28 Haziran 2012 Perşembe

Android 4.1 Ne Zaman Galaxy Nexus'a Gelecek?


Jelly Bean kod adı ile duyurulan Android işletim sisteminin 4.1 sürümü Temmuz ayı ortalarında halihazırda 4.0x kullanan Galaxy Nexus'lara gelecekmiş (Tam olarak öncelikle güncellenecek cihazlar Galaxy Nexus, Motorola Xoom ve Nexus S.).

Aslında yılın başında "Yıl ortasında Android 5 çıkacak", diye duyurulmuştu ancak anlaşılan o ki bundan vazgeçildi ve 4.1 sürüm numarası ile yetinildi.

Yeni sürüm ile cihazların daha hızlı çalışacağı söyleniyor. Bakalım göreceğiz.

Akıllı Güncellemeler denilen bir teknoloji ile güncellemesi gelen uygulamanın tamamı değil sadece gerekli kısmı yüklenecek ve böylece hızlı bir güncelleme sağlanacak. Apple'ın "delta updates" mantığı ile benzer bir yaklaşım.

Güncellemelerin Galacy Nexus'da mevcut olan düşük kulaklık ve hoparlör sesi ile Wi-Fi ile Şebeke sinyal şiddeti düşüklüklerini giderip gidermeyeceği konusunu anlamak için beklememiz gerekecek.






22 Haziran 2012 Cuma

Akıllı Telefonlar HDMI ile Televizyona Nasıl Bağlanır?


Yeni nesil akıllı telefonlar 1080p yani Full Hd çözünürlüğü destekliyorlar. Dolayısıyla evde akıllı telefonu televizyona bağlayıp oyun oynamak, film, dizi seyretmek, fotoğraflara bakmak mümkün.

Tek sorun akıllı telefonların üzerlerinde HDMI çıkış bulunmaması. Bu bağlantıyı yapabilmek için MHL (Mobile High-Definition Link) adaptör almak gerekiyor. MHL linkine tılarsanız ne tür cihazların bu işlemi gerçekleştirebileceğini görebileceğiniz bir listeye ulaşabilirsiniz.

MHL cihazları temin etmek konusunda yurt içinde satıcılar bulabilirsiniz. Ancak görebileceğiniz gibi bu cihazlar yurt içinde biraz tuzlu. Alternatif olarak bu linke bir göz atın. $10'a pekala bir adaptör satın almanız mümkün. Site güvenilir ben test ettim, PayPal ile aldığım ürünler geliyor.

Cihazı çalıştırmak genellikle kolay. Dolu pili olan bir akıllı telefona bağlıyorsunuz. Cihaz üzerindeki mikro usb girişine adaptörünüzü takıyorsunuz. HDMI kablosunu da çıkışına bağlayıp televizyona HDMI portundan bağladınız mı işlem tamam.

Çok işe yarar mı bilmem ama bu konulara meraklıysanız alın bir tane bulunsun.

21 Haziran 2012 Perşembe

Microsoft Surface Tablet Tanıtım Faciası


Microsoft, tartışmasız bir dünya devi.

Dev olunca bir ürünü geliştiren binlerce kişiden bahsediyoruz demektir. Böyle bir durumda geliştirme ve son hale getirmede yeteri özeni göstermek gerçekten güç olsa gerek. Zaten güncellemeler bu nedenle var.

Geçtiğimiz günlerde "Surface" isimli ürünün tanıtımı sırasında yaşanan durum oldukça komikti.

Buyurun izleyin.



Tanıtımı yapan arkadaşın durumu iyi idare ettiği ve failsafe (her ihtimale karşı önlem) düşünüp hazırda yedek bir tablet tuttuğu için gönülden tebrik ediyorum :))

Microsoft tableti yıllar önce çıkartmış ancak tutturamadığı için rafa kaldırmıştı. Ardından gelişen teknolojiyi iyi kullanan Apple firması Microsoft'un bıraktığı yerden alıp teknolojiyi akıllı telefonlara ve tablet PC'lere uyguladı. Başarı ardından piyasada 3. nesil iPad ve 4. nesil iPhone yanında Google firmasının duruma ayılıp zamanında geliştirdiği Android işletim sistemi yüzünden binlerce akıllı telefon ve tablet satışa sunuldu.

Eğilimi doğru yakalayamayan Nokia'nın Sybian işletim sistemi ile RIM'in Blackberry'si oldukça zor durumda kaldılar. RIM başını dik tutmaya çalışıp yoluna bildiği gibi devam ederken Nokia Microsoft ile ortaklık yapıp sonunda çokça personelini (10.000) işten çıkartmaya kadar geldi.

Microsoft'un ilk tanıtım faciası değil bu. Yıllar önce Windows'un yeni cihazları ne kadar başarılı tanıdığını göstermek için bir tarayıcıyı takınca izleyenlerin gözü önünde mavi ekran ile karşılaşmaları unutulmazdır.


Microsoft kurşun döktürse işe yarar belki ne dersiniz?

18 Haziran 2012 Pazartesi

Kingston Data Traveller DT109 İncelemesi


"Yahu USB bellek incelemesi mi olurmuş?" diyebilirsiniz. Neden olmasın?

Fiyatları düşmekte olan usb bellekler çoktan CD, DVD, Bluray'lerin yerini aldı. Giderek boyları da ufalıyor. Kapasiteleri de artıyor. Piyasada 16 Gb, 32 Gb, 64 Gb olanları bulunabiliyor. Fiyatlar hala makul olmayabilir ancak ucuzlamakta oldukları bir gerçek.


Geçen gün Mediamarkt Babalar Günü nedeniyle indirime gidip Kingston DT109 16 Gb belleği 29 liraya satmaya başlayınca "bir tane alayım bari" dedim. İndirime fazla ilgi yok gibiydi. Cumartesi akşamı olmasına rağmen kolayca buldum. Raflar 16 Gb usb belleklerle doluydu. Aslında böyle indirimler olduğunda Akakce.com'u kontrol ederseniz karar verirken kolaylık olabilir. Ben aldıktan hemen sonra baktım 23 TL'ye vardı bazı sitelerde 5 lira da kargo olsa, eder 28 hemen hemen aynı para. Dolayısıyla gerçekten kar etmiş olduğum söylenemez.


Bellek oldukça küçük. Anahtarlığa takmaya uygun, zaten öyle de yaptım. Kapasite büyük olunca içine dosya atmak için hızlı olmasını umuyor insan çünkü bu belleklerin hızları hakkında kolay bilgi bulamıyorsunuz.

Bu konuda hız testi yapacak programlar windows için var ancak ben Linux'da bu işi görecek bir program bulamadım kendimce 1,5 Gb'lik bir dosyayı önce belleğe kaydettim sonra da tekrar bilgisayara kaydettim işte sonuçları.

Yazma testi:
Gördüğünüz üzere 8,7 MB/saniye. Başta 10 MB/s olan hız dosyanın sonuna doğru 5MB/s'ye kadar düştü.

Okuma testi:

Aynı dosyada okumada 16,1 MB/s hızına ulaşıldı.

Öyle mükemmel bir test değil ama sanırım fikir verir.

Buna göre orta hızlı bir bellek ile karşı karşıyayız. Hiç yoktan iyidir.


11 Haziran 2012 Pazartesi

Hani Facebook'ta İş Yoktu? İnsankaynaklari.com ile İş Bulmak Artık Çok Kolay!

Yenibiris.com'un yeni uygulaması insankaynaklari.com adaylara Facebook üzerinden profesyonel iş ağı oluşturarak en uygun işi en kısa sürede bulma fırsatı tanıyor!


İnsankaynaklari.com, zaten dahil olduğunuz Facebook’u iş hayatınızda da etkin bir şekilde kullanmanızı sağlayan bir uygulama. İnsankaynaklari.com ile profesyonel iş ağınız genişlerken, ağdaki tüm iş ilanlarına doğrudan ulaşabilir,  'Şimdi Başvur' tuşuyla istediğiniz ilana başvuru yapabilirsiniz. Ve dahası istediğiniz pozisyonların olduğu şirketlere arkadaş listenizden 1 ya da 2. derece bağlantınız varsa bulabilir, gerekli gördüğünüzde bu bağlantıları kullanabilirsiniz.

Ücretsiz olan uygulamada Yenibiris.com ya da Linkedin özgeçmişlerinizi uygulamaya aktararak iş ilanlarını inceleyip başvurularınızı gerçekleştirebilirsiniz. Üstelik profil gizlilik ayarlarını kullanarak özgeçmiş bilgilerinizin ne kadarının gözükeceğine kendiniz karar verebilirsiniz. İnsankaynaklari.com sayesinde bağlantılarınız üzerinden profesyonel profillerinizi zenginleştirebilir, diğer sosyal ağlardaki bağlantılarınızı da davet edebilirsiniz.

Uygulamayı incelemek ve giriş yapmak için Facebook ile bağlan!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Android 4'de Ana Ekranda Klasörler Nasıl Olusturulur?

Android 4 (ICS) ilginç bazı özellikleri beraberinde getiriyor.

Bunlardan en ilgi çekicilerinden bir ana ekranda ve başlatma çubuğunda klasörler oluşturulabilmesi. Böylece bir arada kullandığınız programları klasörlerin içine koyup daha derli toplu bir ekran görüntüsüne sahip olmanın yanında aradıklarınızı daha kolay bulabiliyorsunuz. Ya da diyelim ki aynı işleve sahip birden çok programı bir arada tutmak istiyorsunuz. Mesela oyunlar ya da fotoğraf makinesi ile ilgili programlar. Bu yenilik mükemmel bir çözüm oluyor.


Yapmanız gereken tek şey bir araya getirip klasörleştirmek istediğiniz ikonların üzerine tıklayıp biraz bekledikten sonra, diğer ikonun üzerine taşıyıp bırakmak. Birden fazla ikonu aynı klasöre taşıyıp bıraktığınızda büyükçe bir grup oluşturabiliyorsunuz.



İşlem ana ekranda da, başlatma çubuğunda da aynı. Klasörün adını istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Bunun için de Adsız Klasör yazısına tıklayıp değiştirmeniz yeterli.

6 Haziran 2012 Çarşamba

Android Klavyede Özel Karakterler Nasıl Çıkar?


Android'li cihazınızın klavyesinde nokta (.) üzerine basıp basılı tutarsanız çok kullandığınız özel karakterlerin bulunduğu küçük bir pencere açılır. Kolayca karakterinizi yazarsınız.

Bu arada Google Tab'ı merak edip boşa aramayın! Google'ın 1 Nisan şakası. Mors alfabesi ile klavye alternatifi giriş yapılabilmesi üzerine kurulmuş bir şaka. Fikir fena değil ama Mors alfabesini kim ezberleyecek? :)))

5 Haziran 2012 Salı

Galaxy Nexus'da Ekran Görüntüsü Alma (ICS)


Basitçe ICS yani Android 4.0 olan cihazlarda ekran görüntüsü almak için volume down (ses azaltma) ve power (güç) düğmelerine aynı anda 1 saniye kadar basmanız ekran görüntüsü almanız için yeterlidir.

29 Mayıs 2012 Salı

Galaxy Nexus (Samsung GT-I9250) İnceleme


Galaxy Nexus Google'ın kendi için ürettirip sonunda dayanamayıp kendisi satmaya başladığı (Amerika'da 400 Dolara) bir akıllı telefon. Direkt olarak Android 4.0 (ICS) ile geliyor. Gelir gelmez de güncelleyip 4.04 sürümüne yükseltiyor kendini. Ülkemizde operatörlerden Avea satıyor bildiğim kadarıyla. Keşke Google burada da Amerika'da olduğu gibi kendisi satsa bu modeli. Böylece hem ucuz hem de gerçekten iyi donanımlı bir telefon alma imkanı olurdu geniş kitlelerin.


Kocaman bir ekranı var Galaxy Note kadar büyük olmasa da oldukça büyük olan ekranı 1280x720 piksel çözünürlük pek kolay kolay karşılaşılmayacak büyüklükte. Diagonal olarak 4.65 inch (11.86 cm) boyutunda.
Elde tutması kolay ve oldukça ince.


Doldurulabilir pili 1750 mAh. Ancak bir gün zor dayanıyor. Diğer tüm akıllı telefonlar gibi pil önemli bir sorun. Hele çokça kurcalarsanız daha da çabuk bitiyor pili.


En önemli eksiği kulaklıktan gelen sesin oldukça az olması. Bu konuda İnternet'te fazlaca tartışma var. Sorunun yazılımsal olduğu yakında çözüleceği söyleniyor. Google Nexus'un zayıf ses problemini geçici olarak çözmek için Volume+ uygulamasını kullanarak kulaklık sesini artırmak mümkün. Bakalım bu problem daha sonra yayınlanacak olan güncellemelerde çözülebilecek mi?

Ana hafızası 1 GB toplam 16 GB artırılamayan hafızası var. Ama bir önceki Android telefonumda 8 GB hafızanın 3/2'sini dolduramadığıma göre pek de önemli değil. 32 GB'lik modeli de varmış ama hiç derdim değil doğrusu.

Emektar HTC Wildfire'ımdan sonra bu telefon şimşek hızında çalışıyor. Zaten 1.2 Ghz hızında çift çekirdekli Cpu'su ile daha başka bir sonuç beklenemezdi. Ancak çift çekirdek için gereken daha fazla enerjinin pili çabuk tükettiğini de unutmamak gerek. Pil ömründe yüklenen uygulamaların da önemli etkisi var. Dolayısıyla sosyal medyadan akış indirip duruyorsa telefonun ne pili dayanır ne de İnternet kotası.

Viber ile voip konuşmaların kalitesi inanılmaz derecede yüksek. Düşük kulaklık sesi ise bu şekilde kullanımda söz konusu bile değil.

Oleophopic ekran kaplaması harika. Leke ve parmak izi tutmuyor. Çizilmelere karşı dayanıklı. Bence ekran koruma filmlerine hiç gerek yok bu telefon için.

FM radyosu yok. Telefon chipsetinde FM radyo var ancak sanırım Google bu özelliği kullanmak istemediğinden bağlantısı yapılmamış. Dolayısıyla FM radyoları dinleyemiyorsunuz. Olsa kaç kere dinlerdiniz o da ayrı ya, neyse...

Wi-Fi (kablosuz ağ) alışı zayıf. Zaman zaman GSM şebekesini de olması gereken kadar güçlü alamıyor. Yurtdışında kimi kullanıcılar alış problemlerinden çok şikayetçiler. Ben bazı Wi-Fi ağ dağıtıcılarında sıkıntılı bağlantılara şahit oldum. Airties modemlerde pek sorun olmuyor.

Fiyatı Amerika Birleşik Devletlerinde 400 USD olsa da bizim piyasaya 2300 liradan giren telefon mayıs 2012'de 2000 ile 1200 TL arasında (fiyatlar için akakce.com'a bakın) bulunabiliyordu. Ben laf olsun diye Dubai'ye giden arkadaşlarıma söylüyordum, "400USD'ye bulursanız alın" diye. Bir arkadaşım 375 USD'ına bulmuş almış, o sayede bu telefona sahip oldum :)

Son söz. Oldukça şık, üreticilerin abuk subuk uygulamaları ile tıka basa dolu olmayan bir telefon.

Buyrun GSMARENA sitesinden aldığım ama doğruluğundan sitenin de %100 emin olmadığı özellikleri sizin için tercüme ettim.


GENEL2G AğGSM 850 / 900 / 1800 / 1900
3G AğHSDPA 850 / 900 / 1700 / 1900 / 2100
Duyuruluşu2011, October
DurumPiyasada. Çıkışı 2011, Kasım
KAsaBoyutları135.5 x 67.9 x 8.9 mm
Ağırlık135 g
EkranTipiSuper AMOLED Kapasitif dokunmatik, 16M renk
Boyutu720 x 1280 piksel, 4.65 inches (~316 ppi piksel yoğunluğu)
DokunmatikÇok noktalı dokunmatik
KorumaOleophobic Kaplama
SesUyarı tipleriTitreşim; MP3, WAV çalma sesleri
Dış>hoparlörVar
3.5mm çıkışVar (her türlü kulaklıkla müzik dinlenebiliyor)
HafızaKart girişiYok
İç16 GB depo, 1 GB RAM
VERİGPRSVar
EDGEVar
HızHSDPA, 21 Mbps; HSUPA, 5.76 Mbps
WLANWi-Fi 802.11 a/b/g/n, dual-band, DLNA (Program yüklemek lazım), Wi-Fi hotspot
BluetoothVar, v3.0 with A2DP
NFCVar (Google Cüzdan için)
USBVar, microUSB v2.0 (MHL)
KAmeraBirincil5 MP, 2592x1944 piksel, autofocus, LED flaş
ÖzelliklerDokunmatik odaklama, konum ekleme, yüz tanıma
VideoVar, 1080p@30fps
İkincilVar, 1.3 MP, 720p@30fps
ÖzellİklerOSAndroid OS, v4.0 (Ice Cream Sandwich), güncellenebilir şimdilik v4.0.4'e kadar
ChipsetTI OMAP 4460
CPUDual-core 1.2 GHz Cortex-A9
GPUPowerVR SGX540
SensörlerAccelerometer, gyro, proximity, compass, barometer
MesajlaşmaSMS(sislsile görünümlü), MMS, Email, Push Mail, IM, RSS
TarayıcıHTML, Adobe Flash
RadyoYOK!
GPSVar, with A-GPS desteği de var
JavaVar, Java MIDP emulatörüyle
RenklerSiyah ve beyaz dış renkler
- ikinci mikrofon sayesinde aktif gürültü önleme ile ortam seslerini azaltıyor
- TV-çıkışı (MHL A/V link lazım)
- MP4/H.264/H.263 çalıcı
- MP3/WAV/eAAC+/AC3 çalıcı
- Organizer
- Resim/Görüntü düzenleyici
- Döküman görüntüleyici
- Google Arama, Maps, Gmail, YouTube, Takvim, Google Talk, Picasa
- Sesli not alma/çevirme/komutları anlama
- Sesle yazı yazdırabileme
BATTERYStandart pil, Li-Ion 1750 mAh
Bekleme290 s (2G) / 270 s (3G) En fazla
Konuşma17 s 40 d (2G) / Up to 8 s 20 d (3G) En fazla
MuhtelİfSAR EU0.30 W/kg (kafada)    



Ankara Hayvanat Bahçesi (Atatürk Orman Çiftliği)


Hafta sonu hadi çocukları hayvanat bahçesine götürelim dedik. Çıktık geldik. Park yeri çoktan dolmuş, üzerine kaldırımlar da arabalar tarafından işgal edilmişti. Zar zor bir yer bulup park ettik. 

Kapıya yaklaştık ki bilet gişeleri kapatılmış, kontuarlar açılmış. İçeri girince duruma vakıf olduk. Aklıma geçenlerde haberlerde dinlediğim Ankara Büyükşehir Belediyesinin bahçeyi aldığına ilişkin bilgi geldi. Durum anlaşıldı. İçerisi daha önce görmediğim kadar kalabalıktı. Bahçe genel olarak bakımlı ve temizdi. Her yer yemyeşil. Hayvanlar için aynı şeyi söylemek isterdim ancak pek öyle değil. Hayvanlar bakımsız, pislikten kürklerinin renleri görünmüyor. Genellikle de oldukça açtılar. Bu durum üzücü.


Bu köpekbalığı görünümlü binanın öyküsü biraz acı. Eğer zamanında bitirilebilseydi Türkiye'nin ilk içinde gezilebilen akvaryumu olacaktı. Ancak bildiğim kadarıyla belediye her fırsatta yapımını engelledi ve yapılamadı. Şimdi tadilata almışlar eski akvaryum binasını belki bu defa bitirirler. Ama zaten Aqua Vega'da daha büyüğü açıldı. 

Doğrusu hayvanat bahçesi ama yıllardır önüne ket vurula vurula içeride öyle fazla bir hayvan görmeyi beklemeyin.


Tek zürafaya bu kadar çok ziyaretçi olması şaşırtıcı.


Üç beş kuş çeşidi içerisinde filamingolar ilginç.

 Bu çocuk bahçesi Hayvanat Bahçesinin içinde. Ben de 35-40 yıl önce aynı oyuncaklarla oynardım. Sanırım yakında bunları söküp daha modernlerini koyarlar. Ancak, anı olsun diye çocukken tepesine korka korka çıktığım oyuncak eski bir dost gibi burada kalsın bari.


Çocuk bahçesindeki bu garip merdivenlerin bir zamanlar burada ziyaretçileri dolaştıran filin sırtına çıkış için kullanılan merdivenler olduğunu bilen fazla kişi yoktur sanırım. 

Son sakini yıllar önce ölmüş olan fil barınağı öksüz kalmış. Bakalım Büyükşehir Belediyesi yeni hayvanlar mı getirecek, yoksa kalanların bakımsızlıktan birer birer terk-i diyar edişlerini mi öğreneceğiz.

Bilet gişesi, olmuş size zabıta karakolu. Personel harici oturmak yasak. Pazar günü olduğundan personel yok böylece oturan personeli göremedik. Sağ tarafta oturan personel değildi o nedenle kendisini fazla görüntülemedim. Ne mutlu bize.

Yıllardır, yok sit alanı (ki kısmen doğru, çevre tümülüs dolu), yok kıl, tüy diye bahçeye hemen hemen hiç bir ek yapılamamıştı. Yunus balıkları için başlanan havuz da yıllardır öyle orada durup duruyor.

 Üç beş kuruş alsaydınız da bari içerisinde daha çok hayvan olan bir bahçeyi ziyaret edebilseydi insanlar.


Siz de, "ne varmış, bir bakalım" diye düşünüyorsanız Ankara Hayvanat (hayvanlar demek) Bahçesi ziyaret saatleri 08.30 - 19.30.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

El Yıkama Kimyasalı Ne?



Böyle şeyin yazısı mı olur? Ama insan şaşırıp kalıyor görünce.

Yer: Ankara, Bahçelievler BP benzinliği içindeki Burger King'in erkekler tuvaleti. Elimi yıkamaya meyledince üzerinde yazana büyülenmiş gibi kaldım. "H100 El Yıkama Kimyasalı". O ne be?

Standartlaşmaya, prosedürleri takip etmeye, bu derece tutku ile sarılmış işletmenin tuvaleti leş gibi sidik kokmasa rahatlayacağım. Ancak şuna bakın kimyasalla elimizi yıkatıyorlar! İnsan üç beş kuruş fazla verip sıvı sabun koyar tuvalete. :))

İşimi bitirip bir an önce çıktım pis kokan tuvaletten ama geriye aklımda ve telefonumda bu yazı kaldı.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Bilgisayar ve İnternet Nereden Nereye Geldi

Tamamen kendi bakış açımdan bir değerlendirmedir! (Ne de olsa burası benim blogum)

Bir kaç yıl içerisinde neler neler demode oldu?

Bilgisayar niyetine ilk gelenler Sinclair ZX Spectrum 48 ve Commodore 64'tü. Senelerce tahtlarını korudular.

Neler yapmadık ki onlarla? En son direkt halkbandı (27 Mhz, AM) üzerinden birbirimize program aktarıp çalıştırdığımızı hatırlıyorum (Tunç sen de hatırlıyor musun?). Ardından 80286'lı bilgisayarlar girdiler yaşantımıza. Kendi ekranları bile vardı, inanmazsınız! İşletim sistemleri üzerinde oyun bile oynanırdı. Gerçi monokrom, yani tek renkli (yeşil, turuncu artık şansınıza ne varsa) idiler ama televizyon bile renkli olalı fazla zaman geçmemişti o aralar. Tabi kimileri de deli gibi oyun oynadı bu cihazlarla. Ben pek oynayamadım, oyunlar fazla karmaşık geliyordu :)


Arada bir, iki başarılı deneme de görsek (Comodore Amiga gibi), PC'ler piyasayı kapıverdiler.

İlk PC'mi 1991 gibi edindim. Monokrom ekranlı 1 MB Ramli, 80 MB sabit diskli bir 80386-DX40 makineydi. Arkadaşlarımın firmasında toplamışlardı, geldiği gün güç kaynağı yandı. Sonra yıllarca DOS ile kullandım onu. Bir ara Windows 3.1 çıktı yükledim. Beğenmeyip burun kıvırdığımız Mac'in işletim sistemini ne kadar da güzel benzetmişlerdi. Norton Commander kullandık, dosya kopyalarken. Bir ara seri kablo lehimleyip bir tür ağ bile kurduk PC'ler arasında.

İşyerinde ilk modemi aldığımızda 1994'dü yanılmıyorsam. "BBS var" dediler bağlandık. İlk elektronik postamızı da onlar sayesinde alıp gönderdiğimizi hatırlıyorum. Böylece bizim son teknoloji bilgisayarlar haberleşme cihazına dönüşmeye başladılar.

Sonra İnternet'e bağlandı Türkiye dediler. Ucundan ucundan biz de bağlandık. Türkiye'nin yurt dışı çıkış hızı 64 kpbs idi. 128 kpbs'ye yükseldiğinde sevindik. Web tarayıcılar çıktığında da sevindik ama resimleri görmek çok yavaşlattığından uzun süre resimler kapalı kullandık tarayıcıları.

Servis sağlayıcı diye bir şeyler çıktı. İnternet erişimi satılmaya başlandı. O korkunç cızırtı sesleri ile bağlanmaya başladık.

Çevirmeli bağlantı nasıl bir ses çıkartıyordu diye merak ederseniz yukarıdaki videodan dinleyebilirsiniz.

Yıllarca çevire çevire kullandık bu İnternet'i. Önceleri 14.400 bps idi hızı, sonra 56 Kbps'ye kadar yükseldi. İyi de para ödedik bu bağlantılara emin olun.

Sonra Kablo İnternet ile tanıştık. Kafadan 64 Kpbs! Muhteşem bir hızdı. Üstelik devamlı bağlıydı. Böylece ilk sunucularımızı bile kurup test edebildik. Arada komşuların ağlarında ne var ne yok diye de bakmadık değil. Çünkü çok kolayca yapılabiliyordu. Sonra yarım yamalak özelleşti Kablo İnternet. Hızlar 3-4 kat artmıştı ki ne oldu bilinmez, görünmez bir el ne zamandır sürünmekte olan ADSL teknolojisini öne çıkardı. Hepimiz kapatıp kablo İnternet'leri geçiverdik. ADSL altyapısı halen tekel ve hızlarımız yerlerde sürünüyor.

2005-2007 gibi sosyal ağlar ile tanıştık. Türk kulanıcılar Facebook'u 2010'lu yıllarda delicesine kullanmaya başladı. Şimdilerde de Twitter pek revaçta.


İlk çıktığından beri Devletler İnternet'i kontrol etmeye çabaladılar. Bunun baskısını hiç olmadığı kadar 2010'lu yılarda hissetmeye başladık. Ayağa kalkıp yürüdük. Pek ciddiye almadılar ama hafif tırstıklarına da eminim.

Anladılar ki: İnternet ve Yeni Medya çok ciddi bir potansiyel'e sahip. Ya, işte böyle uyduruk Spectrum 48 ile başlayan macera kısa sayılabilecek bir sürede nerelere geldi?

Bakalım daha neler göreceğiz?

16 Nisan 2012 Pazartesi

İlgi Çeken Blog Yazısı Nasıl Yazılır?


Ne yazsanız çok okuyucu çekersiniz?

Sanırım artık blog yazmanın eskisi kadar popüler olmadığının farkındasınızdır. Sosyal Medya'da Twitter gibi mikro blog siteleri zamanımızın çok ilgi çeken siteleri. Blog ilk meşhur olduğu dönemlerdeki çılgın çekiciliğini artık korumuyor. Yine de blog siteleri Yeni Medya'nın vazgeçilmezleri içerisinde yer alıyor.

İçerik oluşturmak önemli. Ancak siz de farkında olabilirsiniz, Google artık Blog sitelerine ne olursa olsun özgün içerik var diye bakmıyor. Google için daha çok, ilgi çeken ve işe yarayan içerik barındırmak önemli. Yani gerçekten aranan konularda bilgilendirici içerik varsa organik trafik alabilirsiniz.

Yazılar nasıl yazılmalı?

  • Yazılar kısa olmalı. 
  • İlginç olmalı. 
  • Görsel içermeli.
  • Düzgün bir dille, doğru yazılmış olmalı.
  • Anlatımı yormayan, sohbet eder gibi olmalı.
  • Günceli yakalamalı, uzun dönemde de işe yarayan unsurlar içermeli.
  • Başlığı konu ile ilgili ve kısa olmalı (Arayanların aradığı sözcükler içermeli-"duvar kağıdı nasıl yapılır?" gibi).


Blogunuzda neler yazarsanız ilgi çeker?

  • Güncel haberler (O an için ilgi çeker ama ya uzun dönemde (?) ).
  • İncelemeler (Ürün, hizmet, mekan - bu da güncelliği bitince pek trafik çekmeyebilir (!) ).
  • Başınızdan geçenler (Ustaca yazılırsa okuyan bulunur ama iyi olmalı) (Gezi, yaşadıklarınız, günlükleriniz).
  • Nasıl Yapılır? (Bir şeyin nasıl yapılacağına ilişkin yazılar uzun dönemde ziyaretçi çeker) (Yemek, kendin yap, sorun nasıl çözülür türü yazılar).
  • Hobileriniz (Elektronik, bahçe, marangozluk vs.).
  • Bir istisna: Ünlü biri iseniz ne yazsanız okunur. O nedenle yukarıda yazanları fazla takmayabilirsiniz ;))
Mikro Blog ve Sosyal Medyadan Yardım Alın
Çok okunmak için başlatıcı etkiyi sosyal medya sitelerindeki takipcileriniz yapabilirler. Yazdıklarınızı okumak ve arkadaşları ile paylaşmak yolu ile sosyal medya dostlarınız yardımcınız olabilirler. Dozajında kullanmanız halinde işe yarayacaktır.

Blogunuzdan para kazanabilir misiniz?
Tabi ama önce iyi bir trafiğiniz olmalı (Adsense gibi programlardan yararlanabilirsiniz).
Bloggerlara destek veren sitelerden faydalanabilirsiniz (bumerang.hurriyet.com.tr). 

10 Nisan 2012 Salı

Android Telefonda Pil Tasarrufu İpuçları


Android telefonlar pek çok işe yarayabilirler. Ancak unutmamalı ki, çok iş, çok çalışan bir işlemci ve fazla dan tüketilen pil anlamına da gelir.

Google ürünü olan programlar bu durum bilinerek tasarlandığı için mümkün olan en az kaynağı kullanırlar. Gmail uygulaması buna bir örnektir.

Başka hesaplarınız olsa da hepsini Gmail üzerinden kullanmak veri aktarım miktarınızı azaltır. Yani her hesabunuz için pop istemciyi kullanarak hesaplarınızı sisteme eklemeyin. Öyle yaparsanız olur olmadık tüm maillerin içerikleri indirilir. Oysa Gmail ile istemediğiniz içerikleri indirmeden silebilirsiniz. Gmail'de tek sunucu kontrol edildiğinden daha az pil harcanır. Yeni hesap eklemek için bilgisayarınızda https://mail.google.com/mail/u/0/#settings/accounts adresini kullanabilirsiniz.

Facebook, Twitter, Forsquare vb. uygulamaları kullanıyorsanız, bilin ki gün içinde hesabınıza gelen tüm güncellemeler bu uygulamalar tarafından siz baksanız da bakmasanız da indirilecektir. Facebook'da 450'den çok arkadaşım var. Twitter'da da 800 civarında kişiyi takip ediyorum. Güncellemeleri açık bıraktığımda 2-3 günde yaklaşık 200 MB veri kullanmış oluyorum. Üstelik telefonun pili de inanılmaz bir hızla tükeniyor.

Bu arada söz konusu uygulamaların sistem kaynaklarını inanılmaz bir kıskançlıkla sömürdüklerini ve yavaş çalıştıklarını belirteyim. Telefon işlemcisi yavaşsa feci oluyor. Bir güncelleme görmek isterken telefonun başında uyuya kalabilirsiniz.

Diğer yandan akan verileri güncelleyeyim derken, telefonunuz yaptığınız diğer işlemleri gerçekleştiremeyebilir. Mesela telefon çalarken tüm çabanıza rağmen açamayabilirsiniz (şaka yapmıyorum).

En iyisi, tüm bu sitelere bağlanabilen ve siz istemeden güncelleme yapmayan bir uygulama kullanmak olabilir. Böylece sistem kaynaklarınız siz onları görmeseniz de tüketip duran uygulamaları da kaldırabilirsiniz.

Ben Tweetdeck kullanıyorum. Oldukça hızlı çalışıyor. Güncelleme ayarlarını da manuel (yani istediğim zaman güncelleme) şekilde değiştirdim. Böylece okumadığım zaman güncellemeleri indirip boşa İnternet kotamı yemiyor.

Artık, İnternet kotam parmaklarımın arasından dökülen kum taneleri gibi uçup gitmiyor. Telefonun pili ise bitmek bilmiyor. Daha ne isteyeyim?

Siz de deneyin.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...