31 Temmuz 2009 Cuma

Powcell İle Güneş Doldursun iPhone Pilinizi

Powcell iPhone, BlackBerry gibi telefonlarda hiç bir değişiklik yapmadan basit bir beşik tasarımıyla güneş ışığından pil dolduruyor. Toplam şarj süresi maksimum 4 saat. Aslında 1 saatlik şarj kullanım için yeterli ancak en yüksek dolum seviyesine ulaşması için 4 saat gerekliymiş. Bu şarj eden beşiğin güzel tarafı, kendi içerisinde bir pile sahip olması. Dolayısıyla bir ton borca girip aldığınız değerli telefonunuzu güneş altında bırakmanız gerekmiyor. Güneşe koyduğunuz Powcell dolduktan sonra ne zaman isteseniz telefonunuz üzerine takıp şarj edebiliyorsunuz. Detaylı bilgi için http://www.powcell.com/about.html adresine bakabilirsiniz.

Popcornhour C-200

Bir süreden beri, gelecekte Televizyon ve İnternet'in bir yerde buluşacağını düşünüyorum. Bu nedenle de bunu gerçekleştirecek olan medya alıcılarına karşı seçici algıya sahibim. Nerede bir tane görsem muhakkak özellikleri neymiş, neleri beceriyormuş diye bakmadan edemiyorum. zaman zaman blogumda bu tür şeyleri paylaşmadan edemiyorum. Medya oynatıcıları henüz gelişme dönemindeler. Genellikle bir sabit disk ya da taşınabilir bellek üzerinden dosyaları yüksek çözünürlükleri de destekleyerek tv'den izlememize yarıyorlar. Kablolu ya da kablosuz yerel ağa ve İnternete bağlannan türleride var. Hatta bazıları video sitelerinden görüntüleri seyretmenizi de sağlıyorlar. Popcornhour markalı ürünler oldukça gelişmiş özellikleri sunuyor. Kısa süre önce piyasa sürülen C-200 modeli oldukça çekici. Her çeşit medya dosyasını oynatmayı kolayca beceriyor. İnternetteki görüntüleri (YouTube, Vuze, vb.) gösterebiliyor. Radyo dinletebiliyor. Bağlayabileceğiniz bir sabit disk ile ağınızda medya sunucusu oluyor. P2P paylaşım ağlarından dosya almanıza yarıyor. Üzerinde yer alan 3,5 inchlik yuvasına Blueray destekleyen bir sürücü de takılabiliyor. Bunlar dışında yapabildiği pek çok başka şey var. Linux işletim sistemi ile çalışıyor. Online güncellenebiliyor. Linux kullanmayı bilmeyenlerin biraz zorlanacağı bir arabirimi olsa da takıldığınız yerlerde biraz Google araması yapmak sorunlarınızı çözmede en kolay yöntem olacaktır. Evlerde TV'lerin vazgeçilmez eki haline geleceğini düşündüğüm medya oynatıcılarını ulaştığı yeri gözler önüne sermesi açısından blogda bahsedilmeyi hakeden bu cihazın özelliklerini http://www.popcornhour.com/onlinestore/index.php?pluginoption=productinfo&item_id=12 adresinden detaylı olarak okuyabilirsiniz. Satılmaya başladığında da yurdumuzdaki temsilcisinin http://www.popcornhour.com.tr adresinden edinebilirsiniz.

Microsoft ve Yahoo Sırtsırta

Microsoft ve Yahoo 10 yıl için güçlerini birleştirdiler. Bing arama hizmetini kısa bir süre önce kullanıma açan Microsoft'un 2. sırada tercih edilmekte olan arama motorunun sahibi yılların devi Yahoo ile bu birlikteliklerinin ardında ne var. Aslında bu bir ilk değil. Daha önceleri MSN ve Yahoo Messenger kullanıcıların birbirlerine ulaşabilmeleri sağlanmıştı. Bir ara Yahoo satıldı satılacak Microsoft alıyor söylentileri ile çalkalandı ortalık. Satış olmayınca bu defa karşımıza 10 yıllık bir anlaşma ile geldiler. Google dev olma yolunda güzel güzel yürüyor. Arama konusunda ezici lider, kullanıcı için vazgeçilmez hizmetlerinin hepsi birbirinden kıymetli. Gmail, en işe yarar Google hizmeti. Microsoft'un yıllardır satıp güzel kazandığı pek çok ürünü uzun zamandır tehlikede. Gmail'den çıkmadan yardımcı uygulamalarla her türlü doküman online okunup yazılabiliyor. Pdf'ler, sunum dosyaları da bu listede yer alıyor. Takvim uygulaması da eklendiğinde, paralı bir ofis paketi almak anlamsızlaşıyor. Bir de ilk olarak akıllı cep teledonlarında işletim sistemi olarak Google tarafından geliştirilen Android var ki Microsoft'un iPhone karşısında çok sönük kalan mobil işletim sistemine, ciddi bir rakip olacak gibi duruyor. Arkasından masaüstü ve taşınabilir sistemlere işletim sistemi gelirse seyreyleyin curcunayı. Microsoft içinden birilerinin "bu gidişe dur demeli" diye düşünmesi beklenen bir gelişmedir sanırım. Microsoft ve Yahoo'nun anlaşmaları biraz da korkudan mı ne?

28 Temmuz 2009 Salı

VN1000HD Hi-Def POD

Güzel bir medya oynatıcısı daha buldum. Full HD desteği yok, sadece HD desteği bulunuyor. Ancak Youtube gibi Online servislere erişme imkanı var. PC olmadan internet deneyimi yaşamak isteyenler için ideal bir çözüm olabilir. Bir web gezgini bulunmuyor ama gelecekte o da eklenecekmiş. Kullandığı işletim sistemi hakkında pek bir bilgi verilmemiş. MKV dahil pek çok türde film dosyasını oynatabiliyor. Fiyatı 150 Amerikan Doları. Kablosuz erişim usb cihazı bu fiyata dahil değil. Onu da eklerseniz sanırım daha esnek olarak kullanmak mümkün olur. http://www.verismonetworks.com adresinden ulaşıp inceleyebilirsiniz.

Turkcell 3G Toplantısından Aklımda Kalanlar

Turkcell basın toplantısını naklen internet üzerinden yayınladı, ben de Ankara'daki evimden çıkmadan bu tanıtım toplantısına katıldım. Öncelikle. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, "Durmak Yok Yola Devam" dedi. Günün gafı buydu. Bir siyasi parti tarafından kullanılırken "durmak yok, yolmaya devam" diye hicvedildiği için bırakılan slogan akılda kalmış demek ki. ADSL'yi iki kere hedef alarak, 3G'nin daha hızlı olduğunu dile getirdi. 4 GB limitli bağlantının 39 TL olduğu açıklandı. 1 milyon müşterinin 3G için başvurdukları ve bu gün itibariyle bu hizmetin verilmeye başlandığı duyuruldu. Doğrusu rakamın yuvarlaklığı biraz soru işareti oluşturdu. USB modemin adı VINN olarak seçilmiş bu hoşuma gitti. Görüntülü Çağrı merkezleri kurulması ilginç. Üstelik buna 4 banka da dahil. Ancak, "akşam eve yorgun argın gelmiş, pijamamı giymiş, darmadağın bir haldeyken, görüntülü olarak çağrı merkezleri ile neden görüşeyim ki?" sorusu sorulmadı ve cevaplanmadı. Bence 3G internet cihazları kullanımının yaygınlaşmasının ne kadar zaman alacağı en önemli bilinmez. Ek olarak 4GB limitli erişim ADSL ile rekabette bir adım öne geçmeyi değil aynı hizmeti vermeyi hedeflediği için pek çok başarılı değil. Açıklanan limit en azından 5 GB olsaydı daha iyi olmaz mıydı? Tüketicinin 3G internet kullanımı için yatırım yapmasına daha çok caziplik kazandırılabilirdi.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Güneş Enerji Panelli Bluetooth Hoparlör

Devotec Industries bir İngiliz firması. İlginç ürünleri var. Bunlar arasında güneş ile dolan pilller, çeşitli konnektörler (elektronik aletler için bağlantı birimleri), aksesuarları bulunuyor. Sıradan Çin malı ürünlerden farkları ise kendi tasarımları ile aynı malzemeleri kullanarak da olsa, güzel görünümlü ve kullanışlı ürünler ortaya çıkartıyor olmaları. Tabi büyük olasılıkla, üretilen Ülke değişmiyor. Neredeyse bildik markalı, kaliteli tüm elektronik gereçlerin Çin'de üretildiği de bir gerçek. Bahsetmek istediğim ürün, içindeki pili isterseniz güneş enerjisi ile doldurabilen bluetooth arabirimli stereo bir hoparlör. Pili, prize takılınca 4 saat gibi bir sürede dolarken, güneş enerjisi ile 12-24 saat arasında doluyor. Bu arada "24 saat güneşi nerede buluyorsun da dolduruyorsun" diye mantıklı bir soru aklınıza gelmiş olabilir. Bu durumda "bu ürünün pazarlandığı İngiltere'de 12 saat güneşi bulursanız daha ne istersiniz?" diye cevap vermek isterim ben de. Bu ciddi tasarım hatasını bir yana koyacak olursak. Güneş ile pillerini şarj ettiğini iddia eden bu cihazın diğer özelliklerine bir göz atalım dilerseniz. Ses kablosu ile direkt olarak bir ses kaynağından aldığı sesi 2x2 watt gücündeki stereo amplifikatörüyle güçlendirip etrafa yayıyor. Kalitesi için bir şey söyleyemiyorum ama 4 watt gücünde bir sistemden mucize beklememek lazım. Ancak her halde notebookunuzdaki minyatür hoparlörlerden az daha iyi ses çıkartabileceğini düşünebiliriz. Mp3 çalıcınıza bağlayarak kullanmak da bir diğer yöntem olabilir. Malum, kulaklıklar bir süre sonra rahatsız edebiliyor bünyenizi. Bluetooth özelliği telefon görüşmelerinizi bu cihaz sayesinde telefonu kulağınıza götürmeden yapmanızı sağlıyor. Yanınızda bulunanların da sizi ve karşınızdakini dinleyebilmeleri, hatta bu cihazı arabanızda bu amaçla kullanmanız bile mümkün (siz gene de nezaketen karşı tarafı bu durumdan bilgilendirseniz fena olmaz). Kendi mikrofonu da bulunuyor. A2DP ve AVRCP desteği nedeniyle bluetoothla herhangi bir cihazdan stereo müzik dinlemeniz de mümkün. En güzel özelliği üzerindeki dokunmatik ekranı sayesinde ses açıp kapatabilmenin yanında müziği ileri-geri almak gibi fonksiyonları da bu cihaz üzerinden gerçekleştirebilmeniz. Seyahatlerinizde yanınızda taşımanız, pikniğe, tatile götürüp müziğinizi çevrenizdekilerle paylaşmanı için düşünülmüş. İstanbul'da Bağdat, Ankara'da 7. Caddede, arabasını bırakıp yürümek zorunda kalmış gençler, bu cihazın subwoofer (güçlü bas sesleri midenizde hissetmenizi sağlayan faydalı hoparlörler) ve tiz ses hoparlörleri eklenmiş "çıstak" versiyonlarıyla, iPhonlarından çalacakları müzik sayesinde keyifli anlar yaşayabilirler. 260 gramlık cihazın pili, yüksek sesle dinlenirse 4 saat, orta seste dinlenirse 8 saat dayanıyor. Şık bir koruma çantası, ses kablosu, usb kablosu ve şarj adaptörü birlikte geliyor. Fiyatı yaklaşık 123 TL (50 GBP). İngiltere'de pazarlanıyor. Pahalı gelmiş olabilir, ancak Büyük Britanya standartlarında geliri olan, teknoloji meraklısı beyefendiler için bu miktarın lafı bile olmaz. Kalın sağlıcakla.

Sosyal Medyanın Yükselişine Bir Örnek

Turkcell Sosyal Medya'ya önem veriyor. Bloggerleri, etkinliklerine çağırıyor. Hatta bloggerlara yönelik etkinlikler yapıyor. Sosyal Medya gücü iyi anlaşılabilirse, ancak bu derece önem verilir. Bu nedenle Turkcell'i tebrik etmek lazım. Sosyal Medya'nın gücü biraz da doğasından geliyor. Blog yazıları öncelikle birinci elde yazanın yüzyüze tanıdıkları arkadaşları, aile bireyleri ve dostları tarafından okunuyor. 50-100 kişilik bir kitle sözkonusu olan. Ancak bu kadarla kalmıyor. Bu okurların bir kısmı yazıları tanıdığı diğer arkadaşlarına tavsiye edebiliyor. Bu bir başka dalga. Çeşitli sitelerde paylaşılan (Twitter, facebook, friendfeed gibi) akışlar (feed) sayesinde sanal dosatlar bu defa blog yazılarından haberdar oluyorlar. Bu da, başka bir yönde yayılan bir dalga daha. Sonra dostların dostları haberdar oluyor. Silsile böyle devam edip, azalan dalga şeklinde de olsa gidiyor. Sizin dostunuzdan aldığınız bir bilgi, içeriğinde reklam ve tanıtım da olsa, bilinen reklam ve tanıtım yollarından daha etkili ve akılda kalıcı oluyor. Üstelik maliyeti müthiş düşük. Turkcell basın bültenlerini bloggerlarla da paylaşıyor. Bana da bu tür metinler ulaşıyor ve bloğumda paylaşıyordum. Bundan böyle bu bültenlerdeki bilgileri kendi üslubumla ve yorumlarımı paylaşmaya karar verdim. İşte bu şekilde, haberdar olduğum ilginç bir Turkcell Etkinliği'nden bahsetmek istiyorum şimdi sizlere. Turkcell 28 Temmuz 2009'da Genel Müdürü Süreyya Ciliv'in yapacağı "3G Basın Toplantısı"nı http://www.turkcellmedya.com sitesinde anında yayınlayacak. Salı 10.00’da Turkcell Tepebaşı Plaza Konferans Salonu’nda yapılacak etkinliği dilerseniz bilgisayarınızdan izleyip 3G hakkında merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz. Tanıtımda, fiyatlar da açıklanacağı için, büyük miktarda internet kullanıcısının dikkatleri bu toplantıda olacak. Benim görüşüm fiyatların ADSL hizmet fiyatları ile rekabet edebilecek düzeylerde olmayacağı. Umarım yanılırım. Ya da en azından kısa zaman içinde fiyatlar rekabetçi hale gelir ve kullanıcıların işine yarar. İkinci olarak, her ne kadar kamuoyunda bir merak uyanmış olsa da 3G'nin mobil yaşamımızı ne şekilde etkileyip sarsacağı konusunda bir netlik oluşmuş değil. Umarım Sayın Ciliv bu konuda da gerçekten "tamam işte budur" dedirtecek açıklamalar yapar. Sağlıcakla kalın.

Ey Eurovision Sen Kimsin?

Yapay zeka, hayatımızın birçok alanına girmeye devam ediyor. Ben de bir süredir blog yazılarımı YouTube'a aktarıyorum. Neyse ki, 10 yıl ...