11 Haziran 2007 Pazartesi

Eflatun Demiş ki

Yukarıdaki resim bir arkadaşım tarafından bana yollandı. Aslında birkaç arkadaşımdan farklı zamanlarda geldi ya neyse.
"Siyaset ile ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç cahiller tarafından yönetilmektir." şeklinde yan yatmış bir "merhaba!" nidasının yanında dizilmiş. En altta da "Eflatun" imzası yer alıyor. Sol tarafta da burka giymiş birilerini arkasından kötü kötü bakan bir çocuk "öcü" olarak ifadeyi tamamlamış
Eflatun böyle bir laf etmiş midir? Bilemiyorum, en azından yeterince güvenilir bir kayıt var mıdır bu konuda bilmiyorum. Ancak, ifade haklı. Bir tek, aydınlar siyaset ile ilgilenseler bile sayıca yeterler mi o tartışılır işte.
Günümüzün tek süper gücü ABD'de bile en eğitimlilerin yaşadığı New York gibi büyük şehirlerde, geçtiğimiz başkan seçimlerinde okumuş çocuklar oylarını demokratlara vermişlerdi. Kırsal sayılacak ve nisbeten aydın olmayanların (oralarda "kızarık ense" -redneck- denilen taşralılar) oyları G. W. Bush'un seçilmesinde etkili olmuştu. Demek ki eğitim herkese lazım... Amerika'lı bile olsalar lazım. Gerçi demokratlar kazansaydı, şimdi Amerika Irak'ta olmaz mıydı bilmek çok zor. Ama sanırım şu anda daha farklı bir dünyada yaşıyor olabilirdik.
Peki "aydınlar" illa siyasetle mi ilgilenmelidir? Fıçının içinde yaşayıp gelene "gölge etme gerisi boş" (Sinop'lu Diyojen) diyebilecek aydınlar, siyaset ile ilgilenseler ülkenin hali fıçının içi gibi nemli ve küf mü kokar? Yok, yok kokmaz sanırım. Orta yolu bulup siyasetin biraz ucundan köşesinden tutmalıdır aydınlar.
Aydınları yukarıdaki resim provake etmeye yetmez, kuşkusuz biraz daha çalışmak lazım ayaklandırmak için. Ben öyle uğraşıp mail trafiği falan yaratamam ama yaratacaklara da engel olmak istemem. En azından, mail bombardımanı ile insanları canlandırmanın çok mümkün olmadığını düşünüyorum. Ama yok ben kurcalamak isterim bunu diyen varsa:
İşte bir slogan da benden...
Aydınlar uyanın, uyanmazsanız fıçınızın kör tıpası kapanacak!
Esen Kalın,
Burçak Çubukçu

1 yorum:

  1. Hani, sinemada önde oturan dazlakla, arkasında oturanın mezata çıkmış şaplaklarının sonunda der ya;
    "Sen de bu ense, bu pezevenkte de bok gibi para oldukça sen daha çok sopa yersin" diye...
    Aydın enseyi kapatmadıkça daha çook sopa yiyeceğiz görünmekte ufukta...
    Sevgilerimle,
    ahb

    YanıtlaSil

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...