27 Ekim 2009 Salı

Bu da mı viral değil hakim bey?



Alkışlarla yaşıyorum sitesinde rahmetli Sadri Alışık'ın ünlü bir repliği var. Bu linkten izleyebilirsiniz. Malum her yanımızı viral reklam kaplayan şu günlerde arkadaşlarımız tarafından gönderilen mail eklerinde sık sık viral reklam örnekleriyle karşılaşıyoruz. Bence en başarılı reklam kampanyaları da bunlar arasından çıkıyor. Böyle giderse pek yakında kendimizi firmaların viral reklamlarını arkadaşlarımıza gönderiyorken bulacağız.

İşte aşağıda bunlardan biri yer alıyor. Gerçekten çok ilginç görüntüler. Adam bisiklete binmiyor uçuyor. Ama viral işte, zaten viral olmama gibi bir iddiası da yok. O kadar ilginç ki keyifle izleniyor.

Ey sosyal medyanın üyeleri, buyrunuz izleyiniz.

12 Ekim 2009 Pazartesi

Yardımcı İşlemciler Herşeyi Değiştirecek (OMAP-DM510, OMAP-DM515 ve OMAP-DM525)



Mobil telefonlar giderek küçülüyorlar. Bunda içlerindeki bileşenlerin küçülmesi ve tek yongada pekçok işi yapar hale gelmeleri rol oynuyor. Bu yongalar sayesinde cep telefonları haberleşme ötesinde birşeyler oldular.


İşte bu yongaların büyük üreticilerinden Texas Instruments firması müthiş bir gelişmeye imza atmış. Yardımcı işlemciler OMAP-DM510, OMAP-DM515 ve OMAP-DM525 gerçeken son derece ilgiç özellikler ile geliyorlar. Bunlar sayesinde cep telefonlarıyla 20 megapiksele kadar fotoğraf çekilmesi mümkün olacak. Yüksek sıkıştırma oranlı ve kaliteli H.264, 720p videoları kaydedip oynatabilecekler.

Modeline göre 128 ila 256 megabayt hafıza ile geliyorlar. TV çıkışı veriyorlar. Yüz tanıma, gülümseme algılama, kırmızı göz düzeltme, sarsıntı önleme gibi konuları  haledebiliyor. Filmlerdeki gürültü filtreleme özelliği ile net çekimler yapılması mümkün.

Telefon üretim hattına girmelerinden sonra mobil telefonlarımız daha da fazla beklentiyi karşılayak. 5-8 megapiksele dayanan fotoğraf makinelerinin çözünürlükleri artacak. Film çekilmerini HD çözünürlükte yapmalarına rağmen çekilen filmler daha az yer kaplayacak.

Detaylı bilgi için tıklayın.

4 Ekim 2009 Pazar

Sen de İnternet'i bul, sonra kendi bulduğunu düzene sok. İnternet'ime Dokunma!



Her hafta Biltekhaber.com sitesine iki adet yazı hazırlıyorum. Çalışmazken kolay olan bu durum yorgun argın eve geldiğimde yetişmesi gereken iki yazı olunca pek keyifle yapılabilecek bir iş değil. Ancak yine de takip edebildiğim kadarıyla teknoloji ve telekom dünyasını etkileyen konularda yazmaya devam ediyorum. Bu defa da blog biraz boşlanıyor ister istemez.

Google PR sıralamam 3'den 1'e düşünce de yazmak için çok fazla isteğim kalmadı o da ayrı.

Neyse, bunları bir yana bırakıp bu hafta Biltekhaber.com sitesinde yayınlanacak olan yazıma biraz atıf yaparak son gelişmelere ve İnternet Sansürüne ilişkin görüşlerimi yazayım.

İlk bilgisayar ve insanlara zarar vermeye çalıştığı filmleri hatırlarsınız. Başlarda bilgisayar teknolojisi çok abartıldı. Basit bir hesap makinesinden biraz daha fazla iş yapmayı becerebilen öncül PC'ler neler yapmadı bu filmlerde? Dünyayı ele geçirdiler, insanlara zarar verdiler. Zaten basit korkularımızı büyütüp, tekrar bize gösteren filmler gişe başarısını bir şekilde garantilediğinden yıllar boyunca dünyayı yok etmek isteyen pek çok bilgisayar geldi geçti. Oysa işin aslı bu değil. Masum bilgisayarlar bize zarar vermedi. Büyük ihtimalle de gelecekte de zarar vermeyecekler.

İnsanlar ise hemcinslerine her fırsatta zarar verdi. Bunun için gerekirse bilgisayarı da silah olarak kullandılar. Virüsler buna iyi örnektir. Biraz kod yazmayı beceren genç insanlar neden zarar veren birşeyeler yapmak isterler? Bir süre sonra bundan fırsat yakalayan firmalar virüs ve benzeri zararlıları temizlemek için sizden para talep eder. Peki bunca sene bilgisayar teknolojisi virüsten etkilenmeyen bir işletim sistemini neden üretemez (Hadi sadece Microsoft diyelim)? Linux işletim sistemi pek etkilenmiyor böyle şeylerden.

****

Denetim mekanizmasını elinde tutanlar, bunun verdiği güç ile hiç bilmedikleri ama bildiklerini sandıkları bir mecrayı nasıl denetler? Son olarak neden olduğu bilinmez Farmville denen saçma Facebook oyununa erişim engellemesi getirilmesi nedendir?

Sanırım en iyisi kendi internetlerini kendilerinin yapması. Ne bileyim, bir iki gazete sitesi, bir de e-devlet siteleri dışında tüm sitelere erişim izole edilsin. denetimi de kolay olur hem.

Hatalardan ve hatalı uygulamalardan, sansürden ve engellerden uzak bir yaşam dilerim.

15 Eylül 2009 Salı

LÖSEV - Elimi Siz Tutar mısınız?

LÖSEV, desteği hak eden bir sivil toplum kuruluşu. 4 yaşındaki oğlum da gösterimdeki reklamına bayılıyor. Desteklerinizi esirgemeyin. Sizlere uzanan küçük elleri tutun.



11 Eylül 2009 Cuma

MiFi 2352

MiFi™ 2352 cihazı son derece küçük (bir deste oyun kartından daha ufak) ve taşınabilir bir hotspot. 3G ağa bağlanan bu cihaz sayesinde yakın çevresindeki tüm WiFi erişimine sahip cihazlar küçük bir ağ oluşturabiliyor, bir de internete erişebiliyorlar. Ek olarak üzerinde yer alan hafıza kartı yuvası sayesinde direkt olarak dosya paylaşımı imkanı da var.

10 metre çapında bir alanda çevresindeki cihazlara erişim imkanı sağlıyor. Bağlanabilecek olan aygıt sayısı 5 ile sınırlı. MicroSDHC desteği ile 16 GB hafıza kartı kullanılabiliyor. Dosyaları mikro ağınızda paylaşabilirsiniz.

Lityum Ion doldurulabilir pilleri ile tek dolumla 4 saate kadar hizmet verebiliyor. GPS sistemini destekliyor. Böylece konum bilgilerinizi de ağ üzerinden görüp yerinizi saptamanız da mümkün oluyor.

Seyahatlerde, küçük ofis ve ev ortamlarında taşınabilirliğin elzem olduğu durumlarda keyifle kullanılabilecek bir cihaz. Novatel Wireless firması tarafından üretiliyor.

3 Eylül 2009 Perşembe

Nokia X6

Bu gün, geçtiğimiz saatlerde (02 Eylül 2009) Nokia X6 Avrupa'da tanıtıldı.

X serisi gerçekten etkileyici bir seri. X6 ise görünümü ile son derece hoş. Biliyoruz ki her şey iPhone'u tahtından indirmeye yönelik ama bakalım bu nefis özelliklere sahip cihazla bunu başarmak mümkün olabilecek mi? Hazır iPhone 3GS pazarda kendini göstermeye başlamışken yoluna X6 çıkacak. Gerçi dokunma teknolojisi olarak iPhone patentleri elinde bulundursa da Nokia mühendisleri de boş durmamış gibi görülüyorlar.

Nokia X6, 14 mm.Kendi zayıf ancak özellikleri değil.

3.2 inch (diagonal 8,16 cm) dokunmatik ekranı bulunuyor.

32 GB sabit (çıkarılamayan) hafızaya sahip (şimdi gelin de iPhone hedef alınmamış deyin) 35 saat müzik çalıyor.

Nokia'nın hizmeti ile bedava müzik indirme imkanı da var.

5 MP Carl Zeiss kamerası var (Eminim çok nettir de, "neden 5MP?" derseniz, sanırım megapiksel büyümesi optik algılayıcının da büyümesini gerektirdiğinden yer problemi çözünürlük artışını dizginlemiş gibi).
Sosyal ağ sitelerini destekliyor. Facebook ve benzeri sitelere erişim ve hizmetlerinden yararlanmak mümkün (artık eğilim bu yöne doğru olduğundan piyasanın nabzı tutulmuş).

Web tarayıcısı flash desteği ile geliyor (sonunda).


4 saat video izleyebiliyorsunuz (Bursa-Ankara arası da hızlı trenle o kadar sürdüğüne göre ideal, hemen terminale tezgah kurup şarj edip satmak lazım) 

Ekim-Kasım-Aralık çeyreğinde 450 Euro fiyatla (1000 TL) Avrupa'da satılmaya başlanacak. Bizde az daha pahalı olacağına iddiaya girerim.


Nokia X6 Özellikleri:


Boyutlar: 111x51x13.8 mm

Kamera: 5 MP Carl-Zeiss optikli kamera ve ikili LED flash

Müzik Çalma: MP3, SpMidi, AAC, AAC+, eAAC+, WMA, MTP


Video: Görüntü kaydı, düzenleme yapma ve izleme, TV çıkışı (ses çıkışı üzerinden)

Web Tarayıcısı Macromedia Flash Lite 3.0ile geliyor.

Email mevcut. Ek olarak, Nokia Messaging desteği unutulmamış

GPS ve A-GPS, pusula ve Nokia Maps (haritalar) ile gittiğiniz yeri bilip kaybolmayacaksınız.

3 boyutlu stereo, telefon ve görüntülü arama sesleri ile boş bulunduğunuzda yerinizden hoplama fiyata dahil

Hafıza: 32GB sabit (çıkmıyor).

3.5 mm Ses ve Görüntü çıkışı (kulaklık çıkışından)

Veri desteği: Yüksek hızlı Micro USB, WLAN, Bluetooth 2.0, WCDMA, GPRS/EDGE, HSDPA (3G)

Konuşma süresi: 8 saate kadar

Hazırda bekleme: 406 saate kadar

Müzik Çalma: 35 saate kadar

Video Gösterme: 4 saate kadar

Bana, Nokia bu cihazı kolayca satar, alanlar da keyifle kullanırlar gibi geliyor. Bakalım daha neler göreceğiz.

21 Ağustos 2009 Cuma

Wi-Fi'den Şebeke Olur mu?

Bir laf vardır, "Bir işe Türk gibi başla, İngiliz gibi bitir" diye. Aşağıda bu lafın ne kadar doğru olduğunu okuyacağınız bir örnek var. Daha ilk örnekleri ortaya çıktığından beri Wi-fi yani kablosuz ağ ilgimi çekmiştir. Kablosuz ağ büyük bir kolaylıktır. Bilgisayarları kablo karmaşasından ve belli bir yere bağlı kalmaktan kurtardığı gibi cep telefonlarının da ucuz bir şekilde internete erişimini sağlamıştır. Bundan birkaç yıl önce, henüz kablosuz erişim yeni sayılırken TTNET büyük şehirlerde kablosuz erişim noktaları kurmaya girişti. Şebeke belli bir büyüklüğe eriştiğinde, uygulaması zahmetli bir gelir modeli ile sistemi ücretlendirdiler. Ancak gelir modeli pek tutmadığından ve wi-fi cihazlar o dönemde fazla yaygın olmadığından şebekenin geliştirilmesinden vazgeçildi. Geçtiğimiz gün bir haber okudum. British Telecom (BT), İngiltere'de 500.000 wi-fi erişim noktası sayısına ulaşmış. Üstelik, 3g.co.uk sitesi BT'un bu sayıyla yetinmeyip 1 milyon hotspot'a (kablosuz erişim noktaları yurtdışında hotspot olarak anılıyorlar) ulaşmanın planlandığını yazmış. Demek ki oralarda yeterli kullanıcı kitlesi bulunuyor. Oysa yurdumuzda, TTNET tarafından kablosuz ağ şebekesi geçtiğimiz iki yıl içerisinde pekala geliştirilip şehirlerde geniş bir çevreyi kapsayacak hale getirilebilirdi. Böylece adsl müşterisi iseniz nereye giderseniz gidin, bilgisayarınızdan ya da wi-fi özelliği olan akıllı telefonunuzdan internete ulaşabilirdiniz. Hatta yeni çıkan Wirofon bu sayede çok daha geniş bir kullanıcı kitlesi yakalayabilirdi. Ancak ne yazık ki TTNET uzun süredir wi-fi erişim noktalarını artırmadı. Türk gibi başladı, ancak "sistem tutmadı" gerekçesiyle kablosuz erişim ağı geliştirmeye devam edilmedi. BT ise yaptığı yatırımlardan vazgeçmeyip, bir anlamda 3G operatörlerinin ciddi bir rakibi olmuş. Her yerde internete erişebilseniz başka bir internet bağlantısı için fazladan ödeme yapar mıydınız? Büyük lisans bedeli ödemesi yapmadan oluşturulabilcek dev bir kablosuz internet erişimi ağı ve bu erişim üzerinden verilebilecek olan katma değerli hizmetlerden elde edilecek gelir ve rakipler üzerinde kurulabilecek bir rekabetçi baskı imkanı TTNET tarafından kaçırılmış oldu. Ancak hala şansları var. 3G yayılmadan kablosuz ağ erişim imkanlarını genişletmek TTNET'in adsl müşterilerini kaybetmemek için atacağı akıllı bir adım olabilir.

14 Ağustos 2009 Cuma

Samsung ST1000

Fotoğraf makineleri dünyasında artık yeni bir döneme girildiğinin habercisi gibi birden karşımıza çıktı Samsun bu modeliyle. Kablosuz erişim teknolojilerinden oldukçca popüler olan Wi-Fi ve Bluetooth özelliklerine sahip bu fotoğraf makinesi bu kadarla da kalmıyor. GPS (küresel konum belirleme) özelliği ile çekilen fotoğrafın konum bilgisi de fotoğrafa ekleniyor. Böylece çektiğiniz yeri unuttuğunuz durumlarda şehir ve bölge verilerin makinenin ekranında bulabiliyorsunuz. Bilgisayara ve başka bir kablosuz iletişim cihazına ihtiyaç olmadan çekilen fotoğraflar Wi-fi veya Bluetooth üzerinden elektronik posta ya da online resim veya video halinde Facebook, Flickr, Picasaweb, Youtube, Dailymotion gibi) servislere yollanabiliyor. Ekranı 3,5 inch, diagonal olarak 9 santim. Piyasadski fotoğraf makineleri arasında en yüksek çözünürlüklü ekrana sahip. Ekran dokunmatik. Fotoğraf makinesindeki yazılım sayesinde pek çok ilginç özelliği sunuyor. Bir iki model sonra işletim sistemli olarak yeni fotoğraf makineleri duyurulursa şaşırmamak lazım. 12 Megapiksel çözünürlük yeterli, 5x optik yakınlaştırma ise bu kadar küçük bir makine için oldukça güzel. 1280x720 piksel HD hareketli ve sesli görüntüleri kaydedebilmesi ile biraz fotoğraf makinesi olmaktan çıkıp video kamera haline geliyor. Film kaydetmek için de artık başka bir cihaza gerek olmayacak bu gidişle. Yüz tanıma, titreşim engelleme, en iyi çekim şeklini belirleme gibi kolaylıkları var. 4 GB'lik hafıza kartına 1200 12 Megapiksellik fotoğraf çektiği belirtilmiş. Eylül 2009 itibariyle 400 Dolara ABD'de piyasaya çıkacak.

11 Ağustos 2009 Salı

Facebook Friendfeed'i Satınaldı. Şimdi Ne Olacak?

Facebook Friendfeed'i 15 milyon Dolar'ı peşin olmak kaydıyla 50 milyon Dolara satın aldı. 10 Ağustos 2009 tarihinde gerçekleşen satış sonrası Friendfeed kullanıcılarından çoğunlukla olumsuz, bir bölüm kullanıcıdan ise olumlu tepki aldı. Facebook'un ne olduğunu bilmeyen, en azından bir kere girip de, nedir diye karıştırmayan olmamıştır. O nedenle fazla açıklamadan Friendfeed'den kısaca bahsedeyim. İnternette yaptığınız her türlü yayının akışını (RSS), yorumlarınızı anlık olarak dostlarınız ve onların dostları veya takip edenleri ile tartışabildiğiniz, paylaşabildiğiniz ve anında tepki, yorum ile beğeni alabildiğiniz, daha çok işin teknik kısmından hoşlanan bir kesimin takip ettiği bir sosyal medya ortamı. Facebook ve FriendFeed'in ne şekilde bir sinerji yaratacakları şu anda belli değil. Ancak Friendfeed ekibinin facebook altyapısına ciddi katkısının olacağı yadsınamaz bir gerçek. Ayrıca Google da Friendfeed de en önemlisi "anlık arama" (real-time search) yapabilen bir teknoloji üzerinde sektörün öncüleri durumundalar. Facebook'un bu alımı bu açıdan çok önemli bir gelişme. Google Friendfeed'e mantıklı bir ürünle cevap vermede gecikince Facebook bu imkanı değerlendirmek istemiş olabilir. Teknoloji meraklısı kesimin biraz muhafazakar olması garip gelebilir ama Friendfeed kullanıcıları haberin yayılmasıyla oldukça hızlı bir şekilde olumsuz tepki verdiler. Bir anda "#DONTSELLMYFRIENDFEED" nidaları yorumlarda görülmeye başladı. Hatta gediklilerden Sunipeyk tarafından yapılan, ve tüm dünyada kullanıcılar tarafından tekrar tekrar paylaşılan aşağıdaki çalışma da hayal kırıklığının düzeyini ortaya koyuyor. Facebook Kullanmayan geniş bir kitlenin bulunduğu Friendfeed kullanıcıları arasından "chaz"ın yorumu ise durumu biraz daha açık ortaya kuyuyor. "i just remembered why i dont use facebook, my ex-wife is there, :o" (Şimdi hatırladım. Facebook kullanmamamın nedeni eski eşimin orada olmasıydı :o) Friendfeed'i daha önce Facebook'u da kullanan pek çok arkadaşıma önermeme rağmen pek kullanabilenine rastlamamıştım. Buna neden olarak, Facebook aksine Friendfeed'in kullanımının en azından internet okuryazarlığının ötesinde biraz daha fazla bilgi gerektirmesi ve web teknolojisini yakından bilen ve yenilikleri sıkı takip edenlerin ancak zorlanmadan Friendfeed'i kullanabilmelerini görüyorum. Friendfeed, 2 yıla yaklaşan bir süredir herhangi bir gelir modeline dayanmadan gelişmesini sürdürmüştü. Google eski çalışanlarından oluşan ekibin bir şekilde gelir sağlamadan yola devam etmeleri pek mümkün görünmüyordu. Sanıyorum satışın en önemli nedenlerinde biri bu olmalı. Friendfeed'in Facebook'a bir canlılık getirmesini ve anlık geniş kitlelere yönelik bağlantıları kuvvetlendirmesini umuyorum. Gene de içimde biryerler sızlamadı desem yalan olur.

7 Ağustos 2009 Cuma

3G ADSL'nin Alternatifi Mi?

3G lansmanları geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirildi. Sıra promosyonlu satış kampanyalarında. Örneğin, iki yıl için sözleşme imzalayıp aylık ödeme yapma yükümlülüğü altına girerseniz (65-75 TL) ilgi çekici kampanyalardan faydalanabilirsiniz. Tüketicinin için dostane bir uyarı yapayım hemen: Eğer ilk müşterilerin arasındaysanız, genellikle ürün veya hizmeti pahalıya edinirsiniz. Biraz bekleyebilirseniz piyasa doygunluğa ulaşır yeni potansiyel alıcılar için gözden geçirilmiş pazarlama politikalarıyla yapılan promosyon ve kampanyalarda daha karlı çıkabilirsiniz. 3G hizmetini devamlı olarak ve sağlıklı, mobil sesli görüşmelerin kapsama alanı kadar geniş bir alanda verebilmek için Turkcell, Vodafone ve Avea'nın ciddi ek yeni yatırımlar yapmaları gerekiyor. Yüksek lisans ücretleri üzerine, yatırım maliyetleri de binince, 3G kapsama alanını genişletmek oldukça zor. 3G, mobil telefon hizmetinden farklı bir frekansta çalışıyor. Dolayısıyla farklı ve yeni donanımlar ve antenler gerektiriyor. Frekans yükseldiği için dalga boyu küçülüyor. Sonucunda, anten ebatları küçülüyor. Ancak frekansın yükselmesi yayılımın zorlaşmasına neden oluyor. Açık mekanlarda sinyal çok net alınabilirken, içeride kalın duvarların arkasında 3G'nin erişimi güçleşiyor. Kablosuz ağ (Wi-Fi) kullanıcıları duvar gibi engellerde sinyalin ne kadar zayıfladığını farketmişlerdir. 3G için de çok benzer bir durum var. 3G destekli telefonlarda sinyal seviyeleri arasında fark bulunmasının nedeni biraz frekansın yüksekliğiyle, biraz da kapsama alanı iyileştirme çalışmalarının maliyetli ve zaman alan çalışmalar olmasıyla ilişkili. 3G'li telefonunuz GSM ağından daha düşük sinyal alıyorsa, bunun nedeni yukarıda açıklanmaya çalışanlardır. İki farklı hizmet olması nedeniyle sinyal seviyelerini farklı görmeniz normaldir. Zamanla daha iyi sinyal şiddetleri görebilirsiniz. Ancak unutmamak lazım ki GSM şebekesinin kapsama alanı iyileştirmeleri bile halen sürüyor. GSM şebekesini verimli olarak kuıllanabilmeye başlamamız içinse en azından beş yıl sürmüştü. Hala ses hizmeti alma konusunda belli bölgelerde sorun yaşandığınmı da unutmamak lazım. 3G görüntülü görüşme için deneme yapmak isteyenler de şu sıralar zorda. 3G aboneliği olan , telefonu görüntülü konuşmayı destekleyen bir tanıdık bulmak kolay olmayabiliyor. Operatörler Bir deneme servisi açsalar fena olmaz. 3G görüntülü konuşma denemesi yapmak isteyenler bu servisi arayıp 3G görüntülü görüşmede kendi görüntüsü ve sesini kısa bir süre kaydedip, ardından izleyebilse güzel olur. 3G'nin asıl önemi, mobil geniş band internet erişimi. Şimdilik en yüksek 7.2 Mbps. Ancak operatörler genellikle limitli paketler pazarlıyorlar. Usb cihazlar veriliyor erişim için. İçlerine 3G sim kartı takılıp internete ulaşılıyor. Ek bir dağıtıcıya bu usb cihazı takılıp kablosuz erişim yoluyla internet bağlantısı birden fazla cihaz tarafından kullanılabiliyor. Zamanla çok çeşitli donanım raflarda yerini alacaktır. Peki ADSL'ye ciddi rakip geldi mi? Şimdilik bu sorunun cevabı olumlu değil. 3G kapsama alanının iyileştirilmesini beklemek gerekecek. Aynı bölgede birlikte 3G hizmetini kullananların çok olması erişim kalitenizi ciddi bir şekilde etkileyeceğinden 3G'nin ADSL'ye gerçekten rakip olması kolay değil. ADSL'nin asıl rakibi fiberoptik altyapı ve uydu erişimi ile geniş band hizmeti verenler. Hatta kablo tv ile internet erişimi. Dolayısıyla, karakalem hesap yapıp, ev telefonunu ve adsl'yi gözden çıkarmayı düşünenlere, en azından altı ay kadar beklemelerini öneririm. Avantajı elden kaçırmamak için ADSL ücretlerinde ve hizmet paketlerinde de iyileştirmelerin yapılması yüksek bir ihtimal. Özetle: Bir malın veya hizmetin ilk alıcısı olursanız, çok ödersiniz. Benden söylemesi.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Nikon Coolpix S1000PJ (İlk Projeksiyonlu Fotoğraf Makinesi)

Nikon yaptı yapacağını. Neredeyse her eve girmiş olan sayısal kameralar konusunda, olabilecek tüm yenilikleri gördük derken, Nikon, üzerinde 102 cm boyuta kadar görüntü verebilen projeksiyonu bulunan bir fotoğraf makinesini duyurdu. Daha önce Çin'lilerin projeksiyonlu telefonu hakkında yazmıştım. İzleyen zamanlarda Samsung da projeksiyonlu telefon yapıp piyasaya sürdü. Ancak hiç kimsenin aklına bir fotoğraf makinesine projeksiyon eklemek gelmemişti. Yahoyt'da haberini görünce, "bunu nasıl atladım" diye hayıflansam da bahsetmeden geçemeyeceğim için hakkında biraz bilgi topladım. Sizlerle paylaşayım. Tahmin edeceğiniz gibi, öyle profesyonel bir makine değil. Amatör son kullanıcı hedef alınmış. Bu ilginç fotoğraf makinesi sadece fotoğrafları değil çekilen filmleri de gösterebiliyor. Yalnız ne yazık ki HD formatında değil 640x480 30fps film çekebiliyor. Diğer Nikon makinelerden bildiğim kadarıyla oldukça güzel film çektiğini söyleyebilirim. Eminim ileride HD sürümleri de çıkacaktır. Uzaktan kumandası var. Sadece projeksiyon gösterimleri için değil, aynı zamanda fotoğraf çekerken de kullanılabiliyor. 5x optik yakınlaştırma yapabiliyor. Fotoğraf çekerken görüntüdeki 12 yüze kadar netleştirme yapabiliyor. Çekilen fotoğrafların ışığında bir sorun olursa makinenin üzerinden düzeltebiliyorsunuz. BSS (best shot Sellector) olarak adlandırılan özelliğini kullandığınızda kamera bir seri fotoğraf çekiyor ve içlerinden en net olanı kaydediyor. Kırmızı gözleri, kendi düzeltiyor. 6400 ISO değerine kadar çekim yapabiliyor. Titreşim bağışıklığı de eklenmiş. Diagonal 7 cm'lik bir ekranı var. 12.1 Megapiksel Projeksiyonda fotoğraf gösterirken geçiş efektleri yapıp, müzik çalabiliyor. Amerika'daki satış fiyatı 430 USD.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...