27 Ekim 2012 Cumartesi

Uçan Karton Model Uçak (Vecihi Hürkuş)

 

Model uçak için gerekli malzemeler:

  1. Maket Bıçağı
  2. Makas
  3. Yapıştırıcı
  4. Kendinden yapışan bant
  5. Kırtasiyede bastırılmış pdf çıktısı (bulabildiğiniz en kalın kağıda ben 240gr kullandım).
  6. 2 adet 25 kuruş (burun ağırlığı olarak)
  7. 2 adet çöpşiş (gövdeyi güçlendirmek için, olmasalar da olur)

Uçan karton uçak maketinin bastırılabilir pdf dosyasını buradan indirebilirsiniz.

Öykümüz:
Yıllar önce daha ortaokuldayken Emek mahallesinde 4. cadde üzerinde bir oyuncakçı vardı. Bu oyuncakçıda kartondan bir model uçak satılırdı. 2,5 lira falandı sanırım. Ama almak için para biriktirdiğimi hatırlıyorum. Bir kaç tane almıştım. Yine yanılmıyorsam maket uçak modeli F-4 Fantom'du. Burnu ile egzos çıkışı arası açık olduğu için böyle isimlendirmişlerdi sanıyorum.


Şimdilerde oyuncakçının yerine bu çerçeveci gelmiş. Yine de gidip fotoğraflamadan duramadım işte :)

Oğlum kağıttan model ya da maket uçak yapalım deyince İnternet'e baktık ama dişe dokunur bir şey bulamadım. Böyle olunca da iş başa düştü ve model uçağı aklımda kaldığı kadarıyla bilgisayarda çizdim. Mürekkepli yazıcıdan ilk çıktıyı alıp kartona yapıştırdım ve prototipi yaptım. İşin komik yanı ilk denemede uçtu da. :)

Uçağın adını ilk Türk Uçağını yapan Vecihi Hürkuş olarak koydum. Nur içinde yatsın.


Daha sonra oğlumla kırtasiyeye gidip en kalın kartona renkli çıktı almasını rica ettik. A4 ve A3 boyutlarında bastırdık ama daha küçük de yapılabilir tabi. Eğer kağıt ince ise kalın kartona yapıştırılıp öyle kesilebilir. Ya da A5 çıktı alınıp evde uçurtulabilir.

Uçağın yapımı:
 Kuyruk dik kanadını kesip, alt kenarlarını çizik yerlerden dışa kıvırıp, birbirine yapıştırıcı ile yapıştırın

Ortaya yukarıdaki gibi bir şey çıkacak..

Diğer parçaları kağıttan kesin. İnce birleşim noktalarını dikkatlice keserek ayırın.

Kesikli çizgilerin üzerinden maket bıçağıyla geçin. Fazla kesmeyin! Sınırlara uyun.

Büyük kanatın kesikli çizgilerini dikkatlice kesin. Kavise dikkat edin. Uçağın havada kalmasını sağlayacak detay bu kavise uyan kanat yapısı.

İlk olarak dik kuyruk kanadını yerine takın.

Dik kuyruk kanadını alt taraftan kendinden yapışan bant ile yapıştırıp sabitleyin.

Gövdemiz yapıştırma yerlerinden tutturulmaya hazır.

Gövdeyi sağlamlaştırmak için gördüğünüz şekilde tahta çöp şişleri kendinden yapışan bant ile gövde içine tutturun. Daha sonra ek yerlerine yapıştırıcı sürüp yapıştırın.

Gövdemiz hazır.

Kanatları yerlerine dikkatlice takın. Dikkat ederseniz iki büyük kanadımız var. Büyük A3 baskıda bu kanatları birbirine yapıştırıp daha sağlam kanatlar elde edebilirsiniz. Ya da yedek kanat olarak kullanabilirsiniz.

Burun ağırlığı olarak kullanacağınız 25 kuruşları iki dış yana yapıştırın.

İşte Vecihi Hürküş model uçağımız hazır. Sıra uçurmaya geldi.



23 Ekim 2012 Salı

Cumhuriyet 89. Yaşında

Kimden Ataturk

Çok kısa bir süre sonra çifte bayram yaşayacağız. Önce Kurban bayramı geliyor. İkinci bayram ise 89. yılını kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyetinin yani kendi küllerinden yeniden doğan büyük bir ulusun doğum gününün kutlaması.

Dostum Haluk Başaklar bana bir mail gönderip kutladı sağolsun. Mailinde yazanlar Can Yücel'den. Çok hoşuma gittiği için burada da paylaşmak istedim.
----

YAŞASIN CUMHURİYET

Gölköy adında bir yer varmış Gelibolu'da
Televizyonda gösterdiler geçen gün.
Gelenek edinmiş köy halkı,
"ben kendimi bildim bileli bu böyledir"
Diyor muhtar:
29 ekim'de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...
Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
Kirvesi tutmuş kolundan
Yatırdılar bir kamp yatağına,
Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
Elinde bıçağıyla,
Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
"yaşasın cumhuriyet" diye
Bunun üzerine de ekran karardı

Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumuzun
Sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de
Düştüğü bir tarihsel yanılgı
Çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet

CAN YÜCEL
----

Derhal bunu bir görsele çevirdim ve Facebook'da paylaştım. Facebook'da böylesi daha çok dikkat çekiyor diye. Kaybolmasın burada da dursun bari. Görselde kullandığım Atatürk fotoğrafını da daha çok amatörken renklendirmiştim. Onu da bu sayfada en tepede görüyorsunuz. Neredeyse tüm medya organları ve televizyonlar kullandı ve halen de kullanıyor. Gördükçe hoşuma gider.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Kaldıraç Etkisi ve Garip Bir Girişimci ile Karşılaşmam


Devrim Demirel ile 1991'lere uzanan bir arkadaşlığımız var. Birlikte Yusuf Öztoprak ve Hakan Günel'ın PC Günlüğü Dergisi'nde yazıyorduk. Yıllar sonra 2008'de kendisiyle birlikte bir süre çalışma imkanı da buldum .

Devrim 2011 yılında Bilkent Üniversitesi Girişimcilik Kulübü (hayır, dövüş kulübü değiller!) davetlisi olarak bir konferans vermişti. Adı da "Kaldıraç Etkisi". Bu konferansın adından aynı isim bulan bu yeni kitapta, kimi yüz yüze, kimi ise Yeni Medya'dan tanıdığım pek çok İnternet Girişimcisinin deneyimleri yeralıyor. Kitabın bir web sitesi de var http://www.kaldiracetkisi.com/. Ayrıca Twitter'da @kaldiracetkisi hesabında paylaşılacak içerikler de derlenip bir e-kitaba dönüştürülecek.

Kitaba şöyle bir göz attım, en kısa süre içerisinde de okur bitiririm sanırım. Kitabın yayınlanmış olduğunu duyunca gidip yakındaki bir alışveriş merkezinin (365) içindeki D&R'dan aldım. Tamam ne var İnternet'ten alsam gecikecekti, onu bekleyemedim gittim aldım işte.

Bir "Girişimci" ile yaşadığım rastlantısal olay:

365 Alışveriş Merkezinin otoparkında tam aracıma binmiş gidiyordum ki, yanıma bir Clio park etti kornaya bastı, içerideki adam gülümseyip, bana bakıyor bir yandan da konuşuyor.

Açtım penceremi "birine benzettiniz galiba" dedim. Adam: -Yok ben arabanın servisinde (benim aracı gösterip) ustayım ondan el ettim. Deyince, inanılmaz zayıf hafızama küfrederek: "ha tamam merhaba nasılsın?" dedim. Arabasını gösterip "e bu araba ne peki? dedim (Aracı benimkinden farklı bir markaydı, e servis ustası neden başka marka araç alsın değil mi?). Bunları yazıyorum ama o anda hala olaya uyanmış değilim. Adam, "aracı dayımla Konya'dan aldık, yeni bu" dedi. Sonra "dur Konya'dan bal getirdim sana bir kutu vereyim" dedi. Ben, "yok istemem, sağol" falan demeye kalmadı. Adam, aracından çevik bir hareketle inip, arkaya geçti ve elinde bal renginde ama sanki yoğunluktan ve renkten sınıfta kalacak bir sıvı içeren plastik bir kapla yanıma geldi. Sanırım bana verip 30 - 40 lira isteyecekti ki "biz balımızı toptan Datça'dan getiriyoruz, hanım bu senin balı çocuklara yedirmez dedim." O zaman vazgeçti, bıraktı yakamı.

"İşe bak ya, bile bile lades diyordum" diye düşünerek oradan uzaklaştım.

Hasbelkader satış ekibi yönettim ama hiç böyle satıcı görmemiştim. Uyanığa bak sen! Bir de uyanık ve dikkatli geçinip telefonda arayan satıcıları 3-4 kelimede saf dışı bırakan benim gülünecek halime bakın! Uyanık ve dikkatli olmalı! Kimbilir, bal diye ne satacaktı adam bana :)) Gel de paronoyaklaşma bu ülkede.

Aklınızda olsun böyle bir satış tekniği türetmiş tipler kah bal, kah orijinal parfüm diyerek sizi de dolandırmaya çabalayabilir. Sanırım alışveriş merkezleri de bu tür kişilere karşı otoparklarını daha dikkatli korumalılar. Ne de olsa haksız rekabet. Alışveriş merkezinin içinde bal satmaya kalksanız katlanacağınız maliyeti düşünün ;).

Yaa işte böyle, az daha İnternet'in "Kaldıraç Etkisini" okuyayım derken, dolandırıcıların hedefi oluyordum. İşte bu da benim "girişim" öyküm :))

Bumerang Türkiye'nin En İyi Blog ve Web Sitelerini Ödüllendiriyor


Türkiye’deki blog ekosistemini geliştirmek amacı ile 2007 yılında kurulan ve bünyesinde 20 bini aşkın bağımsız yayıncının yer aldığı Bumerang, Türkiye’nin en iyi blog ve web sitelerini ikinci kez ödüllendirmeye hazırlanıyor.

Bumads ile İçerik Aşkına

"Bumads ile İçerik Aşkına" konsepti ile hazırlanan etkinlik, 29 Kasım Perşembe günü Hilton Convention Center’da gerçekleşecek. Gizmodo Chief Editörü Matthias Sternkopf başta olmak üzere sektörün önemli isimlerinin katılacağı, sosyal medya, bloglar ve content marketing gibi başlıkların konuşulacağı konferans ile başlayacak etkinlik sonunda, katılımcılar aldıkları eğitimi belgeleyen sertifikanın da sahibi olacak.

“Bumads ile İçerik Aşkına” etkinliği Türkiye’nin en’lerinin seçileceği Bumerang Ödülleri‘yle devam edecek.

“En Tarz Blog” “En Çalışkan Blog” “En Sosyal Blog” “En Bilge Forum” “En İyi Yerel Site” ve "En Uyumlu Site" kategorilerinde düzenlenecek olan ödül töreninde “Jüri Özel Ödülü” de dahil olmak üzere toplam 7 site sahibi The New iPad kazanacak. Ayrıca tüm finalistler sürpriz hediyelerle ödüllendirilecek.

Bumerang kullanıcı paneli üzerinden kolayca başvurulabilen yarışmada, başvuru onayından sonra “sms oylaması”na geçilecek. Sonrasında ise her kategori, kendi alanında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirilecek.

Dünyaca ünlü bloggerlar, sektörün önde gelen markaları, reklam ajansları ve basının katılacağı "Bumerang Ödülleri"nde müzik dünyasının sevilen isimi Mirkelam ve İskender Paydaş sahne alarak konuklara unutulmaz dakikalar yaşatacak.

Siz de Türkiye’nin en iyileri arasında yer almak istiyorsanız Bumerang’a kayıtlı olan blogunuz/siteniz ile 15 Kasım 2012 tarihine kadar bumerang.hurriyet.com.tr’den yarışmaya başvurabilirsiniz.

Eğer hala Bumerang üyesi değilseniz kolayca üye olabilir, başvurunuzu üye girişi yaparak gerçekleştirebilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Electroworld Müşteri Memnuniyeti (Acer Aspire 5560 MS2319 arızası)

Geçtiğimiz Ağustos ayında (30.08.2012) kampanyasını görünce Ankara'da 365 alışveriş merkezinden Electroworld mağazasından bir Acer Aspire 5560 Serisi MS2319 modeli dizüstü bilgisayar aldım.

Aynı mağazadan daha önce işyeri için de 4-5 dizüstü almıştım pek bir sorun yaşamadık. Hatta bu satırları yazdığım Samsung RV511 modeli dizüstünü de oradan almıştım.

Acer işin doğrusu 1000 TL fiyatla alınabilecek 4 çekirdekli DDR3 ramli fişek gibi bir aletti. Özellikle de fazla ısınmıyor olması alış nedenlerinin önünde geliyordu. 45 gün geçmeden bilgisayar bir anda açılmaz hale geldi. Boot etmemek değil, elektrik geliyor ancak ana kartın çalıştığına dair hiç bir belirti yok.

Topladım mağazaya götürdüm cihazı. Müşteri hizmetlerindeki hanım beni teknik servise yönlendirdi. Teknik servisteki arkadaş inceledi, çalıştırmaya uğraştı, dikkatle vidaları açılmış mı diye kontrol etti. Kasada deformasyon var mı diye baktı. Neyse ki elimi bile sürmemiştim ;) Sonuçta "servise göndereceğiz" dedi. Beni tekrar Müşteri Hizmetlerindeki hanıma yönlendirdi.

Hanımefendi cihazı ince ince gözden geçirdi. İki vuruk tespit etti üzerinde. Bir de kullanımdan dolayı kılcal çizikler. Ben zar zor gördüm bir şeyler ama artık kalıp hatası mıdır, yoksa gerçekten vuruk mudur, emin olamadım. Tavırları pek hoş olmasa da, hanım kız (!) bayağı bir debelenip formu hazırladı imzamı ve diz üstü bilgisayarı teslim aldı.

Sonuç itibarıyla şu anda evde adam gibi bir bilgisayar yok. Bakalım servis ne yapacak? Umarım tamamen değiştirirler de bir daha aynı alet gelip, gelip gitmez servise.

Haa aklımdayken bir daha 365'deki Electroworld mağazasından çöp almamaya karar verdim. "Neden?" derseniz, müşteriye nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Ben onların bu dünyada insan formunda bulundukları süreden daha uzun  zamandır elektronik ve bilgisayarla uğraşıyorum, neyi bozduysam üzerime aldım ama ben bir şey yapmadan bozulan cihaz yüzünden de suçlu muamalesi görmek hoş değil, daha kibar olabilirlerdi ki o hallerine bile ağzımı açıp bir şey demedim.

Kendileri bilirler.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Ivr Teknolojisi Hiç Bu Kadar Hararetli Kullanılmamıştı

Son günlerin en gözde Facebook uygulamalarından bir tanesi de Lipton Ice Tea Hararetmatik. Lipton Ice Tea Türkiye sayfası üzerinden ulaşabildiğiniz Hararetmatik uygulaması, IVR teknolojisiyle gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ilk defa, yapılan şakayı kayıt etme özelliğine sahip bu teknolojiyle oturduğunuz yerden istediğiniz arkadaşınızı şakalayabiliyorsunuz. Bunun için tek yapmanız gereken, Facebook listenizdeki arkadaşlardan dilediğinizi seçip telefonunuzu ve hararetini yükseltmek istediğiniz arkadaşın telefonunu yazmak. Bu basit işlemden sonra Türkiye’nin son dönemdeki gözde komedyenlerinden İsmail Baki tarafından canlandırılan 5 ayrı telefon şakasından birini seçebiliyorsunuz. Günde 3 şaka hakkınız var ve unutmayın her arkadaşınıza sadece bir defa telefon şakası yapabilirsiniz.

Olay sadece şakayla da bitmiyor tabi. Eğer arkadaşınız şakayı sonuna kadar dinleme sabrı gösterirse hem siz hem de o SMS ile birer çekiliş numarası almaya hak kazanıyor. Her hafta sonunda da en fazla çekiliş hakkı elde eden kişi ise içi dolu, özel bir Lipton Ice Tea dolabı kazanıyor.

İsmail Baki’nin birbirinden renkli taklitleri IVR teknolojisi iyi kullanıldığında ortaya gerçekten yaratıcı işler çıkacağını göstermiş. Teknolojik gelişmelerin gündelik hayatımıza böylesine keyif kattığı işleri çok seviyorum. Hatta şu satırları yazdıktan sonra listemden birkaç kişiyi şakama alet etmeyi düşünüyorum.

Uygulamanın linki burada.

https://www.facebook.com/liptonhararetmatik/app_395429340516909

Seslendirmenin yapıldığı stüdyodan kamera arkası görüntüler ise çok eğlenceli:

http://youtu.be/bmkAfVBRBT4



Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Ekim 2012 Perşembe

Radyo Yayınlarından Etkilenmeden Arabada Fm Vericiden Müzik Dinlemek


Halen bazı araç radyolarına usb hafıza kullanılamadığından alternatif olarak FM verici alanlar büyük şehirlerde bir türlü boş kanal bulup müzik dinleyememekteler.

Kalabalık FM vericilerin yayın yaptığı büyük şehirlerde daha rahat müzik dinlemek için yapacağınız oldukça basit.  Aracınızın radyo anteni sökülebilenlerdense, sökün. FM vericinizi radyodan öyle dinlemeyi deneyin.

Sonucun daha iyi olduğunu göreceksiniz. Olmadı mevcut radyo istasyonlarını dinlemeye devam :))

9 Ekim 2012 Salı

Şeytan Neye Benzer?


İyilik ve kötülük kavramlarının aslında birbirinden uzak değil, aynı bütünün parçaları olduğu konusuna daha önce değinmiştim.

Peki bu kötü siz olsanız, olduğunuz gibi görünerek, yani kötü olarak ortaya çıkar mısınız?

Düşünsenize, bize benimsetilmiş olan imajıyla Şeytan karşımıza çıkıp "hadi" dese, kaçınız onu izlersiniz? Hemen belirteyim, Şeytan'ın o görüntüsü Vatikan tarafından eski deniz tanrısı Poseidon'un değiştirilerek (böylece kitleler bilinçaltında eski tanrılardan da uzaklaştırılmış oldu) yeniden öne sürülmesinden ibarettir (her ikisinin ellerindeki çatalları hayal edin).

Söylencelere göre, Şeytan kibirlidir. Ama kendisine hak vermemek mümkün değil. Saf enerjiden ibaret bir varlıkken maddeden bir varlığa secde etmesi emredilince ister istemez bir iç muhasebesi yapmış bu melek. "Yahu ben saf enerjiyim, istediğime dönüşebilirim, ister madde, ister enerji, buysa sadece maddeden mamul insan!" Oysa enerji maddeye dönüşebilirse madde de enerjiye dönüşebilir ama o dönemde bu bilgi ya bilinmiyordu ya da Şeytan'ın gözünden kaçtı. Zaten biz de Einstein anlayıp anlatana kadar kadar bu bilgiden haberdar değildik. Sonuçta yıldız tozlarından mamul insan da bir gün yine saf enerjiye dönüşebilir (e=m*c2).

Dönelim Şeytan'ın aramıza gelse kim gibi görünmek isteyeceğine. Ben olsam, en sevimli varlık tercihim olurdu ama paytak bir ördek yavrusunu kim takip edip, dediklerini yapar ki? Bu nedenledir ki Şeytan en çok karizmatik liderlerin şekline bürünmeyi sever. Karizmatik liderler kimi zaman çılgınca kötü işler yapsalar da kitleler hipnotize olmuşçasına onu izlerler. Adolf Hitler buna iyi bir örnektir. Ressam olup unutulup gidecekken, lider olup kapkara bir döneme imzasını atmıştır. Milyonlarca insan da onun sapkın sisteminde tıkır tıkır çalışan çarklar haline gelmiştir.

Şeytan hep aramızdadır. Kimi zaman en yakınımızdaki dostlarımız, kimi zaman ise toplumun geleceğine yön verecek karizmatik bir lider! Ancak unutmamalı ki Şeytan o korkunç yüzü ve şekli ile bize görünmez Göründüğü şekil, hep tanıdık, sevilen ve popüler biridir ki ondan şüphe etmeyelim.

Akıllıca öyle değil mi?

4 Ekim 2012 Perşembe

Turkcell Cüzdan


Turkcell cüzdan tanıtımı http://medya.turkcell.com.tr/ adresinden yayınlandığı için başından sonuna kadar izleme fırsatım oldu.

Öncelikle iyi bir şey. Başta sadece NFC özelliği olan telefonlar için olduğunu düşünsem de aslında tüm Turkcell müşterilerinin yararlanabileceği bir ürün olduğunu görünce hoşuma gitti.

Turkcell tanıtımı biraz aceleye getirmiş hissine kapıldım çünkü uygulamaya destek veren banka sayısı şimdilik Garanti ve Akbank ile sınırlı gibi geldi bana. Bir de Mastercard ile uygulama destekleniyordu tanıtımda. Bakalım Visa da trene binecek mi?

Ülkemiz açısından bir ilk olan uygulama söyledikleri kadarıyla Dünya'da da bir ilk olma özelliği taşıyor.

Özetle cep telefonunuz cüzdan (nakit kredi kartı) gibi kullanabileceksiniz. Cüzdanınıza para yükleyip nakit cüzdan gibi kullanabileceğiniz gibi kredi kartınızı bağlayıp kullanmanız da mümkün. Böylece NFC'li cihazınız varsa yaklaştır öde noktalarını da kullanabileceksiniz.

CUZDAN yazıp 7777 numaraya sms atmanız başlangıç için yeterli. Telefonunuzun kapasitesine ve akıllılık düzeyine göre size gelecek linkten uygulama yükleme imkanınız bulunuyor. Ben yaptım http://www.turkcell.com.tr/turkcellcuzdan adresine gidip bakın diye bir SMS aldım. Baktım tabi ama anladığım kadarıyla çok yeni olması nedeniyle kolayca erişilemiyor uygulamaya. :) Oysa T-Market dışında Google Play'de de uygulama hazır ve kullanılabilir olmalıydı. Sanırım bir kaç gün içerisinde hallolur.

Turkcell diğer operatörlerin konu üzerine eğilmeleri üzerine alel acele bir lansman yapmış gibi oldu. Vodafone'un "cep nakit" kartı da benzer hizmetler getirecek olabilir ve onun da tanıtımı aynı zamana rastladı.

Bakalım tüketicinin tepkisi ne olacak? Bana sorarsanız kullanımın yaygınlaşması için en az bir sene uğraşmak lazım. Umarım araya ekonomik kriz, savaş vb. faktörler girmez.



3 Ekim 2012 Çarşamba

Pratik Tavuklu Mantarlı Meksika Fasulyesi Yemeği


Yemek yapmak ancak ona kendimden bir şeyler kattığımda hoşuma gidiyor (uyduruyorum kafamdan bir şeyler anlayacağınız).

Aşağıda tarifini verdiğim yemeği yapması son derece kısa sürüyor. 15-20 dakika içinde yenmeye hazır hale geliyor.

Lezzeti derseniz hiç fena sayılmaz. Deneyin, beğeneceksiniz.

Malzemeler (4 Kişi):

- Büyük Meksika (kırmızı) Konservesi
- 300 gr tavuk döneri
- Küçük rendelenmiş veya küp doğranmış domates konservesi
- Küçük, dilimlenmiş mantar
- İki orta boy soğan
- 4 diş sarımsak
- 1 adet kırmızı acısız taze biber
- 1 kesme şeker
- 1,5 çay kaşığı tuz
- 2 yemek kaşığı sıvı yağ
- 1 çay kaşığı köri
- 1 yemek kaşığı soya sosu



Soğanları küp doğrayın, sarımsakları ayıklayıp birlikte yağda pembeleştirin. Küçük dilimlenmiş biberi ekleyip içine tuz, şeker, soya sosu ve köriyi atın.

Domatesleri ekleyin 1,5 su bardağı soğuk su ekleyin. Kaynayana kadar bekleyin. İnce doğradığınız tavuk dönerini içine ekleyin. 2 dakika kadar pişirin.

Son olarak Meksika fasulyesini üzerine ekleyin ve 5 dakika kadar pişirin.

Öneri: Makarna ve yoğurtlu patlıcan salatası ile birlikte servis edin.

Afiyet olsun.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...