7 Ekim 2018 Pazar

Ekonomi Tıkırında. Peki Neden?


Noah Yuval Harari, "21. Yüzyıl için 21 Ders" isimli kitabında: "Referandum ve seçimler her zaman insanların duygularıyla ilişkilidir, mantıklarıyla değil, Demokrasi mantıklı tercihler yapmaya ilişkin bir mesele olsaydı, herkese eşit oy hakkı tanımanın hiçbir mantıklı gerekçesi olmazdı. Bazı insanların diğerlerinden, bilhassa da belli ekonomik ve siyasi sorular söz konusuysa daha mantıklı oldukları yönünde bolca delil var. Brexit referandumunun ardından ünlü biyolog Richard Dawkins, İngiliz halkının, kendisi de dahil, büyük bir kısmından böyle bir referadumda oy kullanmasını istemenin yanlış olduğunu çünkü gerekli ekonomi ve siyaset bilimi altyapısına sahip olmadıklarını ifade etmişti. "Einstein'ın cebir hesaplamalarının doğruluğuna halk oylamasıyla karar vermekten ya da pilotun hangi piste ineceğini yolcuların oyuna bırakmaktan farksız bir şey."(s. 58) şeklindeki bir paragraf ilgimi çekti.
Youtube'da ya da zaman zaman çeşitli televizyonların haber bültenlerinin pazarda durum nasıl bölümlerinde yayınlanan, Ankara'da Kızılay, Ulus, İstanbul'da Eminönü'nde insanlara mikrofon uzatıp, saçma bir soru yöneltiyorlar. Mesela: "İsmet İnönü CHP Parti Meclisi kararıyla partiden ihraç edildi, ne diyorsunuz? Piramitler Mısır'a kaçırıldı. Ne düşünüyorsunuz?" İnsanlar bu sorulara saçma cevaplar verdiklerine gülüp eğleniyoruz. Oysa, aynı kişiler, hatta biz de, benzeri düşüncelerle hislerin yönlendirmesiyle seçimlerde ya da referandumlarda oy kullanıyoruz. Sizce, mantıklı ve rasyonel kararlarla verilmemiş oylarla ne kadar doğru bir yönetim seçebiliriz? Bu durum sadece bizim için değil, tüm dünyada geçerli. Günden güne küresel ısınma nedeniyle Dünya'nın dengesini bozuyoruz ama bunu düzeltmek adına bir şeyler yapabilecek adayları seçmiyoruz. Amerika'nın yaptığı gibi, yaklaşık olarak: "Küresel ısınma da neymiş? Yok öyle bir şey" diyen bir lideri yönetime getirmek ne kadar akılcı?
Sanırım, yukarıda adı geçen yerlerde insanlara "Dünya bir küremsi midir, yoksa tepsi gibi düz müdür?" diye referandum yapılsa, cevap "düzdür" diye çıkabilir. Peki, bunun Türkiye'nin geleceğini güvene alması açısından ne faydası olur? Tabi ki hiç. Belki de seçim sonuçlarını aynı bakış açısı ile yeniden değerlendirmeliyiz. Gerçekten, geleceğimizi daha iyi olması için, akılcı kararlar mı veriyoruz? Yoksa, sadece iyi olacağını düşündüğümüz için, üstelik o konuda hiç ama hiç bir bilgimiz olmasa bile, sadece hislerimiz bizi öyle yönlendirdiği için mi, gidip bir siyasi partiye oy veriyoruz?
Sizce bunun sürdürülebilir bir yanı var mı? Sorunuzun cevabı günümüzdeki ekonomik durumumuzun neden bu halde olduğunu anlamamıza ışık tutabilir.
Kalın sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...