Ana içeriğe atla

Önde Turna Davul Zurna


Fotoğraf şu adresten alınmıştır.
Çocukluğumu 70'li yıllarda, Ankara'da geçirdim. Bahçelievler'de sokaklarda tek tük park etmiş arabalar olurdu. 3. Caddeden de zaman zaman arabalar geçerdi. Hatta, arabaların kimisi atlı olurdu. Gün boyunca rahat rahat sokaklarda oynamak mümkündü. O zamanlar bırakın bilgisayarı, evlerde televizyon, hatta radyo bile pek bulunmazdı. Dolayısıyla, çocukların sokaklardan başka fazla alternatifi yoktu.

Ortaokulda hinterlandımızı biraz daha genişletip Arı Sinemasının karşısındaki yaban otu dolu tepeye giderdik. Daha sonra üzerine Milli Kütüphane yapıldı. Yine Anıtkabir'in şimdiki çevre duvarı yerine tel örgülerinin dibinden kuyruklarını kopartıp kaçan kertenkelelere musallat olduğumuzu da hatırlıyorum.

Hepi topu, bir kaç cadde ve sokaktan oluşan bu çevrede pek çok çocuktuk. Genellikle kendi sokağımızda bile, 10 arkadaşın bir araya gelmesi işten bile değildi. Çeşit, çeşit oyunlar bulup oynardık. Saklambaç en revaçta olanlardandı. Ancak bir başka oyun da vardı ki, onu da apartman bahçesinde çığlık çığlığa oynayıp dururduk.

Bu oyunda ebe çocuk, yüzünü duvara döner ve tane tane, kimi zaman da hızlıca bir tekerleme söylerdi. Arkadaki çocuklar da, arkası dönükken ebe olan çocuğun 8-10 adım gerisinden başlayıp, yavaş yavaş ilerleyerek ebeye yaklaşırlardı. Ta ki ebe söylediği tekerlemeyi bitirip, arkasına döndüğünde hareket eden birini gördü mü, onlar yanardı. Bir tür, heykel gibi kalma oyunuydu. Ebe olan çocuk, tüm arkadaşlarını bu şekilde yakalayabilirse ebelikten kurtulurdu. Bir çocuk yakalanmadan ebenin sırtına vurmayı becerirse herkes kaçmaya başlar, ebenin birini yakalaması gerekirdi. Güzel bir oyundu. Çok keyif alarak oynadığımızı hatırlıyorum.

Tekerlemesi hala aklımda: "Önde turna, davul zurna, bir, iki, üç". Kimi zaman "ende turna", "elde turna" denildiği de olurdu. "50 yıldır, ne menem bir tekerlemedir bu?" diye zaman zaman aklıma takılıp durmuştur.

Bir süredir, Cezayir'de iş nedeniyle bulunuyorum. Hasp el kader, yabancı dil diye zar zor İngilizce öğrenmişliğim var. Burada ise 1. yabancı dil bizdeki gibi İngilizce değil. Fransızca. Hatta konuştuğum Cezayirliler, Fransızca bilmediğimi görünce çok şaşırıyorlar. Bu saatten sonra, Fransızca öğrenemem düşüncesiyle fazla üzerine düşmüyordum. Ancak, ister istemez insan kapıyor bir şeyler. Zira burada, Arapça konuşurken araya o kadar çok Fransızca kelime giriyor ki, istemeseniz de kulağınıza çalınıyor işte. 10 ay kadar önce geldiğimde 80'li yıllarda TRT 3 radyosunda her haber bülteninden sonra verilen İngilizce, Fransızca ve Almanca haberlerden kalma Fransızca kelimeler, az dans etmedi kafamda. Babaannem de arada Fransızca bildiği sayıları söyleyiverirdi ben çocukken, hatırlıyorum, ona kadar sayardı.

Az önce markette alışveriş ederken, böyle dökme bilgilerim birden bire, öylesi aydınlanma yarattılar ki şaştım kaldım.

Fransızca 1, 2, 3, 4, 5, 6 diye şu şekilde sayılıyordu. "Un, deux, trois, quatre, cinq, six" dilerseniz, Google Tercümeden girip, Fransızcasını alttaki hoparlör ikonuna tıklayıp dinleyin. Böylece çocukluk yıllarımdan beri bir türlü ne demek olduğunu çözemediğim bir muamma tatlıya bağlandı. Önde Turna Davul Zurna aslında Fransızca sayıların söylendiği oyun bizde oynanırken kelimelerin garip bir yuvarlanmasından ibaretmiş. Osmanlı'dan bu yana pek Fransızca'ya ilgimizin kalmadığını düşünürseniz, oyunun ne kadar eski bir zamandan beri bizde oynandığını siz düşünün. Gerçi, şimdiki çocuklar bunu anlayamazlar, onlar İnternet'te arkadaşlarıyla Minecraft gibi oyunlar oynuyor. Ama zaten çocuklar için değil bu yazılan satırlar. Siz de farkındasınız. Öylesine eskiye, yaşanmış mutlu anlara, biraz özlem işte.

Bunu paylaşmasam içimde kalırdı. İşte artık siz de biliyorsunuz. Meğer dünya ne kadar küçükmüş. Fransa'da ve dünyanın başka yerlerinde de oynanan bir oyunmuş bu bizim oynadığımız.

Eğer merak ederseniz, Wiki Ansiklopedide oyunun İngilizce anlatımı var.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Köpük Baloncuk Nasıl Yapılır?

Köpük baloncuk yaparken deterjan ve su kullanıyorsanız muhtemelen baloncuklarınız hemen patlıyordur. Dayanıklı baloncuklar için çözeltinizin içine şeker ekleyin. Böyle olmaz! İlla tarif ver diyorsanız: 1/2 ölçü sıvı bulaşık deterjanı 2 ölçü su 2 çay kaşığı şeker (yetmezse daha çok koyun!) Bulabilirseniz şeker yerine gliserin de kullanabilirsiniz. Kolonya ve bir miktar aseton da katabilirsiniz çözeltinize.

Evde En Basit Şekilde Şarap Nasıl Yapılır? (Resimli)

Merhaba. Gurme bir arkadaşım var. Yaklaşık 4-5 senedir kendi tüketimi için şarap yapıyor. İlk yaptığı şarap, pek kolay içilemez olsa da, son yıllarda gerçekten lezzetli şaraplar üretiyor. Kendisine bu işi nasıl becerdiğini sordum ve ben de evde kendi şarabımı yapmayı geçtiğimiz yıl becerdim. Doğrusunu isterseniz ilk deneme için oldukça başarılıydı. Gurme arkadaşım, "yemeğe bile koymam senin yaptığın şarabı ama ilk deneme için güzel olmuş" dedi. Ben de bu sene de şansımı yeniden denemeye karar verdim. Hemen belirteyim, çeşitli kaynaklarda evde nasıl şarap yapabileceğinizi anlatan yazılar bulabilirsiniz ama doğrusunu isterseniz o kadar çok ince detaya ve tekniğe giriyorlar ki, anlaması ve yapması zorlaşıyor. Biraz örnek vereyim. 1- Özel ölçüm cihazları, 2- Oluşan karbondioksiti atmak için özel düzenekler, 3- Özel depolama çözümleri, 4- Fermantasyon başlatıcılar, 5- Fermantasyon durdurucular, 6- Alkol seviyesi ölçerler, 7- Kükürt ekleme ile koruma yöntemleri, 8- Öz

İnternet Sitelerindeki Hesaplarımı Nasıl Silerim?

Yeni medya, alışveriş, müzik siteleri genellikle sizi tanımak isterler. Sitelerden yararlanmak, kimi zaman alışveriş yapabilmek için, pek çok kişisel bilginizi içeren veriyi girip, üye olmak iyi de, ya bir gün gelir de bu tür üyeliklerinizi silmek isterseniz ne ile karşılaşacağınızı biliyor musunuz? Blog girdisini  bu linkten  dinleyebilirsiniz . Merhaba, İnternet kullanıcıları neredeyse artık her türlü siteye üye olarak girmek zorunda. Verilen hizmet paralı ya da bedava olsun, siteler sizi üye olup, içeriklerinden öyle yararlanmaya zorluyorlar. Gazete siteleri bile sizi üye olmaya teşvik ediyorlar. Üye sayısı ve üyelerin neler yaptığını izlemek, bir hizmeti geliştirebilmek için işini bilenlere önemli veriler sağlar. Örneğin bir alışveriş sitesi, incelediğiniz ya da satın aldığınız ürünlere benzer ürünleri size önerebilir. Bunun için sizin siteye üye olmanız en kolay yollardan biridir. Kullanıcının yaptıklarını izlemek böylece kolaylaşır. Sosyal ağ siteleri de üye olmadan bi