24 Ocak 2017 Salı

İnsan Uygarlığı ve Bilgi Aktarmanın İncelikleri

Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı Resmindeki Sır

Eğer evinizde bir evcil arkadaş besliyorsanız, onlarında duyguları olduğu ve düşünebildiklerini yakından deneyimlemiş olabilirsiniz. Hayvanlar düşündüğümüzden çok daha fazla bize benzer. Peki insanın diğer hayvanlardan ayrılıp, dünyaya hakim olup, bir teknoloji uygarlığı oluşturmasına ne sebep oldu?

Beslenme Etkisi

İnsan beyni, vücudun besinlerden aldığı enerjinin önemli bir miktarını tüketir. Muhtemelen ateşte pişirme sayesinde beyin için ihtiyaç duyulan bu yüksek enerji miktarını sağlamak mümkün olmuştur. Sebzeleri pişirdiğinizde onların içerisindeki nişastanın değişmesini ve vücutta daha kolay enerjiye çevrilebilen bir hal almasını sağlarsınız. Bu nedenle pişmemiş kilolarca havuç yeseniz de önemli miktarda enerji alamasanız da pişirip yediğinizde kolayca kilo alabilecek kadar fazla enerji sağlar. Dr. Robert Atkins diyetinde pişmiş havuç yenilmesi tabu olan bir besindir. Zira bu diyet karbonhidrat tüketimini keserek kilo kaybı sağlar. Bu diyet kalp sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle önemli eleştiriler alsa da enerjinin pişmiş besinlerdeki karbonhidrattan alındığını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Yüksek enerjili besinler almak insan beyninin daha iyi düşünebilmesini sağlamış olabilir. Bu açıdan pişirme insanın daha zeki bir hale gelmesine neden olmuştur denilebilir.

Konuşma ve hafıza

İnsan kısa ömrü boyunca öğrendiklerini sonraki nesillere aktarmayı öncelikle konuşma becerisi sayesinde başarmıştır. Ancak insan hafızası bir kaç önemli eksiğe sahiptir.

- Unutabilir.
- Hatırlarken yanlışlar yapabilir.
- Etkilenebilir.
- Kimileri hastalanan beyinlerinin etkisiyle olmayan şeyleri gerçek sanabilir.
- Var olan yerine, ideal olanı fark etmeden koyabilir. Birkaç nesil sonra, eskiden hiç gerçekleşmemiş bir durum gerçek olarak kabul görebilir.

Bu olumsuz durumlar daha güvenir bir veri kaydetme şekli gerektirmiştir.

Yazı Etkisi

Yazı hafızanın zayıflıklarına bir çözüm olarak ortaya çıkartılmış olabilir. Öncelikle ticari anlaşmalar ve hukuki durumlar yazılarak bozulmadan kalıcı olarak kayıt tutulması amaçlanmıştır. Daha sonra tarihi kayıtlar yazı ile geleceğe bırakılmaya çalışılmıştır. Böylece elde edilen bilginin saklanması ölümlü zihinlerden göreli olarak daha kalıcı olan başka ortamlara taşınmıştır.

Yazı da birkaç önemli eksiğe sahiptir.

- Saklanması zordur. Taşa kazınsa bir şekilde yok edilebilir. Diğer ortamlardaki saklanma şekli de belirli süreli sınırlamalara sahiptir.
- Tekrar yazılması gerekebilir. Bu durumda anlam kaybına ve değişikliğe uğrayabilir.
- Zamanla anlaşılırlığı ortadan kalkabilir. Dil gelişir ve değişir. Bu yüzden bir kaç yüzyıl sonra bir metin hala yazıldığı zamandaki gibi anlaşılır kalmayabilir.
-  Yazı yok edildiğine eğer tek nüshası kalmışsa bilgi de yok olur.

Yazılı metinlerin eksiklikleri bilginin korunması gerektirmiştir. Ezoterik öğretiler böylece tarih sahnesine çıkmış olabilirler. Bir bilgiyi saklamak onu herkesin erişiminden uzaklaştırmak anlamına gelir. Bilgiye sadece onu hak edenler ulaşabilirler. O nedenle ezoterik öğretilere giren kişiler bu bilgileri belli bir zaman içerisinde kademe kademe öğrenerek bilginin değerini de anlayabilirler. Bilgiyi biraz daha uzun süre değişmeden saklayabilmenin bir yolu olsa da, bir kaç önemli sorun oluşabilir. Örneğin tüm grup bir şekilde ortadan kaldırılsa özenle saklanan bilgi de yok olacaktır.

Matbaa ve Kitap

Matbaa yazılı kayıt yapmak için önemli bir kolaylık sağlamıştır. Artık bilgi kısıtlı sayıda değil, çok sayıda kopya olarak çoğalır. Bu kaybolmayı zorlaştırdığı gibi bilgiye ulaşımı da kolay ve ucuz bir hale getirmiştir. Artık bilgiye ulaşmak için tek ihtiyacınız onunla ilgili olan kitaplara ulaşıp öğrenmektir. Aynı zamanda bilginin yeniden üretimi de daha kolay hale gelmiştir. Böylece geliştirilen hali ile bilgiyi yeniden yayınlamak ve geliştirdikçe bunu tekrarlamak kolaydır.

Yine de eksik yönleri vardır
- Kitap ve sayfalarının ömrü sınırlıdır.
- Bilgiyi nesilden nesile aktarabildiği gibi çöp içeriği de aktarabilir.
- Yok edilmesi sayıca nüshalarının çokluğu nedeniyle zor da olsa imkansız değildir.

Bilgisayar ve İnternet

Bilgiye ulaşımı küresel bir hale getiren bu teknolojiler kuşkusuz ilerlemeyi hızlandırmıştır. İnanılmaz miktarda bilgi küresel ağda güvenli bir şekilde saklanabilir. Çöp içerik daha önce hiç olmadığı kadar çoğalmıştır. Ancak gerçekten bilgi de aynı şekilde çoğalmıştır. Kısa sürede araştırma yapmayı öğrenmeniz halinde aradığınız bilgiyi bulmanız ve çalışmalarınızı yayınlamanız mümkündür.

Tabi ki bu teknolojilerinde bazı eksikleri vardır:
- Elektrik bağımlısıdır. Saklamak için olmasa bile işlemek ve yeniden oluşturmak için elektriğe ihtiyaç duyar.
- Saklanma ortamları yedeklenmelidir. Veri kaybı ihtimali bu teknolojilerin en önemli zayıf halkasıdır.
- Bilgi gizliliği önemli bir sorun. Bilgiler her an değiştirilme, yok edilme, ve kaybedilme riski taşıyor.

Akıl ve süzgeci 

İnsanlık tarihi boyunca oluşturulmuş tüm içerik ve bilgi insan beyninin ürünüdür. İyi eğitilmiş ve iyi çalışan beyinler bilginin yeniden üretilmesini, yeni bilgiler üretilmesini ve insan uygarlığının gelişmesini sağlayacaktır. Günümüzde aşılması gereken önemli bir nirengi noktası bulunmaktadır. Bilgi bulutu gürültüsü içindeki gerçek bilgiyi ayırmak ve anlamak. Bu öylesine zor ki belki de bizi en çok zorlayabilecek kısım bu.

Yine de aklınızı kullanarak bilgiyi akıl kendi süzgecinizden geçirmeli, öğrendiklerinizi sorgulamalı ve kimi zaman baktığınız sıradan yerlerdeki gerçeği görmelisiniz.

Eğlenceli Bir Yaradılış Resmi Hikayesi

Kimi zaman insan gözünün önünde duran bir cevabı bile bulmakta zorlanabiliyor. İşte size bir örneği. Ünlü sanatçı Michelangelo 1508-1512 yılları arasında Sistine Şapeli'nin tavanına Tanrının insanı yaratışı ile ilgili bir resim yapmıştır. Ademin Yaradılışı isimli bu harika eserde tanrının Adem'e can veriş anı canlandırılmıştır.
Kompozisyon olabildiğince açıklığı ile gözlerinizin önündedir. Tanrı cenneti temsil eden bir yerde arkasında meleklerle birlikte gökte duruyor gibidir. Yerde sereserpe uzanmış, besili ve biraz da mahmur duran Adem'in eline uzanmış olan Tanrı, ona dünyada varlık olabilmesi için her neye ihtiyacı varsa aktarıyor gibidir.

70'li yıllarda çevrilmiş bir film vardı. Westworld isimli. Dev bir eğlence parkında insanlar parkın robotlarının oluşturduğu ortamda Amerikanın tarihi vahşi batı temasında kovboylar devrinde her türlü vahşi zevklerini tatmin ederlerken robotların içinde çıkan kendinin farkına varmış, bilinçli bazı robotlar filmin gidişini bir anda değiştirip beklenmedik bir sonla sizi karşılamışlardı. Bu film 2016'da bir dizisi yapıldı. İzlemediyseniz tavsiye ederim. Dizinin birinci sezonunun son bölümünde Antony Hopkins'in canlandırdığı karakter, Adem'in Yaradılışı tablosu ile ilgili şaşırtıcı iddiadan burada bahsediyor. Frank Meshberger isimli bir doktor, resimde Tanrının arkasında duran şekille birlikte oluşan görüntünün aslında insan beyninin kesit görüntüsü olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda, yaradılış konusunun insan beyninin ürünü olduğu açıkça resmedilmiş olabilir.

Bu görüşe alternatif olarak bir Sanat Tarihçisi olan Adrian Stokes bu şeklin insan rahmine benzediğini 1955'de dile getirmiştir. Mayo Clinic Proceedings isimli Aylık Tıp Dergisinde bu görüşün doğru olabileceği, bir rahim resmi ile üst üste bindirildiğinde ortaya çıkan benzerlikten bahseden bir makalede anlatılmıştır (2015). Böyle ise bir insanın dünyaya gelişi oldukça yalın bir halde (insanın, insandan doğduğu) ifade edilmiş olabilir.

Her iki durum için de, ortaya çıkartılmış muhteşem eser dönemin din adamlarını mutlu edip, yüklü bir ödeme yapmalarına neden olmuşsa da, sanatçının kendi aklındaki gerçeği tüm çıplaklığıyla orta yere aktarmasına engel olmamıştır. İşin ilginç yanı bu anlatılmaya çalışılan durumun farkına 500 yıl sonra varmış olmamız. Koca insan uygarlığı 500 yıl boyunca 10 - 12 nesil geçmiş olmasına ve milyarlarca göz bu resmi görmesine rağmen, resimdeki gizli anlamı henüz yeni fark etmiş olabiliriz. Bu durum sizce sadece basit bir sanatçı muzipliği mi? Eğer öyleyse, Michelangelo o sıralar çok eğlenmiş olmalı.

İnsanlık tarihi ve binlerce yılda oluşturduğumuz uygarlığımız kim bilir, bunun gibi kaç örnekle doludur? Sanırım bundan sonra çevremizdeki sıradan gibi görünen şeylere daha dikkatli bakmakta fayda var.


14 Ocak 2017 Cumartesi

10 Örneği ile Takıntı Hastalığı ve Çözümü


Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hastalığı hayatınızı mahvediyor olabilir. Daha da beteri bunun farkında bile olmayabilirsiniz.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB) farklı kavramlardır. Ancak aşağıdaki örnekleri her ikisine de ilişkin olabilir. Burada amaç, tanı koymak değil, konu ile ilgili bir farkındalık yaratmaktır. Tanı ve tedavi Psikiyatri Doktorları ve Klinik Psikologlar tarafından yerine getirilmesi gereken son derece ciddi uygulamalardır.

Çok Bilinen Örnekleri ile Takıntı Hastalığı ve Kişilik Bozuklukları

1- El Yıkama 

Genellikle gereğinden fazla sabunlayarak, derisi yağlı bile olsa, kuruyup çatlayacak hale getirene kadar yıkamadır. El yıkamayı garip bir tören haline getirebilirler. Genellikle elini kaç kez sabunladığına emin olamayınca, bir kez daha sabunlayarak işi garantiye alabilirler. Aşırı durumlarda elinden bir türlü çıkmayan gerçek ya da sanal bir kiri bertaraf etmek için elleri derileri yara olana kadar fırçalayanlar da olabilir.

2- Evi ya da Arabayı Kilitledim mi?

En üst kattaki evinin kapısını kilitleyip kilitlemediğini hatırlayamadığı için, 4 kat merdiveni çıkıp kapının kilitlenmiş olduğunu görüp rahatlamaktır. Genellikle kapının kilidini tekrar açıp yeniden kapatmadan rahatlamayanlar da vardır. Aynı şekilde aracın kapısını kilitleyip kilitlemediğini hatırlayamayıp ya da tamamen unutup, iki sokak öteden dönüp, gelip kontrol etmek. Tekrar açıp kapatmak.

3- Ritülellere aşırı bir örnek: Bilgisayar kapatma töreni yapmak

Genellikle sıradan bir insan ofisten çıkarken bilgisayarını basit bir düğmeye basarak ya da bir iki tıklayışta kapatır. Yeni bilgisayarların kapatılmaya bile ihtiyacı olmadığından hiç bir şey yapmadan sadece çekip gidenler de çoktur. Takıntılı bir insan durum hiç de kolay değildir ve bu durum garip bir törene dönüşebilir.

Örneğin:
  • Saatin bulunduğu yerdeki gizli ögeleri kontrol etmek
  • Arka planda çalışan tüm uygulamaları teker teker kapatmak
  • Mesaj programını açıp son bir kez mesaj geldi mi diye bakmak. 
  • Gönderilenler klasörünü de kontrol edip bir kez daha gelen mail var mı diye sunucudan sorgulamak.
  • Masa üzerinde bulunan bir boşluğa bir kaç kez tıklamak (genellikle üç kez)
  • Son bir kere başlat menüsüne bakıp tüm ritüeli doğru olarak tekrarlayıp tekrarlamadığından emin olunca kapat düğmesine tıklamak.
  • Cihaz tamamen kapanana kadar karşısında beklemek.
  • Son bir kez fanlar durdu mu diye dikkat kesilmek ve emin olunca başından kalkmak.

4- Aşırı Titizlik ve Düzen

Eşi eve geldiğinde kapı eşiğinde tercihen gazetelerin üzerinde tepeden tırnağa soyup, çıkan kıyafetleri çamaşır sepeti ya da torbasına koyup derhal yıkanmak üzerine makineye atmak. Doğrudan banyoya gönderip temizlenmesini sağlamak. İşin garip tarafı kulağa çok garip gelse de bu duruma ailenin de alışmış olması. Misafir geldiğinde özel örtülerle kaplı misafir takımlarında oturtmak. Dokundukları ve bastıkları her yeri onlar gittikten sonra dezenfekte etmek. Banyoya girerlerse fayanslar dahil her yeri çamaşır suyu ile ovmak.

Her şeyi aşırı düzenli tutmak. İşyerinde masada duran parçaların yerlerinin belli ve değişmez olması. Daha sonra kullanacak alışveriş torbalarının tek tek özenle katlanıp istiflenmesi. Kitapları boy ve renklerine göre düzenlemek. Düzgün durmayan çerçeveleri düzeltmeye çabalamak.

Dinsel konularda, batıl inançlarda ya da ahlak ile ilgili konularda çeşitli tekrarlanan saplantılar ve benzerleri (tahtaya vurmadan rahatlayamamak, hapşuran birine "çok yaşa" demeden huzur bulamamak vb.) 

5- Öptürmemek ve Silmek

Daha çok küçük çocuklarda görülen, birisi öpmeye kalktığında kaçmak, öptüğünde ise yanaklarını ıslanmasalar da silmek. İleri durumlarda, insanlardan iğrenmek.

6- Dediğim Gibi Olacak Diye Katı ve Israrcı Olmak.

Bir işi yapmanın pek çok yolu varken, en doğrusunun kendi istediği şekilde yapılan olduğunu düşünmek ve eğer pozisyonu uygunsa işyerinde bunu herkese dayatmak. Kendi istediği gibi davranmayanları ortamdan uzaklaştırmak için elinden geleni yapmak. Aynı şekilde evde de dediğini yaptırmak. 

7- Çöp ev

İşe yaramayacak döküntülere aşırı değer vermek ve onları atamamak. Evde odaları kullanılmayacak kadar fazla döküntülerle doldurmak. Sokaklardan çöp toplayıp bunları bir gün işe yarayacak hazineler gibi görmek. Çöpler ile duygusal bağ kurmak.

8- Hazırlıkçılık, stokçuluk

Bir gün insanlığı büyük ölçüde etkileyecek bir felakete karşı hazırlanmak. Ömürleri belirli de olsa bir çok öte beriyi depolamak. Parayı gelecekteki bilinmeyen durumlara karşı depolamak ve aşırı cimrilik durumları da görülebilir.

9- Kafaya takmak, uykuda çözmeye çabalamak

Günlük kimi zaman basit, kim zaman daha karmaşık durumları içine atıp,  kafaya takıp, bunları uykuda çözmeye çalışmak. Bir çözüme ulaşamamaktan dolayı uykusuz kalıp, sağlığından olacak kadar sıkıntıya düşmek. Çözülemeyen konunun büyümesi ile içinden iyice çıkılmaz bir duruma düşmek.

10- Çizgilere Basmadan Yürümek

Yolda yürürken çizgilere basmamak ya da özellikle basarak yürümek. Bir süre sonra son derece doğal yapılan bir yürüme işini içinden çıkılmaz ritüelik bir kabusa çevirmek. 

Tüm bu örneklerde insan eğer kendi istediği gibi yapamazsa endişeye kapılabilir. Gereksiz bir enerji ve zaman kaybı yanında kendi ve çevresindekilerin sağlıklarını da olumsuz etkileyebilir. Ömür tüketen bir durumdur. 

Ne yapmalı?

Tedavisi vardır ve uzmanlar tarafından hastanın hayat kalitesini artıracak çözümler uygulanabilir.

Yukarıda çok karşılaşılan örneklere değinmeye çalıştım. Benzer etkileri kendinizde görüyorsanız ve kurtulmak istiyorsanız, zaman geçirmeden klinik yardım almanız gerekir. Bir Psikiyatri Hekimi ile görüşün. Tavsiyesine göre Klinik Psikologlar ile de görüşün. Bırakın tanıyı onlar koysun ve size yardım etsinler.

Eğer çevrenizde böyle birileri varsa onların durumlarını kavramaları ve içinde bulundukları durumdan kurtulmak için istekli olmaları gerekir. Onları ikna etmeye kalkmayın. Onlar için ne yapabileceğinizi de uzmanlara danışın.

Klinik sorunlarınız ile ilgili konularda yaşam koçları, mentorlar, kişisel gelişim uzmanları, falcılar son derece yanlış tercihlerdir. Durumu içinden çıkılmaz bir hale getirebilirler. Klinik yardım alın!







Ya Barış Ya HİÇ!

Sınır komşularımız kolayca bizi hatta tüm dünyayı içine çekebilecek tehlikeli bir savaşı başlattı. İnsan "ya nasıl bir zamana denk geld...