Ana içeriğe atla

Neden Güveniyoruz?

E=m.c2

Bu formül aslında o kadar önemlidir ki, kısalığı sizi yanıltmasın. Özetle: Enerjinin maddeye, maddenin de enerjiye dönüşebileceğini gösteren bir formül. Büyük patlama anından önce yüksek ihtimalle, enerjiden, maddeye doğru dev bir dönüşüm gerçekleşmiş olmalı.

Hepimiz aslında bir zamanlar enerjiden maddeye dönüşen "yıldız tozlarıyız" (Carl Sagan).

Çok garip değil mi? Benliği olduğunu düşünen, maddeye dönüşmüş enerjiden ibaretiz. Maddeye olan tutkumuz nereden geliyor kim bilir. Para, mal, mülk söz konusu olduğunda aslında hepsinin ve hatta kendimizin de enerji olduğumuzu unutuyoruz.

Dilerseniz, bu derin enerji madde dönüşümü meselelerini bir kenara bırakıp, daha dünyevi görünen konumuza girelim.

Güvenmek, insanları birbirine bağlıyor. Sosyal ilişkileri güçlendiriyor. Bir sistem oluşturmamızda en önemli etmenlerden biri.

Peki neden güveniriz?

Çok satan Sapiens ve Homo Deus kitaplarının tarihçi yazarı Yuval Noah Harari, kitaplarında güven konusunu birlikte yaşamaktan gelen bir katalizör olarak betimliyor.

Görsel Wikipedi'den alınmıştır.
Olası bir teoriye göre: Canlılar avlanır ve diğer tehlikelerden korunurken birbirlerinden yardım alırlar. En sevimli örneklerden biri Mirketlerdir. Korunma konusunda oldukça iyi bir sistemleri vardır. Nöbetteki bir mirket diğerlerini bir tehlikeye karşı uyardığında, hepsi yer altındaki yuvalarına gizlenir. İçlerinden hiç biri uyarı anında zaman kaybetmez ve sorgulamaz. İşte birine güvenmek böyle bir şeydir. Bireylerin hayatta kalmalarına yarımcı olur. Belki de hepimiz doğal seçilim sırasında, bir aşamada güven duygusu sayesinde hayatta kalan bireylerin torunlarıyız. Otomatik olarak güvenmeyen ve zaman kaybeden bireyler ise çoktan yok olmuş olduklarından, bu güçlü duygu ya da algoritma bizi hala koruyor olabilir.

Güveniriz çünkü, içimizden bir dürtü bunun yaşamamız için ihtimalleri artırdığını söyler. Buna bir tür algoritma diyebiliriz.

İlgili Yazı: Aşk Algoritmalar Yüzünden mi Var?

Güven ilginç bir durumdur. Güvendiğimizde kaynağı veya kişiyi sorgulamayız. Sadece gerekeni yaparız. Sorgulamayız, çünkü olması gereken budur. Peki memeliler dünyasından bir adımcık öteye gidip, biz uygarlaşmış insanların dünyasına gelirsek? Güven hala işe yarıyorken bunu kendi çıkarı için kullanan türdeşlerimizin avantajı elde etmeleri ve bunu kullanmaları halinde neler gerçekleşmiş olabilir?

Güvene Dayalı Yönetim Sistemleri

Batı Avrupa ve Britanya yönetim sistemleri genellikle beyana dayalı sistemlerdir. Mesela resmi bir yerde size sorulduğunda adım "Dolma Biber" dediğinizde buna güvenir ve size öyle hitap ederler. "Hımm, getir bakalım nüfus kağıdını, ilmühaberini" demezler. Aksi kanıtlanana kadar suçsuz kabul edilirsiniz. Devlet, vatandaş ilişkisinde güvene dayalı bir yaklaşım söz konusudur. Alternatifleri ile karşılaştırıldığında daha başarılı bir sistem olduğu ileri sürülebilir. En azından daha özgürlükçüdür. Ancak güven bazen soyut kavramlara da kayabilir. Örneğin biri, insanların kötü davranışları nedeniyle yüce bir varlık tarafından cezalandırıldığını. Mesela sel felaketinde kötü insanların cezalandırılıp, hayatlarını kaybettikleri gibi bir önerme getirebilir. Bu biri eğer güvenilen bir kişiyse işler zorlaşacaktır. İnsanlar güvendikleri şahsın daha çok şey bildiğini düşünerek ona ne yapmaları gerektiğini sorduklarında işler zorlaşır. Pek çok kural ve dayatma yanında, zorunlu bir takım ritüeller gerçekleştirmeleri konusunda yönlendirilebilirler. Yeniden sel vermemesi için yakarmak, kurbanlar vermek, yüce varlığın kızgınlığını gidermek için çabalamak gibi. Bu durumun farkına varan yöneticiler, bu güven şemsiyesini geniş kitleleri daha kolay yönetmek için kullanabilirler.

Kapitalizm (paraya güvenmek)

Yakın geçmiş ve günümüzün güven ile ilişkili güçlü ideolojilerinden biri kapitalizmdir. Önemli bir değişim aracı olan para ve ona güven üzerine kuruludur diyebiliriz. Aslında para, kimi zaman deniz kabukları, kimi zaman parlak metaller, güzel tasarlanmış basılı banknotlar ya da şimdilerde kullandığımız elektronik paralar, fon transferleri vs. Hepsi aslında tek başına bir değeri olmayan şeylerdir. Ancak mal alım satımını kolaylaştırdıkları için biz onlara bir değer yükleriz. Bir süre sonra asıl amacı unutulup, paranın kendisine karşı bir istek duymaya başlanabilir. İşte para böylece yüceltip, olduğundan daha anlamlı bir hale böyle gelmiştir. Örneğin: Hangi inanca ya da inançsızlığa sahip olursa olsun, herkes paranın değerli olduğu inancında birleşir. Oysa para, kendi başına değerli değildir. Denemek için 1 milyon doları 1000 yıllık süre ile bir kapsülün için koyup gömsek, ve 1000 yıl sonra torunlarımızın, torunları onu çıkartıp açsalar, içindeki paranın antik değerinden başka bir değişim değeri kalmamış olacaktır.

Paranın gerçekte bir değişim aracı olduğunu unutmaktan çok, onun ne olduğunu bile anlamamız o kadar zorlaşmıştır ki mesela ekonomi eğitimi verilen fakültelerde paranın bir değişim aracı olduğu öğretilir. Oysa aslında o kadar bariz olmasına rağmen ona olan güvenimiz nedeniyle öylesine bir inanca sahip olarak büyüyoruz ki, aslında ne olduğunu yeniden öğrenmemiz gerekebiliyor.

İnanç Sistemleri

İçinde bulunduğunuz toplum size kendi tanrısını benimsetir. Türkiye'de doğduğunuz için Müslüman olacağınız gibi, İtalya'da doğsanız bir Katolik, Hindistan'da doğmuş bir Hindu ya da Norveç'de doğmuş bir Atheist ya da Pastafaryan olabilirdiniz. Üstelik bu inancı kendi özgür iradenizle seçtiğinizi düşünüp hayatınız boyunca bildiğiniz gibi yaşayıp gitmenizde de hiç bir sakınca yoktur. Bir şekilde size anlatanlara güvenip, inanmanızdan doğal bir durum yoktur. Güven, kişiler arasında olduğunda kolayca sarsılabileceği halde, soyut, inanç gibi kavramlar söz konusu olduğunda ona olan güvenimiz tüm olumsuzluklara rağmen sürer. Yaşam süreniz bittiğinde, söz verilen öteki dünya, sizin için asıl ödül, tehlikelere karşı saklanacağınız, "güvenilir" olduğunu bildiğiniz yerdir.

İnanç sistemleri size cevaplarını bilmediğiniz ve belki de bilemeyeceğiniz soruların cevaplarını verir. Buna güvenirsiniz. Bu, sizi mutlu eder. Çünkü inancınızın gereklerini yerine getirdiğinizde bu dünya ve öbür tarafta güvende olursunuz. İşte, bu güven duygusu sizi mutlu eder. Mutlu oldukça daha çok güvenirsiniz.

Aile

Aile pek çok konuda referanslarınızı aldığınız yerdir. Güven konusunda en rahat olduğumuz yer de ailemizin yanıdır. Nasıl güvenmeyelim? Bizi son derece savunmasız bir halden kendi başımızın çaresine bakabilecek kadar güçlü bir hale getiren yer ailedir. Zorunluluklar yüzünden parçalanmış, yok olmuş ailelerin çocukları için, mümkün olduğunca aynı rolü toplum oynar. Ancak aileye duyulan güven gibisi yoktur. Aynı şekilde bu güvende de atalarımızın bundan yarar sağlamış oldukları için bu duygunun bu kadar kuvvetli olmasının ip uçlarını ailede de görebiliriz.

Evrenin bilinci mi var?

Son zamanlarda havalarda uçuşan teorilerden biri de evrenin bilinci olabileceği düşüncesi. Tekillik düşüncesinin bir uzantısı olarak evrenin bilincinin olduğu fikri var. Güven açısından ele alınacak olursa böylesi bir bilincin varlığı ve dolayısıyla bizim bilincimizin de bu büyük gücün bir parçası olduğu çıkarımı kendimizi güvende hissetmemize neden olabilir. Ortada kanıtlanmış bir gerçek olmaması bile güvenmemizi engellemeyecektir. Sadece güncel olduğu için bahsetmek istedim. Sonuç itibariyle güvene çıkan düşünce kırıntılarından biri olması her konuyu getirip güven kavramına bağlamak istememizi gösterdiği için ilginç.

Son söz

Güven iyi bir duygu olsa da, gerçekten güçlü olabilmek için kendini tanımak ve güvenmek önemlidir. Güven sayesinde canlı türleri boyunca hayatta kalmış olabiliriz. Kendimiz yeniden gerçekleştirmek ise birey olarak yücelmek için gereklidir.

İlgili Yazı: 10 Maddede Kişisel Gelişim İşe Yarar mı?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Köpük Baloncuk Nasıl Yapılır?

Köpük baloncuk yaparken deterjan ve su kullanıyorsanız muhtemelen baloncuklarınız hemen patlıyordur. Dayanıklı baloncuklar için çözeltinizin içine şeker ekleyin. Böyle olmaz! İlla tarif ver diyorsanız: 1/2 ölçü sıvı bulaşık deterjanı 2 ölçü su 2 çay kaşığı şeker (yetmezse daha çok koyun!) Bulabilirseniz şeker yerine gliserin de kullanabilirsiniz. Kolonya ve bir miktar aseton da katabilirsiniz çözeltinize.

Evde En Basit Şekilde Şarap Nasıl Yapılır? (Resimli)

Merhaba. Gurme bir arkadaşım var. Yaklaşık 4-5 senedir kendi tüketimi için şarap yapıyor. İlk yaptığı şarap, pek kolay içilemez olsa da, son yıllarda gerçekten lezzetli şaraplar üretiyor. Kendisine bu işi nasıl becerdiğini sordum ve ben de evde kendi şarabımı yapmayı geçtiğimiz yıl becerdim. Doğrusunu isterseniz ilk deneme için oldukça başarılıydı. Gurme arkadaşım, "yemeğe bile koymam senin yaptığın şarabı ama ilk deneme için güzel olmuş" dedi. Ben de bu sene de şansımı yeniden denemeye karar verdim. Hemen belirteyim, çeşitli kaynaklarda evde nasıl şarap yapabileceğinizi anlatan yazılar bulabilirsiniz ama doğrusunu isterseniz o kadar çok ince detaya ve tekniğe giriyorlar ki, anlaması ve yapması zorlaşıyor. Biraz örnek vereyim. 1- Özel ölçüm cihazları, 2- Oluşan karbondioksiti atmak için özel düzenekler, 3- Özel depolama çözümleri, 4- Fermantasyon başlatıcılar, 5- Fermantasyon durdurucular, 6- Alkol seviyesi ölçerler, 7- Kükürt ekleme ile koruma yöntemleri, 8- Öz

İnternet Sitelerindeki Hesaplarımı Nasıl Silerim?

Yeni medya, alışveriş, müzik siteleri genellikle sizi tanımak isterler. Sitelerden yararlanmak, kimi zaman alışveriş yapabilmek için, pek çok kişisel bilginizi içeren veriyi girip, üye olmak iyi de, ya bir gün gelir de bu tür üyeliklerinizi silmek isterseniz ne ile karşılaşacağınızı biliyor musunuz? Blog girdisini  bu linkten  dinleyebilirsiniz . Merhaba, İnternet kullanıcıları neredeyse artık her türlü siteye üye olarak girmek zorunda. Verilen hizmet paralı ya da bedava olsun, siteler sizi üye olup, içeriklerinden öyle yararlanmaya zorluyorlar. Gazete siteleri bile sizi üye olmaya teşvik ediyorlar. Üye sayısı ve üyelerin neler yaptığını izlemek, bir hizmeti geliştirebilmek için işini bilenlere önemli veriler sağlar. Örneğin bir alışveriş sitesi, incelediğiniz ya da satın aldığınız ürünlere benzer ürünleri size önerebilir. Bunun için sizin siteye üye olmanız en kolay yollardan biridir. Kullanıcının yaptıklarını izlemek böylece kolaylaşır. Sosyal ağ siteleri de üye olmadan bi