.tr/news/86682.asp)

Ejderhalar, periler, cinler, cadılar gibi pop kültür ögesi haline gelmiş olan uzaylı ziyaretçilerin insanları kaçırıp, onları ameliyat etmeleri, tecavüz etmeleri ve benzeri hikayeleri bir kenara bıraktığımızda, "Uzaylılar bizi yer mi?" sorusuna verilecek cevap, belki "evet" olabilir. Ancak daha önemli bir soruyu bu nedenle gözden kaçırmamak lazım. Bir pundunu bulursak "biz uzaylıları yer miyiz?" Bana sorarsanız yeriz. Hatta yeterli miktarda uzaylı bulursak sadece çok lüks lokantalarda servis edilebilen yemeklerini bile yaparız. Bana "olur mu öyle şey canım?" demeyin. Dünyada yaşayan ne varsa yiyen bir türüz. Lütfen yeniden düşünün! Hele bir de buralardan uzaklardaki dünyalara gitmeyi becerebilirsek neler yapabileceğimizi (yemek olarak) hayal gücünüze bırakıyorum. Zaten bu yazının yerine, yemek tarifi verseydim, inanın çok daha fazla okuyanı olacaktı.

Sanırım en güzeli, uzaylıların dünyamıza gelmelerini beklemek.

Sağlıcakla kalın.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Pratik Tavuklu Mantarlı Meksika Fasulyesi Yemeği


Yemek yapmak ancak ona kendimden bir şeyler kattığımda hoşuma gidiyor (uyduruyorum kafamdan bir şeyler anlayacağınız).

Aşağıda tarifini verdiğim yemeği yapması son derece kısa sürüyor. 15-20 dakika içinde yenmeye hazır hale geliyor.

Lezzeti derseniz hiç fena sayılmaz. Deneyin, beğeneceksiniz.

Malzemeler (4 Kişi):

- Büyük Meksika (kırmızı) Konservesi
- 300 gr tavuk döneri
- Küçük rendelenmiş veya küp doğranmış domates konservesi
- Küçük, dilimlenmiş mantar
- İki orta boy soğan
- 4 diş sarımsak
- 1 adet kırmızı acısız taze biber
- 1 kesme şeker
- 1,5 çay kaşığı tuz
- 2 yemek kaşığı sıvı yağ
- 1 çay kaşığı köri
- 1 yemek kaşığı soya sosu



Soğanları küp doğrayın, sarımsakları ayıklayıp birlikte yağda pembeleştirin. Küçük dilimlenmiş biberi ekleyip içine tuz, şeker, soya sosu ve köriyi atın.

Domatesleri ekleyin 1,5 su bardağı soğuk su ekleyin. Kaynayana kadar bekleyin. İnce doğradığınız tavuk dönerini içine ekleyin. 2 dakika kadar pişirin.

Son olarak Meksika fasulyesini üzerine ekleyin ve 5 dakika kadar pişirin.

Öneri: Makarna ve yoğurtlu patlıcan salatası ile birlikte servis edin.

Afiyet olsun.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...