31 Mayıs 2013 Cuma

Twitter Özellikleri 3




Merhaba,

Yeni medya ile ilgili dizimizin bu bölümünde de sessiz dev Twitter'dan bahsetmeye devam edeceğim.

Twitter ile çeşitli şekillerde resim ve video linkleri paylaştığınızda bir süreden beri mesajınızın altında sözkonusu linkler resim ve video olarak görülebilirler. İlk zamanlarda olmayan bu özellik ciddi bir sorundu. Çünkü görsel ya da hareketli görüntülerle desteklenen bir mesajın diğer kullanıcılar tarafından daha fazla ilgi gördüğü gerçeği sosyal medya kavramı kadar, hatta belki de daha eskidir.

İçerik üretimi her ne kadar önemli olsa da, bu içeriğe henüz taze iken ilgi çekmek önemlidir. Ne kadar hızlı tararsa tarasın arama makineleri yeni içerikleri görüp indeksleyene kadar söz konusu içerik eskiyip önemini yitirebilir. Bu nedenle pek çok haber kuruluşu ya da amatör içerik üretici, örneğin blog yazarları sosyal medya akışları sayesinde ilgiyi içeriklerine çekebilirler. İşte burada Twitter, Facebook gibi yeni medya siteleri çok işe yarayabilir. Takipçileriniz sitenizi takip etmeseler de sosyal medya akışında ilgilerini çeken bir konuda yaptığınız içerik duyurusu sayesinde takipçileriniz sitenize gelirler. Bu durumu daha kullanışlı hale getirmek isteyen Twitter, Twitter Cards yani Twitter Kartları özelliği ile içeriğinizin özetini ve küçük bir görseli 140 karakterli Twitter mesajınızın altında gösterir. Bunu yapabilmek için ileri seviyede web programlama bilgisi gerekse de, özelliğin işlewselliği nedeniyle pek çok haber kaynağı bu özelliği kullanıyor. Yine reklam için çok işe yarayan bir özellik olması nedeniyle, bir adım öteye giderek, Lead Generation Card özelliği, yakın zamanda reklam konusunda kullanıcılara sunulacaktır. Tabi bu Twitter için de bir başka gelir kaynağı anlamına geliyor.

Takip ettiğiniz birinin yolladığı mesaj beğenebilirsiniz. Bu durum mesajı yazanı yüreklendirip mutlu edebilir. Buna favorilere ekleme dense de, basbayağı Friendfeed tarafından ortaya çıkartılan beğen özelliğinden başka bir şey değildir.

Twitter'ın en önemli yaygınlık nedenlerinden biri de, iletilerinizi beğenen takipçilerinizin bunu kendi takipcilerinin görebileceği gibi yeniden gönderebilmesidir. Buna "retwitt" yani "yeniden şakımak" denilir. Böylece kendi takipcileriniz dışında sizin yolladığınızı tekrar eden takipcinizin takipçileri de sizin iletinizi görebilir, beğenebilir ve yeniden gönderebilirler. Bu yayılım viral bir niteliğe sahiptir ve gerçekten ilginç bir gönderi yaptıysanız, çok geniş kitlelere ulaşmanız sağlar. Bu, başlı başına en önemli yeni medya etkisidir.

Twitter üzerinde herkese görünür olmamak da mümkün. Eğer hesabınızı korunur hale getirirseniz gönderilerinizi, sadece sizin onay verdiğiniz ve kabul ettiğiniz kullanıcılar görebilirler. Böylece kapalı bir gruba yönelik olarak mesaj vermek istiyorsanız, bu da mümkündür.

Birbirini takip eden kullanıcılar sadece birbirlerinin görebileceği özel mesajlar da yollayabilir. Böylece elektronik posta alternatifi de sistemin içerisine eklenmiş olmaktadır. Yine de tercihinize göre gerçek kişisel bilgilerinize ulaşmadan, örneğin elektronik posta adresinizi görmeden, haberleşme sağladığı için önemli bir üstünlüğü vardır.

Size gelen takipleşme taleplerini kabul veya reddebilir, sizi takip eden birini engelleyebilirsiniz. Böylece olası veya fiili rahatsızlık durumlarını da engellemiş olursunuz.

Yolladığınız iletileri veya özel mesajları silebilirsiniz. Hatta isterseniz profilinizi silebilirsiniz, böylece oluşturduğunuz içerik ortadan kalkmış olur. Kimi zaman kullanışlı bir özelliktir. Ancak diğer yandan İnternet'e bir kez girmiş bir içeriğin neredeyse silinemeyecek kadar fazla izi kalabileceğini de aklınızın bir köşesinde bulundurmak yararınıza olacaktır.

Twitter ilk zamanlarına göre önemli görsel ve teknik özelliklere sahiptir. O nedenle, profilinizde olabildiğince güncel bir fotoğrafınızın bulunması yerinde olur. Yine, size ait sayfanın arka plan görünümünü ve sayfanın üzerindeki büyük görseli istediğiniz gibi belirleyebilirsiniz. Arama makineleri de sayfanıza önem verebilirler. Aynen kişisel web sayfası ya da blog sayfanız gibi Twitter ya da Facebook zaman akışlarınıza Google bir sayfa sıralama (Page Rank) değeri atanabilir. Bu sizin içeriğinizin arama sonuçlarında daha görünür olması anlamına gelecektir. Kişisel olarak bir önemi olması yanında, böylesi bulunur olmanın şirketler açısından önemi oldukça fazladır.

Böylece, Yeni Medya dizimizin Twitter ile ilgili bölümü sona erdi.

Yeni Medya dizimize gelecek hafta devam edeceğim. İyi günler dilerim.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Twitter Özellikleri 2




Merhaba,

Twitter özeliklerinden söz etmeye devam ediyorum.

Twittter'ın kullanıcılar tarafından manipülasyona açık bir yapısı vardır. İstediğiniz an kolayca bir profil oluşturup istediğiniz kişiliğe bürünebilirsiniz. Kurallarına uyduğunuz sürece, Twitter buna fazla takılmaz. Bu nedenlerle sahte profilller, sanal kişilikler Twitter'in olmazsa olmazı gibidir. Dolayısıyla profilinizi takip eden pek çok kullanıcı sayısal görünüm dışında fazla bir etki yapmayabilir. Oysa yüzlerce sahte profil tarafından takip edileceğinize, yazdıklarınıza tepki veren bir kaç kullanıcı daha yapıcı olacaktır.

Abone Satanlar
Twitter üzerinde dilerseniz makul fiyatlarla abone edinmenizi sağlayacak kullanıcılar da bulunur. Sosyal Medya mantığına aykırı da olsa başlangıç olarak diğer kullanıcıların dikkatini çekmeye yarayabilen bir yöntem olduğundan takipçi satın almak sık karşılaşılan bir durumdur. Genellikle bir linke yönlendirerek 100'lerce anında takipçi önererek yapılan yönlendirmeler sizi virüslü bir sayfaya bile yöneltebilir. Dolayısıyla pek böyle gönderilere güvenmeyin.

Ancak binlerce kullanıcının sizi takip etmesinin başka kullanıcıları da sizi takip etmeye yönlendirebileceği düşüncesiyle böyle kaçamak yollarla takipçisini artıran ünlüler, şirketler olabiliyor. Burada unutulmaması gereken sizi takip edenlerin sayısının ancak bir an için işinize yarayabileceği. Eğer akış içerisinde ilgi çekici içerik üretemezseniz kısa sürede sizi izleyenlerin dikkatleri de başka tarafa kayar ve unutulursunuz. Dolayısıyla, taze ve ilgi çeken içerik Yeni Medya'da da halen önem taşıyor.

Ticaret ve reklam dünyası
Sosyal medya dünyasında reklamlar ölçülebilir dönüşler sağladığından daha önce bahsetmiştim. Twitter reklam konusunda doğru kullanıldığında iyi sonuçlar verir. Ölçüm yapmak için Twitter'ın kendisini ya da üçüncü taraflarca geliştirilen uygulamaları kullanmak mümkündür.  Geleneksel yöntemlere göre daha elle tutulur sonuçlar vermesi giderek daha çok tercih edilmesine yol açmaktadır.

Twitter, firmalara marka bilinirliği ve itibar yönetimi açısından da önemli bir araç sağlamaktadır. Aynen Facebook'da olduğu gibi burada da firmalar müşterileri tarafından erişilebilir ya da etkileşimli bir haldedir. Bu nedenle firmaların ölçeklerine göre bir sosyal medya yönetimi çözümünden faydalanmaları ve kapsama da Twitter'ı eklemeleri önemlidir. Yine kriz yönetimi, Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) konusunda güzel sonuçlar verici uygulamalar yapmak mümkündür. Bu konuda TTNET gibi firmaların öncülüğünde gerçekleştirilen uygulamalar örnek niteliğindedir.

İşin aslı aynen gerçek dünyada olduğu gibi Yeni Medya'da da erişilebilir olmak firmaların yararınadır.

İstek küçük bir işletme, ister çok uluslu üzerinde güneş batmayan bir şirket olun, Yeni Medya ciddi bazı imkanlar sağlar, yeter ki değerlendirin.

Sosyal Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)
Aslında her şeyin önüne sosyal getirmek onu daha önemli yapmaz ancak firmalar açısından Müşteri İlişkileri Yönetimi önemlidir. Müşterinizi tanımak onun eğilimlerine göre davranış yöntemlerinizi belirlemek basitçe daha iyi yönetmek ve kazanmak için iyi bir yoldur. Müşterinizi sosyal mecrada takip ederken onun hakkında daha çok bilgiye sahip olabilirsiniz. Örneğin müşteriniz ile ilgili faydalı bilgiler toplamak ve bunları doğru kullanmak güzel sonuçlar verebilir. Bir kez irtibata geçtiğiniz müşterinizin telefon, mail, sosyal medya hesaplarını kaydedip yeni bir sorun söz konusu olduğunda kendisine çözüm üretmeniz mümkündür. Hatta sizden olumlu bir konuda bahseden bir müşterinize sosyal medyada küçük bir teşekkür etmeniz bile bu kapsamda olumlu intiba oluşturmasından dolayı, güzel sonuçlar verebilir. Bir müşterinizin yakın çevresinde sizden olumlu bahsetmesi, ya da yeni bir ürününüz konusunda çevresine bilgi aktarması büyük bütçelerle yaptığınız tanıtımlardan çok daha etkili olabilir.

Tekrar Twitter ile ilgili önemli detaylara dönelim.

Ünlülerin sahte profiller yüzünden sorunlar yaşaması nedeniyle uzunca bir süredir yeterli şartları yerine getirebilen kullanıcılar "doğrulanmış hesap" almaya hak kazanabilirler. Böylece diğer kullanıcılar da gerçekten bir ünlüyü mü, yoksa sahte bir hesabı mı takip ettiklerini anlayabilir.

Takip etmeseniz de Twitter hesabını bildiğiniz bir kullanıcıya @ işareti ardından kullanıcı hesap adını girerek gönderdiğiniz bir iletiyi sizi takip etmese bile, ilgili görür ve eğer ayarlarında değişiklik yapmamışsa kendisinden bahsedildiğine dair bir elektronik posta da ilgiliye ulaşır. Sanırım göreli olarak tüm kullanıcılara ulaşmanızı sağlayan bu özellik Twitter'ın bu kadar popüler olmasında önemli bir paya sahiptir.

Gelecek bölümde görüşmek dileğiyle iyi günler dilerim.
  





27 Mayıs 2013 Pazartesi

Twitter Özellikleri




Merhaba,

Twitter ile dizimize devam ediyorum ancak öncelikle güncel sayılabilecek bir gelişmeden söz etmek istiyorum. Mayıs 2013 ayının 3. haftası Yahoo'nun ünlü blog sitesi Tumblr'ı 1.1 milyar dolara satın alması ve bu satın almadan sonra "siteyi batırmayacağı"nı açılması ile sarsıldı.

Takip eden günde yine Yahoo'nun sahip olduğu Flickr fotoğraf sitesi kullanıcılara verdiği bedava depolama alanını 1 terabayt'a çıkardığını duyurdu. Kafanızda kolay canlandırabilmeniz için 6 megapikselde çekilmiş 500 binden fazla fotoğrafı siteye yükleyebileceğinizi söyleyeyim. Tabi eskiden kalma aylık 300 Megabayt yükleme sınırının devam etmesi halinde bu kotayı doldurabilmek için 250 yıldan fazla uğraşmanız lazım. En azından torunlarınıza bırakacak bir yükleme işiniz olur fena mı? Şaka bir yana sanırım bu eski yardım sayfasında yazanları kısa süre içerisinde düzeltir Yahoo. Hemen belirteyim, geniş kullanıcı kitlesi durumdan haberdar olup Flickr'a üşüşünce sistem aşırı yükten bir süre devre dışı kaldı. Yine yeni sistemde sosyalleşme belirtilerinin öne çıkması, Yahoo'nun oyunu kuralına göre oynamak istediğinin bir belirtisi sayılabilir.

Böylece Sosyal Medya konusunda bir süredir yerinde sayan Yahoo'nun bu hamlesinden sonra gözlerin Google'a döndüğünü söyleyebilirim. Daha iki hafta kadar önce resim, posta ve bulut depo alanı toplamını 15 GB'a çıkartarak birleştiren Google'ın böyle bir atak karşısında depolama alanı konusunda duruşunu değiştirebileceğini düşünüyorum. Sanırım Google, veri tarlalarına biraz daha yeni sabit disk ekleyecektir.

Blog dünyasında niş sayılabilecek bir alanda yoluna devam ederken çılgın bir bedelle satın alınan Tumblr'dan sonra, siz varın Twitter gibi başa güreşen bir Yeni Medya sitesinin ne kadar değerlendiğini kafanızda canlandırın. Halka arzdan sonra %30 değer kaybına uğrayan ve bu durum karşısında bir şeyler yapmaya başlayan Facebook'u da düşününce, Yeni Medya dünyasında bu yaz ilginç gelişmeler yaşamayı bekliyorum. Sanırım kullanıcılar açısından da keyifli bir dönem yakın görünüyor.

Tekrar konumuz Twitter'a dönelim.

Twitter'ın sade ve anlaşılabilir yapısı, Facebook karşısında önemli bir avantaj sağladı. Kolay kullanım yanında takip özelliği önemli bir başlangıçtı.

Hashtag
Ancak "#" diez ya da numara işareti ile başlayan kelimeler çok önemli bir gelişmenin anahtarı oldu. Artık kelimeler aranabiliyor ve bu kelimeler önem ve güncelliklerine göre sıralanabiliyordu. Böylece Twitter eğilimleri ortaya çıkmış oldu. Trends denilen eğilimlere bakılarak Twitter'da bahsedilen konulardan dünya ve yerel gündem ortaya çıkıyordu. Yeni Medya'da müthiş bir gelişme böylece ortaya çıkmış oldu. Bir süre sonra yerel eğilimler de kullanıcılara açıldı.

Twitter yapısındaki bu önemli gelişmenin olumsuz yönü manipülasyona açık olmasıydı. Trends'de yer alıp dünya gündemine oturabilme imkanı sonuna kadar kullanılınca, Twitter eğilimler konusunda üst seviyede bir moderasyon sistemini devreye aldı. Milyonlarca kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğin Twitter gündeminde suni gündem oluşturmaması için gereken gücü ve dikkati, varın siz düşünün. Bu durumun sistemin özgürlükçü yapısına da bir yere kadar kötü etkisi olduğunu söylemek mümkün. Ancak, sanırım Twitter tamamen erişim engellemesine gidebilecek olan bizimki gibi ülkelerin tepkilerini önlemek için böylesi bir davranış şeklini geliştirdi.

Hashtag her ne kadar deneyimli Twitter kullanıcıları tarafından yoğun olarak kullanılsa da eğilimler konusunda gerçek zamanlı güncellemeler yapabilmek ve bunu Twitter'ın sol tarafındaki ilgili yerde gösterebilmek için sadece diez ile başlayanlar değil, an itibariyle yoğun olarak kullanılanlar da arama makinesinin görmesi gerekenlere eklenince, Twitter eğilimleri daha doğru sonuçlar verecek şekilde yeniden düzenlenmiş oldu.

Hashtag sayesinde, siz de güncel konudaki görüşlerinizi belirtirken daha fazla göze görünebilirsiniz. Bunun dönüşü daha çok takipçi olabilir. Popüleritenizi artırmak ve daha çok okunabilmek için hastag kullandığınız gönderiler işinizi kolaylaştırırlar.

Big Data
Ortaya çıkarılan verilerin büyüklüğü düşünülünce İnternet'teki diğer herşeye göre çok daha ilgi isteyen büyük veri yaratan Twitter'ı gönülsüzce izleyen Google eskisi kadar böyle şeylere dikkat kesilmeyecek şekilde algoritmasını yeniden düzenledi. Bu durum, organik trafiği biraz vursa da ekranlardan ve akıllı mobil cihazlardan devamlı takipte olan kullanıcıları çok etkilemedi.

Yeni Medya içeriğini oluşturan kullanıcıların istemedikleri bir şeyi yapmak çok kolay değil. Dolayısıyla, çok ve yaygın kullanılsa da servisler bir kulaklarını kullanıcıdan gelen tepkilere açık tutmak zorundalar. Kullanıcılara rağmen istenmeyen bir değişikliği gerçekleştirmeden önce iyi bir muhasebe yapmak varlığını sürdürebilemek için de bir zorunluluk.

İnternet'te ölçek önemli. Dolayısıyla, büyük olmanın gereği de, her yerde olmak. Yahoo'nun son atağı, daha önce yaşanan Google hizmet güncellemeleri ve Facebook'un gerçekleştirdiği görünüm güncelleştirmesi ve optimizasyon Yeni Medya'yı günden güne daha ilgi çekici hale getiriyor. Zaman zaman güncel gelişmelere değinmeye devam ettiğimiz dizimizin bir sonraki bölümünde Twitter özelliklerinden bahsetmeye devam edeceğim.

İyi günler dilerim.

24 Mayıs 2013 Cuma

Twitter Etkisi




Merhaba, dizimizin bu bölümünde Twitter'ın etkisi üzerinde durmaya çalışacağım.

Twitter'ın Amerikan seçimlerinde Obama ekibi tarafından yerinde kullanılması çok önemli bir etki yapmıştır. Halk hareketlerinde, örneğin Arap Baharı'nda kişiler ve gruplar arasındaki bağlantıyı sağlaması ve haberlerin bu yolla dünyaya yayılması, bu sosyal ağın hem siyaset üzerindeki önemli etkisini ortaya koymuş, hem de Twitter'a olan ilgiyi artırmıştır.

Twitter, 2013 başı itibariyle 500 milyon kullanıcı sayısına ulaşmıştır. Bu kullanıcıların 200 milyonu aktif kullanıcıdır. Yani bir ay içerisinde 200 milyon kişi Twitt gönderir. 2013 yıl sonu itibariyle Twitter'ın hedefi 1 milyar kullanıcı, 1.54 milyar dolar gelir, 5200 çalışan, 111 milyon dolar net kazançtır.

Twitter kullanıcıları arasında ünlüler, şirketler ve sıradan insanlar vardır. Gönderilen içeriği ele alacak olursak  %3.6 Haber, %3.8 gereksiz, spam içerik, %5.9 kendini tanıtım,  %40.1 anlamsız boşboğazlık, %37.6 sohbet,  %8.7 paylaşılan içeriğin yeniden paylaşımı ile karşılaşırız. Rakamlara bakınca her şey ortaya çıkıyor aslında. Twitter kullananlar akıllarındakini sosyal medyaya dökmekte, bu içerik takip edilmekte, bir anlamda tüketilmektedir. Bu hali ile yaygın kitle iletişim araçlarına benzemekle birlikte çok yönlü ve etkileşimli bir ortamdır. Böyle bir ortamın tanıtım ve etkinliler için uygun olması ve aynı zamanda bu etkisinin ölçülebilmesi Twitter'ı pazarlama ve tanıtım için ideal hale getirir.

Sanırım şimdi pek çok markanın ve firmanın Twitter ve Facebook ile haşır, neşir olmalarını anladık, öyle değil mi?

Yapılan tanıtım, reklam gibi faaliyetlerin anında tepki alması, müşterinin doğrudan markaların temsilcisine ulaşabilmesi açısından çok önemli bir etkisi vardır. Uygun şekilde yönetilmediğinde sorun olmakla birlikte Müşteri İlişkileri Yönetimi (Sosyal CRM) aracı olarak kullanıldığında, firmalar için yol gösterici ve müşteri eğilimleri konusunda aydınlatıcı, düzeltici olduğu söylenebilir.

Konunun önemini ve yararını anlamış pek çok firmanın sosyal medya yönetimi işini kendi bünyelerinde ya da dışarıdan aldıkları hizmetle çözdüklerini ve böylece işlerini daha iyi yaptıklarını görüyoruz.

Yeni Medya'da bir reklam kampanyası başlatıldığında bunu Twitter üzerinden duyurup ilk tepkilerin nasıl olacağını görmek de mümkün. Hatta adeta bir nimet. Reklam veya kampanya eğer geniş kitlelerin olumlu tepkisi ile bir anda yayılıyorsa, bu reklamın tv, radyo, gazete ve dergilerde de benzer etkisi olacaktır. Bundan güzel gösterge olabilir mi? Reklam dünyasında üreticiler ve müşterileri için ölçülebilir sonuçları anında görebildiğiniz Twitter gibi bir yeni Medya ortamının değeri ortadadır.

Ünlülerin hayran kitlelerine mesaj ulaştırmak için Twitter'ı kullanmaları da anlaşılabilir. Milyonlarca hayrana klavyeniz ya da akıllı telefonun ekranı kadar yakın olunabilecek başka bir ortamı bulmak hiç de kolay değildir. Aynı zamanda bu kadar hayran söz konusu olunca, durumun akıllıca yönetilmesi halinde, reklam içerikli mesaj yollayan bir ünlünün bundan önemli bir gelir elde etmesi de mümkündür.

Başlı başına Twitter'da yayınladığı içerik nedeniyle ününe ün katan bir kesim de Twitter etkisinin bir kanıtı gibidir. Twitter Fenomeni olarak tanımlanabilen kişilerin ülkemizde de örnekleri bulunmaktadır. Takipçi sayıları milyonları bulanların sanal dünyaya açılan bu kapıdan eskisine göre çok daha tanınmış olarak çıktıkları bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Kimi zaman bir siyasetçi, kimi zaman eğlence dünyasından bir ünlü bu güçlendirme etkisini iyi kullanarak geniş kitlelere ulaşmakta ve mesajını verebilmektedir.

Çok değil, 10 yıl önce böyle bir imkan sadece hayal edilebilirdi. 30 yıl kadar önce çoğu evde telefon bile bulunmadığını düşünecek olursanız, dünyanın iletişimde geldiği noktanın ve onun bir sonucu olan Yeni Medyanın önemini daha iyi anlayabilirsiniz.

Gelecek bölüme Twitter'ın özelliklerine doğru kısa bir yolculuk yapacağız

Tekrar görüşmek üzere, iyi günler dilerim.

Kaynak:
http://expandedramblings.com/index.php/resource-how-many-people-use-the-top-social-media/
http://expandedramblings.com/index.php/march-2013-by-the-numbers-a-few-amazing-twitter-stats/
http://bits.blogs.nytimes.com/2009/07/15/hacker-exposes-private-twitter-documents/?hpw.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Twitter Nedir?




Merhaba,

Mikro Blog Sitesi Twitter'ı mercek altına alıyorum bu defa.

Yeni medya öncüllerinden Bloglar İnternet'in ilk döneminde herkesin kişisel web sayfası olması miti yıkılırken,  belki de bir alternatif olarak ortaya çıktı. Blog, kısaca bildiğiniz günlük tutma alışkanlığının İnternet'e uyarlanmış haliydi. Başlarda çok tuttu, pek çok kolay kullanılabilen blog servisi doğdu. Rüyanın bitmesi kısa sürdü. Herkes yazamıyordu. Yazsa bile okuyamıyordu. Böylece bir heves ile açılan bloglar giderek kan kaybetmeye başladılar. Dolayısıyla herkes değil, belli bir kesim devam edebildi blog yazmaya. Geriye kalan geniş kitleye hitap edecek bir alternatif için fazla beklemek gerekmedi.

Bu süreçte Twitter 2006 yılında ilginç bir yapı olarak ortaya çıktı. Sadece 140 karakter yazılıp gönderilebiliyordu. Aynen telefonlardaki SMS göndermek kadar basitti. Hatta SMS ile bile Twitter'a gönderim yapılabiliyordu. O an aklınıza gelen  bir ya da iki cümleyi paylaşıveriyordunuz. Bu kadar sınırlı bir yapının tutması ilginç oldu. Kısa yazılar yazmak, düşüncelerini kısacık bir cümlede anlatabilmek, kolay değildi. Ancak bu yolla paylaşılanlar kolayca okunabiliyordu. Belki de bu durumun çekiciliği "mikro blogging" mantığını yaşayabilir kıldı.

Twitt, kuş şakıması anlamına gelmektedir.

Sadece SMS gibi sınırlı yazı yazma imkanı ve pek çok eksiği olan bir sistem nasıl oldu da, Sosyal Medya devi Facebook'un karşısına dev bir rakip olarak dikilebildi?

Twitter'da aksi ayarlanmadıkça yollananlar tüm kullanıcılar tarafından görülebilir. Web sitesi yolu ile kolayca gönderi yapılabilir ya da yardımcı uygulamalar kullanılarak gönderi yapılabilir. Örneğin Akıllı telefonlar için resmi uygulama yanında pek çok başka uygulama ile gönderi yapılabilir.

Pek çok web sitesi üzerinde dikkatinizi çekmiş olabilir, Twitter'ın mavi küçük kuşunu gördüğünüzde üzerine tıklarsanız okumakta olduğunuz içeriği Twitter ile paylaşabilirsiniz.

Twitter kısa sürede ilginç bir etki yarattı. Belki de buna neden olan sosyal medya alanında ağ ve ilişkiler mantığını doğru olarak konumlandırmış olmasıydı. İçeriğin paylaşımında Facebook gibi kabule, fiziki tanışma esasına dayalı bir eski moda anlayış yerine, "takipçi" mantığı ile çalışması bunun bir nedeni olabilir.

Nedir takipçi sistemi? İstediğiniz, görüşlerini dikkate değer bulduğunuz birinin kitabını okuyabilirsiniz, programını izleyebilirsiniz, müziğini dinleyebilirsiniz. Twitter'da bunu sıradan insanlar için yapmanız mümkündür. Kullanıcılar arası "takip" viral olarak yayılır. Bunun nedeni takip ettiklerinizin beğenip paylaştıkları içerikten başkalarını takip edebilmenizdir. Dolayısıyla bir virüsün yayılması gibi, takip edilenler kişiden kişiye geçerek ekranınıza ulaşıverir.

İlginizi çeken konuları Twitter'da aradığınızda da karşınıza kullanıcılar tarafından paylaşılmış içerik ve yazılar gelecektir. Yine, izlediğiniz hesapların beğenip, yeniden paylaştıkları, başkalarının ürettiği içeriği de izlersiniz. Dolayısıyla, sadece bağlantı içerisinde olduklarınız değil, neredeyse tüm kullanıcıların oluşturduğu içeriğe erişebilirsiniz. Böylece "Twitter da, aynen Facebook gibi İnternet'in neural yapısını taklitten yola çıkmıştır" dersek yanlış olmaz.

Çeşitli araçlar ile Twitter daha verimli kullanılabilir. Twitter öncelikle bünye dışında, hatta çoğu zaman başka girişimcilere bırakarak eksikliklerini tamamladı. Örneğin gönderilenlere resim eklemek için ağırlıklı olarak önceleri twitpic gibi bünye dışından servisler kullanılırken bunlar yakın zamanda bünye içine alındı. Ancak resimler için yapılan içselleştirme sanırım biraz da depolama alanı darboğazı nedeniyle videolar için yapılamadı. Kim bilir belki de bu sadece bir zaman ve kaynak meselesidir.

Bu bölümün sonunda, Twitter'ın logosu olan mavi kuşun isminin Larry olduğunu belirteyim.

Bir sonraki bölümde Twitter'ın Reklam dünyasında ve İnternet üzerinde yaptığı etkilere değineceğim.

Yeni bölümde görüşmek dileğiyle iyi günler dilerim.

10 Mayıs 2013 Cuma

Facebook İçindekiler ve Bazı Püf Noktaları




Merhaba, Yeni Medya alanında Facebook'dan bahsetmeye devam edeceğim.

Facebook hayata ilişkin ilginç ne varsa içeriğine dahil etme çabasında. Dolayısıyla İnternet'te ne ilgi çekiyorsa, Facebook'u onun peşinden giderken görmek şaşırtıcı değil. Bu durum karşısında Google gibi rakip devler cevabı, kendi yatay sosyal ağlarını kurarak verirken, pek çok dikey ağ kendi alanında ilerlemeye çalışıyor. İster istemez böyle ağların trafiğini kendisine çekemediğinde Facebook çareyi kendi bünyesine dahil etmekte buluyor. Bunlara, Friendfeed ve Instagram örnek verilebilir. Bir de dikey ağ gibi olup da aslında hedefleri Facebook gibi olmak olan devlerden Twitter'ı unutmamak lazım. Yeni Medya serisi içerisinde hepsine yer vermeye çalışacağım.

Biraz da Facebook'un içinde neler olduğuna bakalım.

İlk olarak bolca fotoğraf var, kişiler etiketlenebiliyor ve bu fotoğraflar beğeniye ve yorumlara açık. Tabi derinlerde bir yüz tanıma yazılımı da çalışıyor. Milyonlarca fotoğrafın sahibini yavaş yavaş öğreniyor Facebook. Aynısını Google da yapıyor. Burada komplo teorilerine girmeyeceğim, ama aklınızın bir köşesinde kalsın. Belki de bir gün sosyal medya siteniz sizi gözünüzden tanıyacak, kim bilir?

Video yüklemek de sosyal sitelerin olmazsa olmaz özelliği. Facebook içerisinde aynen fotoğralar gibi hareketli sesli görüntüleri paylaşmak ve bunlardaki kişileri etiketlemek, yorumlar yapmak mümkün.

Armağanlar var. Daha ilk açıldığı zamanlardan kalma bu gelir modeline göre; küçük bir çizimden ibaret olan hediyeyi 1 dolar karşılığında istediğiniz kişiye verebiliyordunuz. %50'si sevgililer gününde satılan bu sanal hediyelerin hiç de azımsanmayacak ölçüde gelir getirmesi doğrusu şaşırtıcı.

Kullanıcıların birbirleri ile alışveriş yapabildikleri pazar yeri erken dönemde Facebook'a gelir sağlamasa da kullanıcı çektiği ve biraz da eBay gibi bu işten kazanç sağlayanları üzdüğünü söyleyebilirim.

Etkinlikler ile kullanıcılar istedikleri kişileri davet etikleri bir etkinlik düzenleyip kaçının katılacağını öğrenebiliyor. "Arap Baharı" gibi beklenmedik bir etkisi de olduğuna göre işe yarayan bir özellik sanırım. Hayatı Facebook'da geçen çokça arkadaşınızla birlikte bir şeyler yapmak, bir yerlere davet etmek için iyi bir özellik. Ancak milletçe böyle programlı olmayı pek sevmediğimizden fazla kullanmadığımız bir hizmet. 

Mesajlaşma özelliğini, hem anında mesajlaşmak, hem elektronik posta olarak kullanabilmek mümkün. Ek olarak sesli, görüntülü mesajlaşmak da olmazsa olmazlardan. Üstelik bütün bunları aynı anda birden fazla kişiden oluşan gruplar halinde de yapabilirsiniz.

Takip özelliği ile arkadaş olmasanız da birini takip etmek ve paylaştıklarını görüp yorum yapmak Facebook'un yeni sayılacak özelliklerinden. Takip, kulağa biraz garip gelse de aslında Twitter gibi sosyal medya sitelerinden eksik kalan yanın tamamlanması olarak yorumlanabilir. Tabi takip ettiğiniz kişi istediği anda sizin onu takip etmenizi önleyebilir. Laf aramızda diğer karışık özellikler gibi bunu da yapmak için menüler arasında biraz çabalamanız gerekekiyor. 

Gizlilik ayarları Facebook'un en karışık alanı olmasının yanında vazgeçilmeyecek özelliklerden. "Sosyalleşeyim, paylaşım yapayım" derken sizi rahatsız edebilecek kişiler ve durumlardan uzak durmanız için en çok önem vereceğiniz kısım burası. Yabancı gözlerden uzakta durmak için mümkün olan tüm ayarları kullanmak biraz deneyim gerektiriyor. Ancak Facebook'a sosyalleşmeye geldiğinizi ve Facebook felsefesinin çok gizlenmenize imkan vermediğini unutmayın!

Beğen düğmesi. paylaşımlara verilecek en kolay ve zahmetsiz tepki yolu. Facebook'un pek çok güncel özelliğinin geldiği yer olan Friendfeed'den miras. Facebook gelişmekte olan Friendfeed sosyal medya sitesini ve ekibini bünyesine aldığında pek çok özellikle birlikte "beğen" yani "like" butonunu ekleyerek Sosyal Medya'da büyük bir etkiye neden oldu.

Reklamlar Facebook'un en güzel gelir sağladığı kısım. Reklamını yapmak istediğiniz her hangi bir ürünü, sayfayı, web sitesini kolayca bu yolla tanıtabiliyorsunuz. Gösterim Başına Ücret veya Tıklama Başına Ücret seçeneklerinden biri ile reklamınızı hazırlayıp yayınlamaya başlayabiliyorsunuz. Reklam bütçenizi belirleyip, sonucunu da ölçebileceğiniz güzel bir sistem. Google da benzerini kullanıyor.

Oyunlar Facebook'un uygulamalar kısmının en şişkin bölümü. Bir ara sanal tarlasını en iyi durumda tutmak için gece kalkıp ürün hasatı toplayanlar olduğunu düşününce bu oyunlar kısmının neden çok tuttuğu gayet açık sanırım. Tabi oyunların da güzel gelir getirdiğini belirtmek lazım. Oyunda kullanılan ufak tefek parçalar için bedelini verip satın alan oyuncular böylece tamamen sanal alış veriş yaparak ekonomiye katkı veriyorlar.

Başlıca bahsetmek istediğim Facebook özellikleri bunlar. Ancak bunlardan başka hizmetlerin olduğunu ve zamanla bunlara yenilerinin eklenebileceğini belirtmek isterim.

Facebook bütün bunları bünyesinde bulundurmak için sunucu tarlalarına ihtiyaç duyuyor. Bir de yedekler, denemeler yapılan makineler girince işin içerisine ABD'de bir kaç alan bulundurmak yanında, Avrupa ve Asya'ya yayılmak kaçınılmaz oluyor tabi. Ancak yine de Google'ınkilerin yanında Facebook sunucularının sayısı daha az.

Artık sadece masaüstü ya da taşınabilir bilgisayarlarla değil akıllı telefonlar, tabletler ile de Facebook'a ulaşılabiliyor. Eğilimin bu yönde olmasına bakılırsa Facebook'a her yerden ulaşabilmeyi de seviyoruz. İnternet'e erişen cihazlar ile sanki uygarlığın tüm birikimini cebimizde taşıyoruz.

Facebook'u sonuç itibariyle genişçe bir meydan gibi düşünün. Buradaki görünürlüğünüz size arkadaşlarınızla sınırlı gibi gelse de durum böyle değildir. Gizlilik ayarlarını çok sıkı hale getirmediyseniz, arkadaşlarınızın arkadaşları ikinci dalgada etkinliklerinizi görebilir. Paylaşımlar sayesinde kendi zaman akışınızda paylaştığınız içerik meydanın en uzağında duranların bile ekranlarında görülebilir. Bunu unutmadan, milyonlarca gözün önündeymişçesine hareket etmeniz yararınıza olacaktır. Unutmayın ki İnternet'te her hareketinizle iz bırakırsınız. Bu izlerden faydalanarak size ulaşılabilir.

Dizimizin gelecek bölümünde Yeni Medya sitesi Twitter konumuz olacak. 

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Facebook'da Neler Yapabilirsiniz?




Merhaba, dizinin üçüncü, Facebook ile ilgili ikinci bölüm ile devam ediyorum,

İnternet'in en yoğun olarak kullandığımız kısmı web sayfalarının birbirleri ile bağlantıları esasına dayanır. Arama makineleri bu bağlantılara göre ağı dolaşır, tüm sayfaları indeksler. Bu yapı biraz bizim beynimizin işleyişine benzer.

Facebook aynı yapıyı insanlara uygulamıştır. İnsanları benzer şekilde birbirleri ile ilişkilendirerek tüm kullanıcıları dilediklerinde birbirine erişebilir hale getirmiştir. Mevcut başarılı bir modeli biraz değiştirerek yeni bir mecraya uygulamak. İşte Facebook'un başarısının en büyük sırrı budur.

Facebook içeriği kullanıcılar tarafından oluşturulan bir yeni medya sitesidir. Böyle olunca, reklam ile içiçe olduğunu da söylemek mümkündür. Facebook size reklam gösterdiği gibi sizin istediğiniz kitleye yönelik reklam yapmanız için her türlü imkanı sunar.

Facebook ile neler yapabileceğinizden biraz bahsedeyim.
  • Facebook ile eski arkadaşlarınızı bulabilir yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. 
  • Arkadaşlarınızın yolladığı ve paylaştığı içerikleri görebilir, beğeninizi belirtebilir, yorum yapabilirsiniz.
  • Arkadaşlarınıza mesaj gönderebilir, anlık mesajlaşabilir, ücret ödemeden sesli görüşme yapabilir, dilerseniz görüntülü de bağlantı kurabilirsiniz.
  • Beğendiğiniz her türlü içeriği paylaşabilirsiniz. 
  • İçerikler: fotoğraf, video, belge, link şeklinde olabilir. 
  • Arkadaşlarınızın yolladığı içerikleri de kendi profiliniz altında yeniden paylaşabilirsiniz.
  • Ünlü birinin hayran sayfasını takip edebilirsiniz.
  • Gittiğiniz, sinema, lokanta, işyeri gibi bir yeri işaretleyebilir, böylece anında bundan arkadaşlarınızı haberdar edebilirsiniz. Ayrıca yediğiniz, içtiğinizin kalitesini de arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
  • İlgilendiğiniz bir markanın kampanyalarına katılabilir, marka sayfalarında yer alan uygulamaları kullanabilirsiniz.
  • Sosyal Medya hesaplarınızı Facebook'a bağlayıp Twitter, Blogger, Pinterest, Instagram, Tmblr gibi sosyal medya hesaplarınızda yayınladığınız içeriği otomatik olarak  profilinize de gönderebilirsiniz.
  • Oluşturduğunuz profilinizde özgeçmişinizi, beğendiğiniz filmleri, kitapları, müzik türlerini ve daha pek çok detayı ilgilenenlere gösterebilirsiniz.
  • Eğer bir firmanız varsa, onun sayfasını oluşturabilir, firmanızın Facebook uygulamalarını yapabilir, ürünlerinizin reklamını yapıp, bunun sonucunda ne kadar geri dönüş aldığınızı görebilirsiniz. Sosyal medya takibinin Facebook ile ilgili kısmını gerçekleştirip müşterilerinize hizmet verebilirsiniz. Müşteri ilişkileri yönetiminin Facebook ayağını takip edip, stratejilerinizi belirleyici verileri toplayabilirsiniz.
  • Kendiniz, derneğiniz, işletmeniz için sayfa oluşturabilir ve bu sayfanızın reklamını yaparak, bir hayran kitlesini bu sayfaya yönlendirip sizi ve paylaştığınız etkinlik, davet ve bilgileri takip etmelerini sağlayabilirsiniz.
  • Facebook içerisinde çalışan alışveriş sitesi açabilirsiniz.
  • Haberleşme grupları oluşturabilirsiniz. Ortak noktalarınız olan kullanıcılarla gruplarda bir araya gelebilirsiniz. Eski forum ve e-mail gruplarına benzeyen bu hizmette arkadaşlarınız dışında yeni kullanıcıları da tanıma ve haberleşme imkanınız olur.
  • Oyun oynayabilirsiniz.
  • Uygulama geliştirebilirsiniz.
  • Dilerseniz sadece belirli kişilere açık dışarıya kapalı özel gruplara da katılabilir ya da böyle gruplar kurabilirsiniz.
  • Hiç tanımadığınız kişilere de ücreti mukabili mesaj gönderebilirsiniz (biliyorum kulağa garip geliyor ama Facebook'un benimsediği bir gelir modeli).
Facebook devamlı olarak geliştiğinden bunlara yenileri eklenip, işlevsiz kalanlar zamanla listeden kalkabilir.

Dizinin gelecek bölümünde Facebook'un yapısına ve kullanırken dikkat etmeniz gereken bir iki püf noktasına değineceğim.

Tekrar görüşmek üzere.

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Facebook Nedir?



Merhaba, dizinin bu bölümünde sizlere Facebook'dan bahsedeceğim.

Harvard Üniversitesi'nin 2003'de diğer bazı üniversiteler gibi bir tanıtım kataloğu yoktu. Bu kataloglar ya basılı oluyor ya da online olarak erişiliyordu. Öğrencinin resmini ve tanıtım için bilgilerini içeren bu kataloglar, öğrenim yılı başında öğrencilere dağıtılıp, birbirlerini tanımaları, böylece daha kolay sosyalleşmeleri amaçlanıyordu. Bu katalogların adı Face Book'du.

2000'li yılarda "hot or not" yani "çekici ya da değil" gibi sitelerde isteyenler fotoğraflarını paylaşıyor, siteye girenler de örneğin 1 ile 10 arasında puan vererek bu resimleri değerlendiriyorlardı. 2004'ün başında Harvard Üniversitesi Öğrencisi Mark Zuckerberg, sadece üniversitesinin öğrencilerine açık olarak online beğeni sitesi Facemesh'i açtı. Mark, üniversitenin yerel ağını kırarak, Harvard yurtlarında kalanların resimlerini sistemden çekip yeni sitesine yükledi. Böylece öğrenciler aralarından en çekici kişileri oylamaya başladılar. Viral olarak yayılan haber bir anda o güne kadar görülmemiş bir trafik yarattı. Sanırım Zuckerberg'in kafasında şimşekler o anda çakmaya başlamıştır.

Site, kısa süre sonra üniversite yönetimi tarafından kapatıldı. İzinsiz alınan içerik, telif hakları, sitenin hacklenmiş olması gibi olumsuz durumlar kapatmaya gerekçe gösterildi. Ancak diğer yandan bakarsanız otaya çıkan site o güne kadar yapılmamış önemli bir yenilik içeriyordu. Sanırım biraz da bu nedenle Mark'ın fazla üzerine gidilmedi.

Bu başlangıç Mark'ın daha gelişmiş bir site yapmasına neden oldu. Böylece The Facebook ortaya çıktı. Artık kullanıcılar kendi bilgilerini kendileri giriyor ve bu sayfalara diğer kullanıcılar tarafından yorum yapılıyordu. Sonradan sitenin ismindeki "the" düştü. İşte karşınızda Facebook!

Kısa sürede Birleşik Devletlerin tüm üniversiteleri Facebook'a dahil oldu. Ardından da liseler de sisteme erişmeye başladılar.

Aynı dönemde bazı şirketler kervana eklendiler. İçlerinde Apple ve Microsoft da vardı. Özellikle şirketler, nasıl kayıtsız kalsınlar? Bu kadar potansiyel müşteriyi kolayca bulmak fırsatı hiç tepilir mi?

2006'nın sonunda Facebook 13 yaş üzeri tüm dünya vatandaşlarına ve şirketlere açıldı. 2007 sonuna gelindiğinde 100 bin kadar şirket de artık Facebook kullanıcısı olup müşterilerine bu yolla ulaşmayı seçmişti. Bu sırada 240 milyon dolarla %1,6 hissesini Microsoft satın aldı. Artık reklamlardan elde edilen gelir giderek artıyordu. 2009'da Facebook ilk kez kâra geçmeye başladı. Aralık 2011'e gelindiğinde Google'dan sonra Amerika'nın en çok erişilen sitesi Facebook olmuştu. 

Artık İnternet'te Sosyal denildiğinde ilk akla gelen Facebook'du. Ensesindeki soluğu hisseden Google da kendi sosyal ağ denemelerini aynı dönemlerde kullanıcılara açtı. Ama bunlar pek bir başarı kazanamadan birer birer kapandılar. Ta ki Google Plus'a kadar bu durum böyle devam etse de Google tüm gücünü ve hizmetlerini kendi sosyal ağına akıtarak sonunda önemli bir kitle tarafından kullanılan bir hizmeti tutturdu. Ancak sanırım bundan başka bir zaman bahsetmek daha uygun olur.

Dönelim Facebook'a:

Mart 2012'de Facebook uygulama merkezini açtı. Böylece akıllı telefon kullanıcıları için uygulamalar hizmete girmiş oldu. Artık sadece bilgisayar karşısında değil gittiğiniz her yerde Facebook'a bağlıydınız. Böylesi bir bağımlılığı kimileri madde bağımlılığına benzetiyorlar. Hatta bağımlılar için rehabilitasyon programları bile medyada gündeme geliyor zaman zaman. Bu da Facebook'un diğer yüzü olarak aklımızın bir köşesinde kalsın.

Nisan 2013'e gelindiğinde dünya çapında 1 milyar 110 milyon kullanıcıya ulaşıldı. Kullanıcılarından bir ülke oluşturulsa, dünyayı dize getirecek bir kalabalık öyle değil mi? Aynı dönemde ülkemizden tam 32.438.200 kullanıcı Facebook dünya sıralamasında İngiltere'nin ardından 7. sıraya oturmamıza neden oldu. Neredeyse Türkiye'de her 10 kullanıcıdan 9'u Facebook'a kayıtlıdır. Böyle bir hizmeti hala kullanmıyorsanız tekrar düşünün!

Dizinin gelecek bölümünde Facebook'da neler yapılabileceğinden bahsedeceğim.

Tekrar görüşmek üzere.

3 Mayıs 2013 Cuma

Sosyal Medya Nedir?



Kendini ifade etmek ve başkaları ile haberleşip deneyimlerini paylaşmak, tarih boyunca önemli bir ihtiyaç olmuştur.

Fikirlerinizi paylaştığınızda, sizi dünyadaki herkesin duyabileceğini düşünün. Sosyal medya işte tam da buna benzeyen bir kavramdır.

Sizin söyleyecek bir şeyiniz varsa, buna ihtiyaç duyduklarında ulaşabilecek milyonlarca potansiyel kullanıcı vardır. 

İçerik kullanıcılar tarafından üretilir, paylaşılır ve kullanılır. Kullanım, okumak, görmek, dinlemek, izlemek, paylaşmak, kendi fikrini belirtmek şeklinde olabilir. Bunlar için kolayca gözden çıkarılabilen bir harcama yeterlidir.

Zaman ve yer sınırlaması olmadan üretilen veya paylaşılan içerik, tekrar, tekrar ulaşılarak birileri tarafından değerlendirilebilir. Bilgisayar, akıllı telefon, tablet hatta uygun fotoğraf makineleri en yaygın olarak içerik üretmek ve ona ulaşmak için kullanılabilir.

İçerik, ağ üzerinde, web sitesi linki (im), ansiklopedi veya sözlük girdisi, blog denilen günlükler, mikro bloglar, fotoğraflar, ürünler, gidilen yerin konumu ve bilgileri, beğenilen bir müzik klibi şeklinde ama bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla olabilir.
Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre Sosyal Medya; “Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren İnternet tabanlı uygulamaların bütününe” denilir. (Kaplan, Andreas M.; Michael Haenlein (2010) "Users of the world, unite! The challenges and opportunities of Social Media". Business Horizons 53(1): 59–68.)
Neden Sosyal Medya?
2004 öncesi dönemde; içerik, ağırlıklı olarak tek yönlü ve yüksek masraflarla üretilip, tüketicinin fazla ve anında bir etkileşimi olmadan kitlelere ulaşıyordu. WEB 2.0 teknolojisi, etkileşimi çok kolay hale getirince, İnternet kısa sürede geniş kitlelerin içerik üretip kullandığı bir mecra haline geldi. Bu durum zamanla tüm iletişim ve medya araçlarının dönüşmesine ve uyum sağlamaları da dahil, pek çok değişikliğe neden oldu. Sosyal Medya milyarlarca İnternet kullanıcısının erişebildiği dev boyutlara geldi. Örneğin 1 milyar 600 milyon kişi Gangnam Style video klibini izledi. 2000 öncesi Kore dilinde, dünyada tanınmayan bir şarkıcının müzik klibinin bir kaç ayda bu kadar kişiye ulaşması sadece hayal edilebilirdi. İşte bu nedenle Sosyal Medya
son derece etkili bir mecradır.

Başlıca Sosyal Medya Uygulamaları ve Siteleri Nelerdir?
İnternet üzerinde tanıdıklarınız ile ilk paylaşım yapabildiğiniz ortam elektronik postalardır. Mail grupları ile sadece tanıdıklarınıza değil, daha geniş kitlelere erişiminiz mümkün hale geldi. Forum siteleri ile bunu kendi gerçek kimliğinizi ortaya koymadan yapmak da mümkün oldu.

Kişisel web siteleri ile ilk paylaşımlar başladı. İnternet'in erken dönemlerinde beğendiğiniz sitelerin adresleri biriktirilip, paylaşıldı, daha sonra anlık mesajlaşma yazılımları piyasayı ele geçirdi, yazışmadan, sesli, görüntülü görüşme yapmaya kadar ulaşıldı.

Sözlük ve Ansiklopedi siteleri, içeriğin daha da geniş kitlelere ulaşmasına ve çok daha uzun süre kullanılabilmesine imkan sağladı.

Bloglar, yani günlükler ile isteyen herkes kendi köşe yazılarını yayınladığı bir alana sahip olma imkanını buldu. Blog içeriklerine, arama makinelerinin çok önem vermesi nedeniyle sadece kişiler değil, pek çok tüzel kişiliğin de blogları ortaya çıkıverdi. Ancak oturup uzun yazılar yazmak ve bunu sürdürebilmek kolay değildi.

Geniş kitleler tam bloglardan sıkıldıkları anda, ortaya son derece kolayca kullanılabilen mikro blogging siteleri çıktı. Böylece Twitter ile fazla bir teknik bilgi ve donanıma sahip olmayan sıradan İnternet kullanıcıları için 140 karakter içerisinde kalarak, düşüncelerini sanal dünyaya duyurmak mümkün oldu. "Bu minimal yaklaşım daha da öteye gider mi?" diye düşünülürken, akıllı telefonların yayılmasıyla tek fotoğraf çekip paylaşılan uygulamalardan Instagram kısa sürede 100 milyon kullanıcıya ulaştı. Yine akıllı telefonlar sayesinde bulunduğunuz yeri ve orada ne yaptığınızı paylaşabildiğiniz uygulamalar geniş kitleler tarafından kullanılmaktadır.

Eski fikirleri yeni teknolojilerle yeniden ele alan ve temelde link paylaşımını sanal fiyat etiketleri ile birleştiren Pinterest gibi niş uygulamalar da belli İnternet kullanıcılarına hitap etmeyi başardı.

Facebook, Twitterin eksiklerini tamamlayacak şekilde geliştirilen ve başarıyı yakalayan Friendfeed gibi siteleri ve teknolojilerini satın alarak tüm bu sosyal medya uygulamalarını içinde bulunduran bir ortama dönüşüp, evrim geçirdi. Buna cevap olarak dev arama sitesi, kendi benzer uygulaması Google Plus'ı pekçok başarısız denemenin ardından yaygınlaştırmayı başardı. Hatta bundan böyle kendini medya devi olarak sanal dünyada yeniden konumlandırdı.

Ortaya çıkan Yeni Medya, artık her türlü iletişimi, herkesin gerçekleştirebildiği yeni bir İnternet deneyiminin günümüzdeki haline dönüşmüş ve gelişmeye devam etmektedir.

Bu dizinin devamında, ülkemizde 10 İnternet kullanıcısından 9'unun bir hesabı bulunan Facebook'dan söz etmeye çalışacağım.



24 Nisan 2013 Çarşamba

Güvenilirlik Önemlidir TTNET

Yukarıda NETLIMITSIZ Paket-Sinirsiz internet kampanyasından yararlandığım kullanım miktarlarım yer alıyor. Adil Kullanım bilmemnesi de 50 GB. Ondan sonra hızım 1 mbps'e düşecek.

Geçen TTNET aradı. Karşı taraftaki tele satışcı arkadaş bana son aylardaki kullanım miktarlarımı incelediğini ve Adil Kullanım Kotasını aştığım için hızımın düştüğünü fark edip etmediğimi sordu. "Farketmedim" dedim, zaten düşmemiş gördüğünüz gibi.

Eğer 6 lira fazla verirsem Adil Kullanım Kotamı 50'den 100 Gb'a çıkartabileceklerini söyledi. "İstemiyorum" dedim. "Neden" dedi. "Bana yetiyor" dedim. Sonra da telefonu kapatıp kotama baktım. Adam beni ayaküstü kandıracak!

Bak sevgili TTNET, sanırım verilen hedefleri tutturmak için agresif satış yolları falan arıyorsun. Ancak müşteri güveni de önemlidir! Bundan böyle, bana ne getirsen aklımın köşesinde, bu güven sarsıcı örnek kalacak!

Önerim, satış personelinizi eğitmeniz. Doğruyu söylesinler. Farkınız bu olsun. Güvenirliği kaybetmek önemsiz ise bilemem tabi.

Alkol'lü Termometre Nasıl Yapılır?

Termometre hemen hepimizin evinde bulunan bir cihazdır. Eğer içinde kırmızı sıvısı olan küçük termometrelere dikkat edecek olursanız ince bir kılcal boru ve en altta tombulca bir hazne vardır. Genellikle içerisindeki sıvı da alkoldür.

Termometreleri taklit ederek sıcaklık ölçen bir düzenek yapalım.

Yukarıdaki fotoğrafta gerekli olan malzemeler görülüyor. Hazne için içerisine yağ ve sirke konan şişelerden kullanacağız. Laboratuvarlarda kullanılan bir cam pipet (ne kadar ince olursa o kadar iyi!) (medikal malzeme satan dükkanlarda bulunuyor), Alkolü eczanelerden bulabilirsiniz. Şişemiz büyük olduğu için 400 cc alkol kullanacağız. Alkolü daha görünür kılmak için içerisin boya katacağız. Boya gıda boyası, guaj boya ya da benim kullandığım gibi yazıcı mürekkebi (mürekkep çöküp tortu bırakıyor en güzeli renklendirici olarak kullandığınız boyayı bir gün önceden alkole karıştırıp tortu bırakıp bırakmadığını deneyin)

İlk iş olarak şişenin tıpasında ana borunun yanındaki hava deliğini eriyen plastik ile doldurun.
Alkolü şişeye dökün.
Şırıngayı kullanarak boyayı alkole karıştırın.
Boyanın, alkolü görünür kılacak kadar olması yeterli.
Daha sonra ana boruya eriyen plastiği doldurup içerisinden pipeti geçirin. Hava almaması gerekiyor unutmayın!
Şişeyi ağzına kadar doldurun. Pipeti içerisine daldırın. İçinde hava kalmaması lazım yoksa yanlış ölçüm yapar ayar da tutmaz! İdeal miktarda sıvıyı pipetin uygun yerine kadar yükselmesi için bir iki denemeye ihtiyacınız olacak. İşiniz bittiğinde tıpanın alkol kaçırmaması için silikon (Dikkat eriyen plastik değil!) kullanabilirsiniz. Eriyen plastik ya da silikon ile pipetin üst kısmını da hava almayacak şekilde kapatın. İki bileşenli epoksi yapıştırıcı da kaçakları önlemede işe yarayabilir (hepsini kulandık).

Ölçüm yapabilmek için doğruluğuna güvendiğimiz bir termometreyle birlikte yaptığımız termometreyi buzdolabına koyun. Birkaç saat sonra dolapta bulunan termometrenin üzerindeki rakama bakın 4-5 derece olabilir.


Pipetin üzerinde çıkmayan bir kalemle sıvının düzeyini işaretleyin. Daha sonra her iki termometreyi dışarı çıkartıp bir kaç saat bekleyin. Oda sıcaklığını referans termometreden okuyun ve yine yaptığınız termometrenin üzerinde işaretleyin.

Diyelim ki oda sıcaklığı da 21 derece olsun. iki işaret arasına eşit aralıklarla bir skala yapın. skalanın işaretlerin dışında kalan kısımlarını da eşit aralıklara işaretleyerek skalanızı tamamlayabilirsiniz. Biten skalayı pipete yapıştırın.

Aynı termometrenin su ile yapılabileceğini de biliyor musunuz? Bu linkten su ile yapılmış termometrenin anlatımına ulaşmak için kullanabilirsiniz.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Ekmek Yaptım Şahitlerim Var!


Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü (13.04.2013) Kafes Fırın Anıttepe Şubesi büyüyerek yeni hali ile hizmete girdi. Bloggerları da çağırdılar "gelin, görün yerimizi ve ekmek yapın" diye.

Eğitim bir sunu ile başladı. Ön bilgileri de bu sunu sayesinde aldık.
Aslı Yıldırım hanım eğitim boyunca bizi bilgilendirdi.


Doğrusu ekmek yapımı hakkında fazla bir şey bilmiyordum. Ancak bu kadar da zor bir şey beklemiyordum. Yukarıda yoğurma işini yapan makineyi görüyorsunuz. Hemen aşağıda ise bu yoğrulan hamurların uygun gramajda bölünüp yuvarlandığı makinenin çalışırken çektiğim görüntüleri var.


Hemen aşağıda ise bildiğimiz taş ekmeğine nasıl form verildiğini ve dinlendirilmek üzere nasıl hazırlanıp istiflendiğini izleyebilirsiniz.


Kafes Fırın artık şehir içerisinde ekmek fırını açma izni verilmediği için mevcut bir ekmek fırınını alıp bunu iyileştirerek işe başlamıştı. Anıttepe'de. Burada butik ekmek üretimi yapılıyor. Bildiğiniz taş ekmeği de üretiliyor. Bu taş ekmeğini üretmeyi bırakmak istemişler ama çevre halk buna izin vermemiş. Nedenini örnek olarak verdikleri taş ekmeğini ertesi gün kestiğimde anladım. Bir gün sonra bile ekmek çıtır çıtır ve tazeydi ;)

Bir ekmek fırınının üretebileceği her tip ekmek burada üretiliyor. Üretim oldukça temiz ve devamlı olarak denetim altında (gerçekten).

Kendi ekşi mayalarını üretiyorlar. Bu maya ile üretilen ekmeğin tadına doyum olmuyor. Üretimi öyle kolay değil. ustamız Ali Çıracı burada devreye girip, tüm süreci olabildiğince özet ancak anlaşılır bir biçimde anlattı.

Dinlendirme odasında kontrollü şartlarda bekletilen hamurlar. Zamanı geldiğinde taş fırında yerlerini alıp pişecekler.

Modern ve yumuşak görünümlü olsa da kalbi "taş" olan fırında pişiyor ekmekler.


Sanırım mutlu son böyle bir şey oluyor.

Ya da aşağıdaki gibi!


Gelelim yoğurup yaptığım ekmeğe!
Yukarıdaki hamurlardan en şekilsizi bendenize ait.
Ancak yine de lütfettiler katıldığım etkinlik için bir sertifika verdiler. Dolayısıyla belgeli olarak ekmek yaptım. Sertifikam var ("havada durdum, şahitlerim var" olgusuna göndermedir)!



13 Nisan 2013 Cumartesi

Türk Tanımı


Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı bireylerin etnik Türklük tanımı ile kendilerini tanımlamaya çalışmaları abesle iştigaldir. Aynı şekilde etnik kimliklerini öne çıkartarak vatandaşlık bağlamında azınlık olduklarını dile getirmek ve bu nedenle özerklik ve başka kazanımlar peşinde olmak da öylesine absürttür.

Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde 10 binlerce yıldan beri yaşayan ve halen buna devam ettiği söylenen 60'dan çok farklı etnik kökenden gelen insan bulunmaktadır.

Dolayısıyla, Türk denildiğinde, kendine Türk diyen bu renkli mozaik akla gelmelidir. Etnik köken ya da dinsel ögelerle kendini tanımlamaya çalışıp, her seferinde bir duvara toslayanlar değil!

Atatürk bunu en açık ve basit şekliyle ifade etmiş ve tanımlamıştır zaten.

"Ne Mutlu Türküm Diyene!"

Aslında gerçek bu kadar yalın ve açıktır. "Bu tanım değildir" diyenler de fili tanımak için çabalayan gözü bağlı adamlardır.

11 Nisan 2013 Perşembe

PC Satışları Tepetaklak Düşüyor


The Verge'ün haberine bakılırsa 2013'ün ilk çeyreğinde PC satışları (tabletler ve ekranı ayrılabilen cihazlar hariç) %13,9 azalmış. Üstelik 2012'nin son çeyreğindekine (%6,4) göre azalış eğilimi iki kat artmış!

Windows 8'in piyasaya iyi gelmemiş olduğunu belirtiyor aynı yazı.

Olabilir. Bu güne kadar gördüğüm en itici arayüzlü Windows bu sanırım. Kullanım deseniz bir garip olmuş.

Dokunarak kullanılan telefon, tablet gibi cihazlar müthiş bir şekilde yayılıyorlar. Çok kolay kullanılıyorlar. Hantal değiller, depolama için yeterli yerleri var, olmadı bulut bilişim sistemleri imdada yetişiyor. Kullanmak için Power User olmak gerekmiyor. 2 sınıfa giden oğlum da kolayca kullanıyor. 70 yaşındaki babam da eline geçirmiş olduğu Android telefonuyla bu güne kadar klavyesine bile dokunmamış olduğu bilgisayarlara karşı olan korkusunu yenmiş gibi görünüyor.

Durum bu kadar açık. Tablet, telefon gibi akıllı cihazlarımızla bilgisayarla yapabildiğimiz işlerin büyük bir kısmını yapabiliyoruz. Durum bundan ibaretken, Windows bu teknolojiye yetişmekte çok geç kaldı. Windows 8 ile bu gidişe vermeye çalıştığı cevap da bana kalırsa havada kaldı.

Bir diğer tehdit de Google'ın Chrome Book'u gibi son derece ucuz PC'leri ile yavaş yavaş yaklaşıyor. Ultrabook'lar ile Windows dünyasının buna vermeye çalıştığı cevabın da pek tutmadığını düşen PC satışlarına bakarak çıkartmak mümkün. Tabi unutmadan, küresel bir ekonomik yavaşlama yaşamakta olduğumuzu da söylemeli. Ancak PC satışları düşerken dolu dizgin devam eden akıllı mobil cihaz satışları bundan etkilenmemiş gibi görünüyor.

Bakalım bu düşme eğilimi yılın diğer çeyreklerinde düzelecek mi?

5 Nisan 2013 Cuma

Turkcell'den 100 Lira Hediye, Ne Diye?


Turkcell mesaj yolladı dün. Baktım 100 lira "Turkcell'den Herkese 100 TL Hediye" diyor. Oh ne güzel. Ancak altında bir şey olmasın diye endişelenip biraz araştırmak istedim. Turkcell sitesine baktım hemen.


SMS "size özel" sözleri içerdiği için işin içine CRM giriyor diye düşünüyorum. Turkcell benim ve diğer tüm abonelerinin pek çok bilgisine sahip. İşimiz, evimiz nerede, biliyor. Yemek için nereye gidiyoruz, alışverişe nereye, biliyor. Doğal olarak, ne kadar konuşup, ne kadar sms yolluyoruz ve ne kadar İnternet kullanıyoruz onu da biliyor. Daha neler, neler biliyor aklınız şaşar! 

Aklımı kurcalayan şu. Bana özel olan bir teklifin, gerçekten bana özel olması gerekiyor. Oysa, ne sms ne de konuşma için Turkcell'den aldığım 300 dakika ve 300 sms kotalarını dolduramıyorum. 300 GB İnternet kotam ise ayın yarısında doluyor. Bu durumda, benim hiç bir işime yaramayacak bir hediye söz konusu.

Sanırım Turkcell, müşterileri hakkında bildiklerini pek iyi kullanamıyor. Ya da, tam tersi çok iyi kullanıyor. Mesela, bakıyor ses+sms kotalı kullanıcılar içinde kotasını bitirebilen %2 civarında (tamamen atıyorum). "O halde, gazlayın 100 lira hediyeyi şanımız yürüsün!" mü diyor Turkcell üst yönetimi?

Bak sevgili Turkcell, Stalin'in Tavuğu gibi, 15 yıldır müşterin olabilirim ama her an uygun fiyatla İnternet hizmeti sağlayan başka bir şirkete geçebilirim, haberin olsun! Sonra, "Burçak nereye gitti?" diye bana CRM yapma ;)

Güncelleme 08.04.2013:
Kızsak da Turkcell en iyi servis sağlayan telefon operatörü.
İnternet için çabuk bitiyor diye sinirleniyorum ama zaten her ek 1 mb 0,05 lira. Yani 100 MB 5 lira. 300 Mb ek kullansam 15 lira ediyor. Bunlar normal tarifeli İnternet'e göre daha ucuz. Sadece 500 Mb ek İnternet kullanırsam 25 lira ediyor ki onunla 1 Gb alınabiliyor.

Neyse sorun zaten İnternet'in gıdım, gıdım verilmesi. Normal İnternet kullanımımı cepte yapsam rahatça 4 GB psikolojik sınırını geçerim gibi geliyor çünkü şimdiki paketimde kesinlikle video seyretmiyorum. Oysa İnternet'in önemli bir kısmını es geçmek zorunda kalmak hiç de hoş değil. Telefon operatörleri de kendince haklılar daha az masraf ederek aynı karı yapabiliyorsan neden daha fazlasını vermeye uğraşasın ki?   

4 Nisan 2013 Perşembe

Twitter Cards Blogger'a Nasıl Eklenir?


Bilmem haberiniz var mı? Bir süredir Twitter ihtiyaç üzerine eksik kalan özelliklerini tamamlıyor. Bunlardan biri de şöyle: Blogunuzdaki bir yazının linki verildiğinde, ilgili sayfanın özet içeriği yolladığınız iletinin altında görünüyor. Buna Twitter Cards özelliği deniliyor.

İlk çıktığında görmüş ama nasılsa yakında tüm linkleri otomatik olarak verir diye düşündüğümden blogum için bir girişimde bulunmamıştım. Ancak bir türlü otomatik olarak gösterme işini beceremediler. Belki de istemediler kimbilir?

Bir de ben Blogger altyapısını kullandığım için ona uygun kodu bulmam, Blogger'da gerekli değişiklikleri yapmam gerekiyordu.

Bir ara Ömer Şehap ile sohbet ederken bana linkini yolladı.
http://www.codeitpretty.com/2012/09/twitter-cards-for-blogger.html

Ben de oradan yararlanarak yaptım. Çok kolay bir iş değil. Eğer bu işlere biraz yatkın değilseniz zorlanabilirsiniz uyarayım!

Öncelikle Blogger'ınızı hazırlamak gerekiyor bu iş için.
Blogger ayarlar kısmına girin.
Arama Tercihleri Kısmında
Meta Etiketler altında
Açıklamalar var. Onunla ilgili "Düzenle" yazısına tıklayın.
Aşağıdakine benzer bir ekran göreceksiniz.
Oradaki radyo butonunu evet olarak işaretleyin.

Artık yeni bir yazı hazırlarken sağ yan tarafta "Yayın Ayarları" altında "Arama Açıklaması" çıkıyor olmalı onun içerisine yazdığınız yazı ile ilgili Twitter, Google+, Facebook gibi yerlerde çıkmasını istediğiniz kısa içeriği gireceksiniz. Neyse ki sadece Twitter için ek ayarlar yapmanız gerekiyor. Diğer sosyal medya sitelerinde otomatik çıkıyor bu içerik. Fazla uzun yazmayın, uzattığınız kısımlar çıkmayabilir! Buraya normal açıklama gireceksiniz insanlar okusun diye, yoksa arama makinelerine yönelik anahtar kelimeler değil!


Şimdi sıra Şablonunuza gereken eklemeyi yapmaya geldi.

Öncelikle Şablonunuzun yedeğini alın herhangi bir hata yaptığınızda tüm blogunuzun görünümü ve fonksiyonları gidebilir!
Bu işlemden sonra: HTML'yi Düzenle yazan kısıma tıklayın. Açılan pencerede Widget Şablonları Genişlet yazısının yanındaki kutucuğu işaretleyin.
Aşağıdaki kodun içerisindeki "@YOUR-TWITTER-NAME" kısmını kendi twitter kullanıcı adınızla değiştirerek
<head> kodunun altına ancak </head> bitiş kodundan önce istediğiniz bir yere kopyalayın.

<!-- twitter card details -->
<meta content='summary' name='twitter:card'/>
<meta content='@YOUR-TWITTER-NAME' name='twitter:site'/>
<meta expr:content='data:blog.url' name='twitter:url'/>
<meta expr:content='data:blog.pageName' name='twitter:title'/>
<meta expr:content='data:blog.metaDescription' name='twitter:description'/>
<meta expr:content='data:blog.postImageThumbnailUrl' name='twitter:image'/>
<!-- end twitter card details -->

"Şablonu kaydet" düğmesine basın.

Şimdi sıra yaptığınız işi Twitter'da test etmeye ve kaydolmaya geldi.
adresine girin. 
Validate URL's tabına tıklayın

Bir yazınızın url'ini kopyalayıp ilgili kutucuğa yapıştırın. Eğer sorunsuz olarak yanda özet çıkıyorsa işi becerdiniz demektir (daha önce onay almış bir site olduğundan bundan ilerisini göremediğim için resim paylaşamıyorum kusura bakmayın)

Hemen aynı sayfadan Twitter'a başvurup bir süre (5 - 6 güne kadar uzayabiliyor) onay almayı bekleyin.
Mail hesabınıza onay geldikten sonra Twitter Cards'ı kullanabilirsiniz.

Blog yazınızın ilk görselini kare formunda yaparsanız yanlardan kesilip sosyal medya sitelerinde çirkin gözükmez.

3 Nisan 2013 Çarşamba

Takvim Uygulamasına Proje Yönetimi Eklenir Mi?


Web tabanlı takvim uygulamaları Google, Yahoo, Microsoft gibi firmaların verdiği bedava (bu bedava konusu tartışmalı tabi, çünkü her türlü verinizi ellerine veriyorsunuz. Bunu neden para kazanmak için kullanmasınlar?)  hizmetlerden.


Hepsi birbiri ile yarışıyor ancak hiçbirinin aklına iş programı takip edebilen bir uygulama ile birleştirmek gelmiyor. Oysa takım çalışmalarında böyle bir program da takvime entegre olsa, isteyen kullansa, süreç yönetmek çok daha kolay olacağından pek çok sivil toplum örgütü, girişimci, kobi bayıla bayıla böyle bir özelliği kullanabilir.

Yandex duydun mu? Sen yap öne geç istersen. ;)

28 Mart 2013 Perşembe

Kullandığım Android Programları


Ömer Şehap blogunda bir yazı yayınlayıp beni de Erol Dizdar ile birlikte "MİM"lemiş. Ben de "hakikaten ne kullanıyorum sıklıkla?" diye telefondaki uygulamaların görüntülerini yakaladım. Böylece hakikaten sık kullandıklarımı gözden kaçırmam diye düşünüyorum.

Başlayalım bakalım. Sadece sık kullandıklarımı yazacağım. Yoksa size de yazık, bana da ;)

Appy Geek günlük olarak teknolojik gelişmeleri izlemek için kullandığım programlardan biri. Arada yeni bir şey gelirse uyarıyor. Genellikle bayat haber oluyor ama arada bir, iki kuş tuttuğu da oluyor. Gelen haberleri direkt Twitter'da paylaşıyorum.

Box bulut servisinin uygulaması. Bir ara Android kullanıcılarına 50 GB alan vermişlerdi. Onunla idare ediyorum. Bedava olunca hızı biraz kısıtlı ama olsun.

Chrome web tarayıcı en çok kullandığım program doğal olarak. Facebook ve Twitter uygulamalarını indirmedim. Gerektiğinde onlara da Chrome üzerinden bağlanıyorum.

Foursquare hala neden kullanıyorum bilmiyorum ama lokasyon bazlı sosyal paylaşım zamazingosu hala yüklü işte.

Echolink Amatör telsizcilerin dünya üzerindeki binlerce röle istasyonuna, linkine ve kullanıcılarına ulaşabileceğiniz voip bas konuş uygulaması. Amatör telsizci lisansı olmadan kullanılamıyor!

Gmail en yoğun kullandığım uygulama. Doğrusunu isterseniz daha iyisi çıkana kadar mail hizmetinin kralı olan Gmail'in cepteki sürümü.

Instagram sık kullandığım bir fotoğraf çek, paylaş yazılımı. Dandik bir fotoğrafı uygun filtrelerden geçirip uygun hashtag'ler ile desteklediğinizde bir çok insanın bakıp, like tuşuna bastığı mastürbatif uygulama.

Google Keep, Google'ın oldukça geç çıkarttığı ama işlevsel olarak fena olmayan not alma programı. Evernote falan yüklememiştim bu iyi geldi o yüzden sanırım. Kullanıyorum, evet.

Message Me yeni bir haberleşme programı. Sesli mesaj gönderme özelliği full dubleks voip'e çevrilse sanki daha iyi olacak gibi geliyor. Bir de zamanın birinde mail yollayıp çoktan unutmuş olduğunuz bağlantılarınız programı yüklediklerinde listenizde çıkıyorlar ya acayip oluyor :))


Turkcell İşlemler, Turkcell'in internet hizmetindeki cimriliği nedeniyle son derece sınırlı olan İnternet paketimi (300 mb) kontrol etmek için kullandığım program.

SamyGo Remote, wifi üzerinden televizyonu kumanda ettiğim program. Uzaktan kumandası kaybolduğunda ya da çocuklar kumandaya el koyduklarında televizyon hakimiyetini yeniden kazanma mücadelemde yardımcım. Eşim söz konusu olduğunda işe yaramadığını da belirtmek isterim.

Viber işini oldukça iyi yapan bir voip programı. Bedava konuşma yanında, bedava mesajlaşma imkanı da veriyor. Ailecek severek kullanıyoruz. Ses kalitesi son derece iyi. Bir de görüntülü konuşma ekleseler tadından yenmeyecek.

Evet, sanırım sık ve severek kullandığım Android uygulamaları bu kadar.

MİM'leneceklere gelince:  Bahri Meriç Canlı ve Onur Değerli top sizlerde!

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...