5 Mart 2013 Salı
TTNET Bana Bir Şey Teklif Etti Ama Ne Teklif Etti Bilmiyor
Az önce 444 1 444 aradı TTNET dedi.
Karşımdaki hanım bana bilgi vereceğini söyledi. "Buyrun" dedim. TTNET şebeke iyileştirme çalışmaları yapıyormuş. Mevcut hızımın 2,5 katına çıkabilecek bir modemi bedava vereceklermiş. Eğer istersem 36 ay taahhüt yapmam gerekiyormuş.
Bir soru sordum:
"Vereceğiniz modemin markası ve modeli nedir?"
"Bir dakika" dedi, yandakilere sordu ama cevap alamamış olmalı ki biraz geveledikten sonra ADSL Modem dedi.
Hanımefendi benim modemin bahsettiğiniz hızı destekliyor. Üstelik bedava vereceğim diyorsunuz ama karşılığında 36 ay taahhüt istiyorsunuz buna "bedava" denmez dedim.
"Bir şey sormak istiyorum, bahsettiğiniz iyileştirme bana en yakın kutuya kadar fiberoptik kablo getirilip kutudan eve de ADSL sinyali gelmesi midir?" dedim.
Cevap olarak bir piyasa araştırması yaptıklarını söyledi. :)))))))))))
Tahminim şundan bahsediyorlardı http://www.ttnet.com.tr/bireysel/internet/ttnetfibernet/Sayfalar/Mevcut-Musterilerimize-Ozel-TTNET-Fibernet.aspx
Teşekkür ettim. Telefonu kapattık.
Tamam, TTNET beni ara hoşbeş edelim. Ancak benim kullandığım modemin hız kapasitesini görebilirsin sevgili TTNET'ciğim. Bir teklifle geleceksen, "gel" diyeceğim, yok ama işime yarayacak bir şey olsun canım. Öptüm baaaay.
Güncelleme 07.03.2013:
TTNET ile bu muhabbet aramızda geçtikten sonra şu hıza bir bakayım dedim.
Eski hızım 8 megabit civarındaydı.
Şu anda ADSL Hızı(Kb/s): 797 / 5877
Yani şebeke iyileştirme çalışmaları hiç de iyi gelmedi benim ADSL'ye :)))
Güncelleme 08.03.2013: Dün TTNET iyileştime çalışmalarına devam etti sanırım.
Evdeki modemin gösterdiği rakamlara bakılırsa neredeyse 20 Megabit hıza çıkmak mümkün. Umarım TTNET başka yerlerde yaptığı gibi bizim hızları da en üst noktalara ek ücret istemeden çeker.
4 Mart 2013 Pazartesi
BES İçin Şirketlere CRM Şart
Bireysel Emeklilik Sistemi devreye girdiğinden bu yana müşteri sıfatımla sistemin içindeyim. "Emeklilik günlerime biraz ek gelir olur" düşüncesiyle ufak tefek de olsa birikim yapmaya çalışıyorum. Sistem kurulurken seminerini falan da düzenlemiştik eski işyerimde (bu belgede 5. sayfaya bakabilirsiniz). İlk ağızdan dinlediğim için hala akımda kalmış yönleri var.
Geçen gün telefonum çaldı, baktım 444 1 666 (ING Emeklilik) arıyor.
Devam etmeden belirteyim; bu şirket ile yıllardır hiç bir olumsuzluk yaşamadım. Gayet memnunum değiştirmeyi falan da düşünmüyorum.
Güzel, telefonu açtım, kendini tanıttı karşıdaki. Bilgi vereceğim, sesinizi kaydediyoruz (buna da ayrıca sinirleniyorum) falan gibi şeyler söyledi. "Buyrun, dinliyorum" dedim. Karşıdaki, "efendim sizin güvenliğiniz için bazı güvenlik soruları ile sizin siz olduğunuzu kontrol etmem lazım" mealinde bir şeyler dedi. İyi de "siz aradınız beni kardeşim" dedim. "Ne bileyim kötü niyetli birileri olmadığınızı?"
Kem küm hık mık etti karşıdaki. Siz bizi arayın isterseniz dedi. Tekrarladım "Siz beni aradınız, ne diyecekseniz deyin!". Bir sonuç alamayınca sinirlendim, kapattım telefonu. İnternet sistemlerinden şikayet yazdım kısaca. Bu tür bir aramanın ne kadar rahatsız edici olduğunu ve tedirgin olduğumu belirttim.
2 gün sonra tekrar aradılar. Bana bilgi vereceklerini daha önce de o nedenle aradıklarını belirttiler. "E verin dinliyorum bilginizi" dedim. Yine güvenlik için bilgi isteyince. "İstemiyorum kardeşim bilgi, milgi ben sisteme İnternetten girip bakıyorum. Sizin bir müşteri takip sisteminiz yok mu?" (CRM) dedim.
Şimdi, bu şirket bana benim ile ilgili bilgi verecek ama beni tanımıyor. Hangi iletişim yollarını tercih ettiğimi bilmiyor. İnternet ile bağlanıp sistemden bilgi alıp almadığımdan haberi yok. Olsa, belki basit bir pop-up ile verecekleri bilgiyi İnternet sistemlerinden verip, telefon ve ucundaki kişiler için yaptıkları masraflardan kurtulacaklar.
Telefon sahtekarlıklarından ne kadar tedirgin olduğumu bilmiyorlar. Neymiş? Bana bilgi vereceklermiş. Şikayetimde "ne bilgisi verecekseniz e-mail ile verin!" dedim. Hala kalkmış telefonda kişisel bilgilerimi sorup duruyorlar. Laf aramızda telefon numaraları 666 ile bitiyor ;) Batıl inançlarım yoktur ama basbayağı şeytanın numarası bu, gel de tedirgin olma! :))
Uğur Özmen hocadan öğrenebilecekleri çok şey var bana kalırsa.
Bu arada bana ne bilgi vereceklerdi hala merak ediyorum. ;)
22 Şubat 2013 Cuma
Aşkın Sorumlusu Beyindir
İnsanlık tarihi boyunca organlar ve olaylar ile ilişkileri söz konusu olduğunda en şanssızı şüphesiz kalptir. İşin kötü yanı bu işlere hala kalp bakıyor sanılıyor.
imaj http://farm3.staticflickr.com/2319/2497978686_675f4a600a.jpg adresinden alınmıştır.
Yüzyıllardır kalbin bir pompa olduğu ve vücut için gereken kan dolaşımının en önemli unsuru olduğunu biliyoruz. Daha ilkokulda bile organlarımızı ve fonksiyonlarını öğreniyoruz. Aşk da dahil tüm düşünsel etkinliklerimizin sorumlusu beyin! Ancak iş amatörce bir resimle aşkımızı ifade etmeye gelince hemen bir kalp çizip baş harfleri de içine oturttuk mu oldu size duygularımızın dışa vurumu.
Beni şaşırtan asıl konu; çok daha iyi namzet organlar varken aşktan sorumlu olarak kalbi görmek :)) Popüler kültür işi nerelere getirmiş gerçekten ilginç.
Resim http://www.uncp.edu/home/rwb/lecture_ancient_civ.htm adresinden alınmıştır.
Sadece insanların değil, tanrıların yanlış bilmesi garip değil mi kendi yarattıkları organların fonksiyonlarını?
Hayatın anlamını ve nedenini sorgularken, insanlık tarihi için kalbin sorumlu tutulduğu kavramları talihsiz bir çuvallama olarak görüyorum.
20 Şubat 2013 Çarşamba
İnternet Kullanımı Ülkemizde Tarihin En Üst Seviyelerinde
İnternet güzel gelsenize!
Yıllarca İnternet kullanımı artsın, herkes erişebilsin diye benzer lafları çok ettik. Şimdilerde TÜİK'e göre neredeyse iki evden birinde İnternet erişimi var. Büyük şehirlerde ise nüfusun %90'ı düzenli İnternet kullanıyor.
İstatistik ile istediğinizi söyleyebilirsiniz, arkanızda rakamlar olduğundan yemin etseniz başınız ağrımaz. TÜİK rakamlarına bakılırsa acayip İnternet Penetrasyonu (!) var ülkede.
Peki, İnternet ile ne yapıyoruz? Facebook ("Face" diyolla) üzerinde birbirimize kedi resimleri yolluyor, beğeniyoruz. Twitter'da bizi takip edeni, takip edip, özlü sözler (aforizma) paylaşıyoruz. Söyleyenleri çoktan toprağa karışmış olsa da, adamlar yeniden yaşıyorlar bu sayede. Böylece her gün ölüleri görüyoruz, dinliyoruz anlayacağınız. Zombili dizilerin kolay kabul görmesi bundan olmasın? Yılmaz Özdil ve diğer popüler yazarların köşe yazılarını paylaşıp, hayıflanıyoruz memleketin haline. Sanki olanlarda hiç payımız yokmuş gibi.
Özetle, ağzına kadar dolu muhteşem bir bilgi kaynağının içine atlıyoruz ama saçımız bile ıslanmadan çıkıyoruz dışarıya.
Bilgiyi kullanıp yeni bir şeyler üretiyor muyuz?
Süslü özlü lafları hayatımızda kullanıyor muyuz?
Milli Kütüphane var bizim Bahçelievlerin son durağında. Yıllarca yanından geçip yapıya, pencerelerine, kapılarına bakıp içine girip toplantı salonunda bir seminer, gösteri izlemiş olmamız, ondan hakkıyla yararlandığımızı gösterir mi? Alooo, içerisi tıka basa kitap dolu arkadaşım!
Dün bir tanıdıkla konuşuyordum. Bir kitabın özetinin ne kadar uzun olduğundan söz ettik. 40 sayfa okumak bile uzun geliyor bize artık anlayacağınız.
140 harf uzunluğunda yaşamaya başlarsak olacağı budur işte.
İnternet sayesinde çok şey yapabiliriz. Ne "ararsak" bulabiliriz. Kendimizi yeniden yaratabilir, yenilikler üretebiliriz.
Peki biz ne arıyoruz? Gerçeği mi? Kedidir, kedi ;)
19 Şubat 2013 Salı
Linkedin Kuru Kuruya Kutlamamış
Linkedin 200 milyon üyeye ulaştı diye mail ile herkesin iyi yönünü hedefleyen (örneğin: "siz ülkenizdeki ilk 50 bin üyeden birisiniz" gibi) çeşit çeşit şıklık yapmıştı.
Kendi çalışanlarına da birer mini iPad vermişti.
Bunu inceden tiye alan Sunipeyk sitesinde konuyu dile getirmişti.
Adamlar duymuş gibi :))
Neyse bana geldi sizlere de gelmiştir sanırım. Kabul edip bir ay en kral üye statüsünün keyfini sürebilirsiniz.
GÜNCELLEME:
Bedava hediyeyi almak isteyince kredi kartı numarası istiyor uyanıklar! ;) Para almayacaklar ama yolunu yapıyorlar anlayacağınız.
18 Şubat 2013 Pazartesi
Blogger Yazılarını Yedekleme
Google oldukça büyük ve tüm hizmetlerini bilmek zor. Pek çok hizmetinin içerisinde oluşturmuş olduğunuz verileri yedeklemeniz mümkün.
Eğer siz de Google'da oluşturduğunuz videoları, blog girdilerinden yedek alayım bir yerde dursun diyorsanız Google Takeout servisini kullanmak isteyebilirsiniz.
Ben blogger içeriğimi deneme olsun niyetine yedekledim. Atom uzantılı dosyalar oluşturdu. Belki size de lazım olur.
Blogger'ın yedeğini almak için diğer bir alternatif ise Google Blogger'ın içinde ayarlar kısmına girin. Diğer'i (en altta) seçin. Blogu dışa aktar seçeneğine tıkladığınızda bu defa .xml uzantılı olarak bir yedeğiniz oluyor. Bir newsreader ile yada RSSOWL programıyla okuyabilirsiniz.
13 Şubat 2013 Çarşamba
LED Ampul ve Avantajları
Nesne ve kavramların deklare ettikleri ile gerçekleştirebildikleri çoğu zaman farklı olur.
Mesela, Enkandesant (flamanlı) ampuller ışık ürettiklerini deklare ederler ama aslında tükettikleri enerjinin yaklaşık %80'ini ısıya çevirirler.
Bu yüksek enerji tüketimi aydınlatmanın gereksiz enerji tüketimi anlamına gelmesi ile sonuçlanmıştır.
Enkandesant ampuller yerine gelen Floresan (tasarruflu) ampuller nispeten daha verimlidirler. 100 Watt'lık bir enkandesant ampul yerine 20-23 Watt'lık bir floresan ampul aynı miktarda ışığı verebilemektedir.
Floresan ampullerin de ciddi bir sorunu vardır. Kırıldıklarında içlerindeki civa açığa çıktığı için eğer ortamdan uzaklaştırılamazsa yaşayanları zehirler. Bozuk olanlar çop alanlarına sağlam olarak ulaşamadıkları için çevreye ciddi miktarda civa yayılmış olur. Floresan ampullerin ışık miktarları kolay kolay azaltılıp çoğaltılamaz.
Bu aralar giderek daha makul bir ışık kaynağı haline gelen Led'ler oldukça tasarruflular. 5 Watt'lık bir led ışık kaynağı 100 Wattlık enkandesant ampulün verdiği ışığı verebilir.
Led ışık kaynakları ilk olarak dolmuşların, taksilerin orasında, burasında aksesuar olarak kullanılarak hayatımıza girmiş olsa da kullanımları ile önemli miktarda enerji tasarrufu yapılabilir.
Led ışık kaynakları yaygın olarak evlerde kullanılan televizyonlarda kendilerini gösteriyorlar. Bu bile önemli enerji tasarrufu demektir.
Şimdilik fiyatları yüksek de olsa yakın zamanda makul fiyatlara düşeceklerini söylemek falcılık olmaz. Renk konusunda da sınırsız imkan bulunması LED ışık kaynaklarını cazip kılar. Aynı zamanda verdikleri ışık miktarı da ayarlanabildiğinden oldukça kullanışlı sayılırlar.
Led ampuller ısınma ile ilgili sorunları olmaz ise uzun süre hizmet verebilirler. Eğer istenirse takılıp unutulacak LED modülleri üretilebilir ama endüstri için bu tercih edilir bir yöntem olacak mıdır zaman gösterecek.
9 Şubat 2013 Cumartesi
Soruya Sorudan Cevap Olmaz
Soruya Sorudan Cevap Olmaz
Sorulan soruya, soru ile
Cevap vermek olmaz.
Dibi delik kaba
Ne koyarsan koy, dolmaz!
Kendini yükseklerde görmek
İyidir amma!
Eşitler arasında
Seviye farkı,
Kafanın içinden
Başka yerde hoş durmaz.
6 Şubat 2013 Çarşamba
Detay Şeytan'da Gizlidir
3 Şubat 2013 Pazar
Aydınlanma ve Biz
Dostum Berk Yüksel güzel bir yazı yayınlamış blogunda "Aydınlanma Nedir?" Okuyunca yazma isteği uyandırdı, ben de yazdım.
İnsan kendinin farkına vardığı andan itibaren uygarlık oluşturmaya başlamıştır. Geçmişteki imkansızlıklar bu süreci uzatmış, kimi zaman da yeniden başlamak gerekmiştir. İstilalar, bazen de doğa, uygarlığın ilerlemesini durdurmuştur. Aydınlanma da bu duraklama ve yeniden başlamalar yüzünden yamalı bohça gibi olmuştur.
Etiketler:
afet,
Aydınlanma,
bilgi,
bilim,
dikkat,
doğa,
Farkındalık,
felsefe,
Gelecek,
insandogasi,
Kişisel Gelişim,
küresel,
nefret,
radyom,
savaş,
sevgi,
sürdürülebilirlik,
teknoloji,
yolculuk
31 Ocak 2013 Perşembe
İyi Bir İnsan Kaynakları Sitesi Nasıl Olmalı?
İş ve işçi aramak işin doğası gereğidir. Bunu en iyi şekilde yapmak veya aracı olmak için yola çıkmış pek çok kuruluş var. Özel iş bulma (istihdam) büroları, İnsan Kaynağı Siteleri, Yönetici düzeyinde kafa avcıları bu işten ekmek yerler.
Bir işi yaparken en iyisi olmak için çabalamak esastır. İhtiyaca cevap veremeyen kuruluşlar ve girişimler kaybolup gider.
Pek çok örneği olan İnsan Kaynağı Siteleri daha iyi nasıl hizmet verebilirler?
İş ve İşgücü ile ilgili ellerindeki büyük kaynağı en iyi şekilde kullanmak için başka neler yapılabilir?
İş arayanlar İçin:
Kimse muhteşem biçimde bir CV hazırlamayı tam anlamıyla beceremez. Bu işi basitleştirmek lazım.
- Başka sitelerden aktarım (import) yapılabilmeli.
- Hazır bir CV yüklendiğinde içeriği akıllı bir işlemden geçirilip sitede kişinin özellikleri otomatik oluşturulabilmeli.
Adaylara kişilik testlerini de içeren profil oluşturulmalı. Adayın eğilimler periyodik olarak sorularak, test edilerek güncellenmeli.
Site üyelerinin yetkinlik haritalarını çıkartıp bunu eğilimler ve iş tecrübesi ile eşleştirip uygun olup ama üyelerin aklına gelmemiş iş olanakları konusunda hatırlatmalar yapmalı.
Popüler sosyal medya, sosyal İK siteleri aracılıyla sisteme giriş sağlanmalı.
Sosyal Medya sitelerinden faydalanarak iş arayana profiline ekleyebileceği özellikler önerilmeli.
Mobil akıllı telefon ve diğer cihazlar için uygulamalar geliştirilmeli.
İş arayanlara ve çalışanlara profiline uygun bir pozisyon çıktığında anında ulaşılarak (mail, push sms, mobil uygulama gibi) dilerse açık işe başvurması sağlanmalı.
Özetle İK sitesi SÜPER KAFA AVCISI gibi olmalı ve devamlı olarak kayıtlı kullanıcılarını işlerle eşleştirmeli.
İşverenler İçin:
İşverenler genellikle bu işin profesyoneli olamadıklarından bildik hatalara çok düşerler. Dolayısıyla işçi mi arıyorlar, yoksa Süperman mi, arada kantarın topuzu kaçabilir. Böyle mantık ötesi hatalara düşmeleri aradıkları özellikte çalışan bulmalarında engel olabilir.
İşverenin kapasite, potansiyel, imkanlar gibi konularda çapının belirlenmesi için olabildiğince basit bir profil oluşturma ve güncelleme sistemi şarttır (Yani sektörün önemli - öncü firması diye başlayan tanıtımın için objektif verilerle doldurulmalı).
İşlerin ve onları yapmak için gerekli niteliklerin şablonları otomatik oluşturulmalı ve değişen şartlara göre otomatik güncellenmelidir.
İş ile ilgili ilan oluşturulurken bunun elle girilmesi yerine, işin gerekleri nedeniyle aranan yetkinlikler bir iki basit sorgulama sonucunda belirlenmeli ve ilan otomatik ve işverenin isteklerine uygun olarak oluşturulmalıdır.
İlan yayınlanır yayınlanmaz sistemden potansiyel adaylar seçilerek tarafların irtibatına imkan sağlanmalıdır.
İşveren veya temsilcisi öyle binlerce başvuru ve havuzdaki adayları incelemek, içinden çıkılmak filtre ayarları yapmak yerine sistem en uygun 5-7 adayı bulup iş için önermelidir.
Başarı oranlarında flört edecek birilerini eşleştiren sitelerden bile geri kalmak biraz ayıp olmuyor mu?
Ne var olmayacak şeyler mi bunlar? Teknolojik gelişmişliğimiz bunu gerçekleştirmek için her türlü imkanı veriyor. Neden olmasın? (Siyah beyaz TV yıllarında 6 Milyon Dolarlık Adam dizisi vardı hatırladınız mı?)
Hülasa ve hamiş (İşin özü ve not):
Hantallaşmış, iş bulma konusunda neredeyse pek işe yaramayan İK siteleri oturup işlerine iyice odaklanmalı ve şu andakinden çok, daha iyi işler nasıl çıkartılır düşünmeliler. Atın artık gözünüzün önünü kapatan "işletme körlüğü" perdesini kardeşim!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ya Barış Ya HİÇ!
Sınır komşularımız kolayca bizi hatta tüm dünyayı içine çekebilecek tehlikeli bir savaşı başlattı. İnsan "ya nasıl bir zamana denk geld...

-
Köpük baloncuk yaparken deterjan ve su kullanıyorsanız muhtemelen baloncuklarınız hemen patlıyordur. Dayanıklı baloncuklar için çözelti...
-
Sınır komşularımız kolayca bizi hatta tüm dünyayı içine çekebilecek tehlikeli bir savaşı başlattı. İnsan "ya nasıl bir zamana denk geld...
-
Yazma merakım biraz tekliyor bu aralar. Biraz Amatör Telsiz, biraz da Yapay Zeka ile yakınlaşma sonucu Youtube üzerinden yayınladığım videol...
-
Şiir yazıp, yapay zeka ile beste yapmayı sevdim. Yazdıklarım iyi oluyor mu bilmiyorum ama kendimce bir tür cahil cesareti ile sürdürüyorum. ...
-
VITRIOL: Visita Interiora Terræ Rectificando Invenies Occultum Lapidem Dünyanın derinliklerini (içini) ziyaret et, damıtırken (arıtırken) gi...