24 Kasım 2014 Pazartesi

Kişisel Gelişim İçin 12 Bedava Öneri


Kişisel gelişim kendi başına işleyen bir yaklaşım değildir. Kendinizi geliştirmeniz çevrenizi de etkiler. Daha iyiye ve güzele doğru genel bir ivmelendirme yapar. Kişisel gelişim eğer olumlu bir kelebek etkisi yapmıyorsa çok da anlamlı olmadığı ileri sürülebilir.

Genellikle kişisel gelişim içerikli kitaplar, makaleler doğal olarak insanları kendilerini geliştirmeleri için motive eder. Kişisel gelişim motivasyonu ile başlayan ivmelenme doğru hedeflere yöneltilebilirse kişide ve çevresinde olumlu etkilere yol açabilir. Bir de bu değişiklik kişiyi mutlu ederse çok yönlü bir kazanım gerçekleşmiş olacaktır.

Kişisel gelişim, ciddi bir kavram olmakla birlikte bunu gerçekleştirirken neşeli bir tavır içerisinde olmamamız için bir neden yoktur. Bu bakış açısıyla, aşağıda 12 bedava kişisel gelişim önerisi okuyabilirsiniz.

1- Yata, yata ancak karpuz büyür. Olmadı, çıkın yürüyün, kafanız çalışır, sağlığınız düzelir.
Adrenalin gibi vücudu dinçleştiren hormonlar yaptığınız sportif faaliyetlerle birlikte artacaktır. Enerji harcamak ve vücudunuzu fiziksel olarak zorlamak kafanızın da daha iyi çalışmasına neden olur. Böylece aklınıza güzel fikirler gelebilir. Hareketilik ve egzersiz, problemleri daha kolay halledebilecek bir düşünce durumuna geçmenize yardımcı olur.

2- Yerli dizi ve şov programlarını izlemek yerine, kitap okuyun.
Televizyon sizi esir almasın. Özellikle önder TV kanalları karlarını artırabilemek ve ortalama TV seyircisini elinden kaçırmamak için bu kesime yönelik yayın yapar. Mevcut seyirci durumunu korumak amacında olan bir yayının size bir şey kazandırması mümkün değildir. Bunun yerine çizgi roman okusanız bile daha yararlı olabilir. Siz yine de kitap okuyun. Başkalarının düşüncelerinde yapacağınız yolculuklar kitapların satırlarında sizleri bekliyor.

3- Olmuyorsa kasmayın! Ara verin, sonra yeniden deneyin. Ya da başka bir şey bulun.
Uzun süreli olarak dikkatinizi bir işe verdiğinizde bir süre sonra yorulmanız ve dikkatinizin dağılması normaldir. Dikkatinizi yeniden toplayabilemek için ara vermeniz gerektiğini söylemek için yüksek zekaya gerek yok. Sadece yaptığınız işten bir an için uzaklaşın. Dinlenen zihniniz daha önce göremediğiniz bir çözüm yolunu bulabilir.

4- Boş zamanlarınızı değerlendirmek için bir uğraş bulun. Sadece tembellerin boş vakti olmaz.
"Boş vaktim yok" diyenlere inanmayın. Eğer doğru bir biçimde yapacaklarınızı sıraya sokup, önem değerlerini de kafanızda oturtabilirseniz pek çok başka iş için kendinize boş zaman yaratabilirsiniz. Hobiler size para kazandırmazlar ama yapmaktan keyif aldığnız boş zaman uğraşları profesyonel hayatınıza da olumlu etkilerde bulunur, çünkü sizi mutlu ederler. İleride emekli olduğunuzda boşluğa düşmenizi de engellerler. En azından 2 sivil toplum örgütünde (dernek) üye olmanız, büyük ölçüde işinizi kolaylaştırabilir. Kimi İnsan Kaynakları yöneticileri bu nedenle CV'lerin en sonlarında bulunan bu kısma çok dikkat eder. Çünkü kendine zaman ayıramayacak kadar çok çalışan biri açıkçası fazla becerikli değildir!

5- Öncelikle ihtiyacınızı belirleyin. Mükemmelseniz gelişmenize gerek yok. İstek yoksa olmaz.
Mükemmel ancak bir an için durum bildiren bir tanımlamadır. Zaman ilerlediği sürece hep daha iyisi olacaktır. Örneğin tarihte ilk bulunduğunda at arabası mükemmel bir yük taşıma çözümüdür. Günümüzde ise kıtalararası taşınacak değerli yükünüzü at arabası ile göndermek aklınıza bile gelmez. Demek ki, ne kadar harika bir durumda olursanız olun daha iyi olabilirsiniz. Gelişmeyi ve belki de değişmeyi istemeniz gerekir. Yani, sınır sizsiniz. Tabi çok da abartmamakta fayda var. Kişisel gelişim, daha iyi bir hayat için araçtır, amaç değil!

6- Eğer sizi daha İYİ BİR İNSAN yapmayacaksa, rica ediyorum. Bırakın bu işleri.
Kötü bir kişilik, çevresine olduğu kadar kendine de zarar verir. Dolayısıyla kişisel gelişim için çaba harcarken, iyi bir insan olmak için gösterdiğiniz çabayı da buna paralel tutun. Aksi taktirde, çevrenize de, size de yazık olur.

7- Korkularınızın üzerine gidin. Kendi düşüncelerinizin esiri olmayın.
Korkular ve endişeler aşması zor kavramlardır. Ancak, aslında biraz düşünürseniz, bu tür kavramları sizi tehlikelerden uzak tutmaya çalışan beyninizin ilkel bir kısmının oluşturduğunu kavrayabilirsiniz. Kendinizi bulma yolunda, bu boş korku ve endişeleri de geride bırakmanız gerekir. Kendi kafesinizin içinde esir kalmayın. Akıl zindanınızın çok sağlam ve iyi kilitlenmiş kapısının anahtarı aslında cebinizde. Öncelikle, kendinizle olan mücadelenizi kazanın.  

8- Büyük hayalleri gerçekleştirmek için gerçekçi büyük yetenekler gerekir.
İnsanlık olarak, hayal etmesek belki de pek çok yeniliği gerçekleştiremezdik. Daha iyiye doğru ilerlerken işe yarayacak hayalleri gerçekleştirmek gerekir. Büyük hayalleri gerçekleştirecek büyük yetenekler aslında gerçekçilerdir. Başkalarına imkansız gibi gelen değişiklikleri hep böyle fikir önderleri gerçekleştirir. Siz neden böyle biri olmayasınız?

9- Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi genel kabul görse de kişisel gelişim hayat boyu her aşamada devam eden bir süreçtir.
İhtiyaçlar piramidi aşamalı olarak kategorize edilmiş bazı ihtiyaçların belli bir sıra gözetilerek gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtir. Bir önceki aşama yerine getirilmeden, bir sonrakine ulaşılsa da, eksiklik kendini hep gösterir. Kişisel gelişim de benzer şekilde eksiklerin mevcut olması halinde doğru ilerlemez. Tıp okumadan, doktor olunamayacağı açıktır. Dolayısıyla kendiniz için belirlediğiniz hedefe ulaşmanızı sağlayacak altyapı olmadan sağlıklı bir kişisel gelişim gösteremezsiniz.

10- Başkalarını eleştirerek kendinizi geliştiremezsiniz. Zamanınızı boşa harcamayın. Çözümün parçası olun, sorunun değil.
"Küçük insanlar KİŞİLERİ, ortalama insanlar OLAYLARI, büyük insanlar ise FİKİRLERİ ve Sistemi sorgular" sözünü duymuş olmalısınız. Kendinizi bu sözde nereye konumlandırdığınız önemlidir. Büyük resmi görmek için makro ölçekte yaklaşımlar yapabilemeniz gerekir. Basit ama küçük bir sorunla boğulmaktansa o sorunun nedenlerini oluşturan asıl problemi çözmek daha doğrudur. Eleştirip durmak, kısır bir döngüdür. Çözüm üretmek için düşünmek ve çaba harcamak ise yaratıcılıktır.

11- Güç sahibi olmak iyidir ama mezarlıklar böyleleri ile dolu. Geriye işe yarar eser bırakın.
Kişisel gelişim sizi birtakım hedeflere ulaştırır. İnsanlık için faydalı eserler bırakmadığınızda çok kısa süre içerisinde sizden geriye sadece yıldız tozları kalacağını unutmayın. Sizden geriye bir eser kalsın ki, hem hatırlanın, hem de bunca çaba boşa gitmiş olmasın.

12- Herkes yalanların peşindeyken gerçeği aramak iyi bir başlangıç olabilir. 
Gerçeği aramak, belki de kişisel gelişimin en tepe noktasıdır. Bir yalan peşinde ömrünüzü geçirebilirsiniz. Bu bağlamda hedeflerinizi de gerçekleştirebilirsiniz. Gerçek ise zamanla tüm bu yapılanları tozlu fosilere dönüştürecektir. Gerçeği arayın, bulamasanız bile o yolda ilerlemek dogma içinde boğulup kalmaktan iyidir.

5 Kasım 2014 Çarşamba

10 Adımda Kişisel Yaşam Planı Oluşturma


Planlar ve bunları gerçekleştime stratejileri olmadan yaşanabilir tabi. Ancak bu durumda, yaşamak için sağlam nedenler bulmanız gerekebilir.

Eğer zor yolu seçer ve geleceğe dönük planlar yapıp, bunları gerçekleştirmek için çalışırsanız daha mutlu ve başarılı olabilirsiniz. Ek olarak, sağlık açısından da daha iyi bir hayat kalitesine de ulaşabilirsiniz.

90'lı yaşlarında sevdiğim bir büyüğüm var. Son zamanlarda Japonca öğreniyor ve yeni besteler yapıyor. Zaman zaman beni çağırıp, hoş beş de ediyor. Yerinde yaptığı esprileri duymanızı isterdim doğrusu. Sözün özü, hayat dolu ve geleceğe yönelik planları olmasının yanında bunları gerçekleştirmek için çabası da sürüyor.

İnsan kaynakları profesyonellerinin pek sevdiği bir soru vardır. "İşi almanız durumunda 5, 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?" Stratejik planlar yapmayı adet haline getirmemiş ve görüşmeye gitmeden önce firma web sitesinde zaman geçirmemiş biri için cevaplanması zor bir soru. Özellikle de firmanın yapısını ve kadrolarını, iş listelerini bilmeden cevaplanması güç. Yükselmeyi ve şirkette kalıcı olmayı düşünüp, ileriye dönük uygun bir vizyon oluşturmayı düşündüğünüzü belirtebilirsiniz. Ancak şirket hakkında önceden yaptığınız bir araştırma ile ilişkilendirilmiş hedeflerinizden bahsederseniz, rakiplerinize göre önemli bir üstünlüğü yakalamanız işten değil.

Böyle durumlar için plan yapmaya, hedefler koyup gerçekleştirmeye yatkın bir düşünce yapısına sahip olmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Belki de bunun için düşünme şeklinizi değiştirmeniz gerekecek.

Bir kaç adımda hayatınızla ilgili kararlar vermek, planlar yapmak ve uygulamak için önerileri sıralayalım.

1- Kendinizi Tanıyın
İnsan değişmeyen durağan bir varlık değildir. Kendini geliştirir ve değişir. Bu arada kolay gibi görünse de kendini tanımak bir anda gerçekleşmeyebilir. Eğilimlerinizi, yeteneklerinizi, yetkinliklerinizi bilmek güzel bir CV oluşturmak için iyi olur. Diğer yandan sizi neyin mutlu ettiği, nelerden keyif aldığınız, neleri sevdiğinizi bilmek, eksik yönlerinizi tamamlamaya çalışıp beyninizi beslemek önemlidir.

2- Okuyun
Okumak başkalarının düşüncelerini ziyaret etmenizi sağlar. Okuduğunuz kitaplar dimağınızı zenginleştirip, olaylara bakış açınızı ve anlayışınızı geliştirir.

3- Tek başınıza uzun yürüyüşler yapın
Uzun ve ritimli (hızlı değil) yürüyüşler vücudunuzda adrenalin salgılanmasını sağlar. Adrenalin canlandırıcı etkisi daha berrak düşünmenize neden olur. Böylece geleceğe dönük planlar yapmanız, stratejiler geliştirmeniz kolaylaşır. Enerji harcayıp, vücudunuzu zorlamanız, mutluluk hormonu salgılanmasına neden olur. Mutlu insanlar daha olumlu düşünürler.

4- Küçük notlar alın
Aklınıza olmadık anda gelen ilginç fikirleri not alın. Teknolojinin nimetlerini kullanın, yürüyüşte alınıza gelen fikirleri ses kaydecinize ya da akıllı telefonunuzun dikte özelliği ile direkt olarak not alma uygulamanıza kaydedin, sonra aklınıza gelen fikirleri değerlendirirken kolaylık olur. Bu konuda Android cihazlarda Keep uygulamasını kullanabilirsiniz.

5- Günlük tutun
"Aman canım, benim başımdan geçen sıradan olayları, fikirlerimi kim ne yapsın?" demeyin. Uygarlık taş üstüne taş konularak adım adım yükselmiştir. Bir gün bir düşünceniz neden kelebek etkisi göstermesin? İster bildik bir deftere karalayın günlüğünüzü, isterseniz bir blog açıp, paylaşın düşüncelerinizi. Günün birinde belki bir kitap, belki bir roman yazarsanız, kullanacak malzemeniz olur. Olmadı, torunlarınız yokluğunuzda fikirlerinizi öğrenmiş olur fena mı?

6- Hedefler belirleyin
Geleceğe yönelik planlara ilişkin hedefler belirleyin. Örneğin işinizde yükselmek, üst düzey yönetici olmayı hedef olarak belirleyin. Bunu gerçekleştirmek için alternatif stratejiler ve a, b, c planları oluşturun. Bu hedefe varmanız ya da varmamanız çabalarınızın işe yaramasına ve biraz da şansa bağlıdır. Ancak bunların yararı, size bir görüş (vizyon) kazandırmasıdır. Vizyon oluşturma alışkanlığı diğer olgulara ve işinize bakışınızı geliştirip başarı için kolaylık sağlayabilir.

7- İyi bir insan olun
Başkalarına ve kendinize iyilik yapmaktan çekinmeyin. Elinizden gelen iyilikleri yapın. İyi olmak iç huzurunu getireceği için yaşam kalitenizi ve karar verme yetilerinizi olumlu yönde etkiler. Ayrıca akıl sağlığınız için de iyidir. İyi insanlar çevrelerine mutluluk, kötü insanlar ise mutsuzluk yaşatır. Kötü insanların çevrenize yaklaşmasını ve hayat enerjinizi emmelerine izin vermeyin.

8- Kaderci olmayın
Olan biteni kabullenip, sineye çekmek, varolan durumu değiştirmek için bir çaba göstermemenize neden olur. Bu durum gelişmeye ket vurulmasına neden olur. Kendini ve çevresini geliştirip iyileştirmeyen, yani kapasitesini kullanmayan insan, başına gelecek olumsuz durumları önleme gücünü elinden kaçırır. Siz dururken belki mevcut durumunuzu korursunuz ama diğerleri durmayıp ilerlemeye devam ederlerse bir süre sonunda geride kalırsınız. Bu devam ederse aradaki mesafe kapatamayacağınız kadar açılır. Başınıza hiç de hoşunuza girmeyecek işler gelebilir. Tarih böyle hikayelerle doludur. İnanmazsanız okuyun.

9- Akıntıya kapılmayın
Şiddetli bir akıntıyı hayal edin. Kendinizi, akıntıda sürüklenen bir kıymık parçası gibi nereye gittiğini bilmez bir halde bulmak istemiyorsanız, önceden önleminizi alın. Hayatınızın yönünü başkalarının belirlemesini beklemeyin. Kendi yönünüzü kendiniz belirleyin. Deneyip, başarısız olduğunuzda yılmadan başarıyı yakalayana kadar, hatalarınızı değerlendirip yeniden deneyin.

10- Farklı düşünün
Genelin düşünüş kalıplarının dışına çıkabilmek, alternatif çözümler üretmek için kafa yorun. Bir problemin farklı pek çok çözümü olabilir. En iyisini bulmak ise biraz pratik gerektirebilir. Eğer böyle alternatif çözümleri ortaya koymayı alışkanlık haline getirirseniz, gerek iş, gerek sosyal yaşantınızda başarı şansınızı artırabilirsiniz. En kötü durumların oluşması halinde bile bunu fırsata dönüştürebilen başarıyı yakalayabilir.

Planımızı nasıl gerçekleştirebiliriz?
Basit bir akış şeması şöyle olabilir:

Fikir > Analiz > Çaba ve Çalışma > Başarı

Fikir > Analiz > Çaba ve Çalışma > Başarısızlık > Analiz (neler yanlış olduysa, düzeltin) >  Çaba ve Çalışma > Başarı

30 Ekim 2014 Perşembe

M806 Miracast Dongle RK2928 Firmware Update Issues


Couple of weeks ago I have bought a miracast dongle from Aliexpress seller. For 16 USD it was a good device. You may use it as mirror your tablet's or smartphone's screen to panel tv. It also support DLNA and Airtv (ios).

When I first tried the device, I realize something wrong with software. It was freezing and videos may slowing sometimes.

I have decided to flash it's rom with a new one. Than I asked to seller on Aliexpress. He send me new firmware and RockChip flash utility.

I tried to flash it.

After several tries utility program gives same message "Prepare IDB Fail" and stops. Device doesn't boot and become a brick.

Than I asked seller "what should I do?". He send me unbrick instructions.

I have opened the dongle. On back side of printed circuit there is an ic. I short circuit IC's last two pins (showed on image) with a ballpoint pen and at the same time connected to pc via usb cable. Than on utility program shows dark blue 1st device on screen.

After that reset procedure with flash utility and firmware, I use "restore" to flash rom. It works fine and flashed device.

Now, device works. Here is download link for utility and M806 Miracast Dongle RK2928 Firmware "dongle_m806_v003_0421.img". (Be careful, if you are not experienced in this kind operations you may harm your computer or dongle! So, it is your responsibility to do so.)

Good luck.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Sahte Twitter Hesaplarından Korunma - 2


Sahte twitter hesapları sizin kendilerini takip etmenizi sağlamaya çalışır. Takip ettiğiniz sahte hesaplar genellikle bir süre sonra sizi takibi bırakırlar. Takip ettiğiniz hesaplar belli bir sayının üzerindeyse bir süre sonra ipin ucu kaçacaktır. Ne yazık ki Twitter sizi takibi bırakanları açıkça görmenizi sağlayacak araçlara sahip değil.

Sizi kimler takibi bırakmış?

Öncelikle gönderilerinizi beğenmeyen takipcileriniz sizi takibi bırakabilir bu normaldir. Siz birinin gönderilerini beğendiğiniz için onu takip edebilirsiniz ancak karşıdaki kişinin sizin gönderilerinizi takip etmesi için onun da aynı düşünceler içerisinde olması gerekir. Kimse sizi takip etmek zorunda değildir. Bunu gözönünde bulundurun. Sırf sizi takibi bıraktı ya da takip etmedi diye hesapları takibi bırakmak doğru olmaz. Bunu gözönünde bulundurarak asıl amacımızı hatırlayalım. Sahte hesaplardan korunmak! Takibi bırakanların içerisinde aslında sizi kendilerini takibe teşvik etmek için takip edip sonra da takibi bırakanlar bazı uygulamalar sayesinde kolayca belirlenebilir.


Socialbro isimli uygulama işinize yarayabilir. Uygulama belli bir seviyeye kadar bedava kullanıma izin veriyor, bu da sizin için yeterli olabilir. Biraz karışık olsa da sizi takibi bırakmış kimseleri görüp, değerlendirdikten sonra, takibi bırakabilme imkanını size veriyor. Ayrıca Google Chrome Web Mağazası üzerinden uygulama olarak socialbro'yu yükleyebilirsiniz.


Bir diğer alternatif de JustUnFollow, aynı şekilde servise üye olup takipcilerinizi inceleyip dilediklerinizi takipden çıkarmanızı sağlar.

Kendini belli edip size binlerce takipci kazandıracağını belirten hesapları da direk takipten çıkartıp ya da onlar sizi takibe başladıklarında takip etmeden engelleyip Twitter'a şikayet edebilirsiniz.

Bunu yapmak için kullanıcının resmine tıklayın.


Kullanıcı hesabında çark şeklinde görülen şekle tıkladığınızda çıkan menüden kullanıcı engelle (block or report) kısmından hem kullanıcıyı engelleyebilir hem de gereksiz ileti gönderdiği için Twitter'a rapor gönderebilirsiniz.

Bir kullanıcı hakkında yeteri miktarda rapor gelmesi halinde hesabı Twitter tarafından kapatılabilmektedir.

11 Ekim 2014 Cumartesi

Sahte Twitter Hesaplarından Korunma - 1


Twitter geçmişte elektronik postalara olan durumu yaşıyor. İstenmeyen iletiler artık sadece posta kutumuzu değil Twitter akışımızı da kaplıyor. Bunlardan kurtulmak için yapabileceklerimiz neler?

Örneğin daha posta kutunuza gelen Twitter isteklerini kontrol ederek sahte hesapların size bulaşmasını engelleyebilirsiniz.

Yöntem 1:
Açıklama yazısını okuyun!
celebdirtylaundry.com'da Ana ve Kız Blogging Mavens Editörleri vesaire vesaire.
Hemen linkteki sitelerden birine bakıyoruz. Ünlülerin hallerini internete taşıyıp trafik elde etmeye çalışan bir magazin sitesine benziyor. Benim gözüm tutmadı pek. Takip etmeyeyim!

Yöntem 2:
Fotoğrafı Google Resim Aramadan Kontrol Edin!
Anlaşılan bu fotoğrafı kullanan başka Twitter hesapları da var. Aynı foto ve onlarca farklı kullanıcı (44 sonuç!). Garip görünüyor. Hiç gözüm tutmadı. Demek takip etmemek lazım ;)

İşte böyle küçük bir çaba ile istenmeyen içerik yollaması kuvvetle muhtemel olan bir hesabı takip etmeme kararı vermek oldukça kolay aslında. 

1 Ekim 2014 Çarşamba

Çin'den Usb Bellek Alırken Kandırılmayın


Çin Almanya'nın peşinden en çok ihracat yapan ülke. Dünyada üretilen ve satılan teknoloji ürünlerinin büyük bölümü bu ülkeden çıkıyor.

Örneğin yeni iPhone telefonlar her ne kadar Amerika'da tasarlansa da Çin'de üretiliyor. Pek çok diğer akıllı telefon da yine Çin'de üretilen ürünler arasında.

Tabi bu kadarla kalmıyor. Ayakkabıdan, diş fırçasına, makarna süzgecinden, kedi tarağına kadar pek çok ürün de bu ülkede bizim hayal bile edemeyeceğimiz maliyetler ile üretiliyor.

Ancak pek çok ürünün taklidi ve kalitesiz ürünler de yine aynı ülkede çokca üretilip dünyanın dört bir yanına satılıyor.

Son zamanlarda Çin devletinin de posta ücretlerine verdiği destek sayesinde küçük üreticiler ve tüccarlar ürünlerini İnternet üzerinden gerek kendi sitelerinden gerek büyük aracı siteler üzerinden pazarlıyorlar.

Aliexpress bu siteler içerinde en ünlüsü. Bu site sayesinde tüketiciler kötü niyetli satıcılardan kısmen korunabiliyorlar. Yani satıcı sizi kandırıyorsa, parasını ödemeyip size iade ediyor Aliexpress. Bu özellikten yararlanıp paramı kurtardım geçen gün.

İşte hikayesi:
64 GB Mikro SD kartı 9,45 Dolar fiyatla görünce "hadi canım, olamaz" dedim. Ancak yine de içimden bir şey dürttü. "Alayım, denerim, sahte ise bir şekilde çaresi bulunur" diye düşündüm. Ürün 15-20 gün sonra geldi.

Paket orijinal gibi duruyordu. Adaptörünü çıkarıp, mikro sd kartı içine takmayı denedim. Zor oldu ama takıldı. Sonra adaptörü bilgisayarımdaki yuvaya sokmaya çalıştım, ancak beceremedim. İnceleyince temas eden metal uçlarının kimisinin yukarıda kimisinin ise aşağıda durduklarını gördüm. Daha sonra zar zor hafıza kartını adaptörden çıkartıp bendeki başka bir adaptöre taktım, ardından da bilgisayara tabii. Kapasite gerçekten de 64 GB görünüyordu. Ancak tamamını test etmeden gerçeği bilmek mümkün değil .

Test
Test için neredeyse standart haline gelmişl olan H2testw programını kullandım.

Sonuç:
Eldeki hafıza kartı aslında 8 GB olup, her nasılsa 64 GB kapasitesi varmış gibi görünüyordu. Yani siz 64 GB veriyi yükleyebiliyorsunuz belleğe ancak geri alamıyorsunuz. Bir tür, verisi geri alınamaz bellek! :)

Bu arada üzerinde 10 hızlı olduğu yazsa da hızı da 5mb/saniye yani neredeyse olabilecek en yavaş hızda okuyup, yazıyor.



Hemen Aliexpress'de ürünü aldığım kısımda "dispute" linkine tıklayıp test sonuçlarının ekran görüntülerini ekledim ve ürünün gerektiği gibi çalışmadığını belirten bir yazı yazdım. Aliexpress böyle durumlarda satıcının durumu düzeltebilmesi ya da tarafların belli oranlarda maliyeti üzerlerine alarak anlaşmaları için imkan tanıyor ve satıcı ile konuyu müzakere ediyorsunuz.

Gelen cevapta, özetle kendilerinin satıcı olduğu, malı aldıkları fabrikanın kendilerini kandırdığını ve onların da bu durumdan zarar ettiklerini üstelik bir de posta masrafına katlandıklarını bu yüzden en azından 8 GB olarak kullanabileceğim bellek için makul bir ödeme yapmamı ve bana bu parayı PayPal hesabı üzerinden aktarmayı teklif ettiler (böylece Aliexpress puanları da düşmeyecekti!).

Kabul etmedim.

Bir kez daha ağladılar ama yaptıkları dolandırıcılığın farkında olduklarından 3. yazışmadan sonra daha uzatmadan paramı tam olarak iade ettiler.

Siz siz olun, böyle durumlarda dikkatli davranın ve paranızı da geri almak için elinizden geleni yapın.

Bu arada sahte mal satan hatta dolandırıcılık yapan Çin'li arkadaşlardan hem paramı almış oldum hem de elimde 8 GB'lik dandik bir bellek oldu (ne işime yarayacaksa?).  

Bu arada benim 9,45'e aldığım ürün artık 37,80 'dolara satılıyor. Sanırım artık gerçek ürün satmaya karar verdi satıcı.

Aliexpress sayesinde dolandırılmaktan kurtuldum. Dikkatli olunması koşuluyla ucuz ve kaliteli alışveriş edilecek bir sitedir ve oldukça güvenlidir. Ben 30'dan fazla ürün aldım siteden bunu da belirtmeden geçmiyeyim.

28 Ağustos 2014 Perşembe

Aklınızın Zincirlerini Kırmak Kolay mı?


Belki de yüzbinlerce yıldan beri insanlık dünya üzerinde hayatta kalmaya çabalıyor. Bunu zorlaştıran pek çok faktör var. Doğal çevre bunlardan en önemlisi. İnsan, doğuştan hazır gelen pek çok doğal korumadan yoksun. Örneğin, onu aşırı sıcak ya da soğuktan koruyacak bir donanımı yok. Oysa doğal seçilim bu tür bir koruması olmayan türün ortadan kalkması gerektiğini ortaya koyuyor. İnsan bu anlamda sadece ekvator çevresinde yaşamını sürdürme şansına sahip olabilir. Eğer çevresel şartlara fiziksel olarak uyum sağlayamazsanız ölürsünüz. Elbiseleriniz olmadan kış şartlarında -10 derecede açık havada yaşadığınızı düşünün. Türünüzde bir şekilde bu uyumu gösterebilen fertler yaşar. İnsan sorunu eksik donanımlarını bir şekilde tamamlayarak çözmüş. Yani çevreye uyum sağlayıp hayatta kalmış. 

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Alternatif Gelecekler Oluşabilir mi?


Zamanda geçmişe gitmeyi başarsanız bir şeyleri değiştirir miydiniz? Mesela Hitler'i yok etme şansınız olsaydı daha çocuk yaştayken onu bulup, pek çok masum insanın ölmesini önleyebilir miydiniz? Ya da mesela, Mustafa Kemal Atatürk'ü hastalanmadan önce günümüze getirip, tedavisini yapıp, yeniden kendi zamanına götürseniz günümüzde neler değişirdi? Yoksa hiç bir şey değişmez miydi?

Zaman, söylenildiğine göre big bang ile ortaya çıkmış. Enerjinin maddeye dönüşüp, belki de şimdi anlayamadığımız bir şekilde evrenin ışıktan çok daha hızlı, bir anda günümüzdekine yakın büyüklüğe erişmiş olması ve ardından zamanın başlamış olması mümkün mü? Yani zaman, evrenin genişleyip belli bir boyuta gelmesinden sonra başladıysa, ışık hızı gibi fiziksel bir sınırla karşılaşmamış olması mümkün müdür? Düşünsenize, zaman yoksa, hızı nasıl ölçebilirsiniz ki? Ancak hareket zamanı başlatıyorsa nasıl oldu da evren ışık hızından da büyük bir hızla genişleyebildi? Doğrusunu isterseniz; ömrü taş çatlasa 70-80 yıl olan bizlerin bunu anlaması oldukça zor. Çünkü zamanın başlangıcından bu yana 13,5 - 14 milyar yıl geçmiş. Bu durumda tüm insanlık tarihi (diyelim 1 milyon yıllık tarihi) evrenin yaşı ile karşılaştırıldığında göz açıp kapayana kadar geçen süredir (Bulunabilen en eski insansı canlı olan Lucy 3,5 milyon yıl önce yaşamıştır). Biraz uzun yaşayabilseydik, hani şöyle bir kaç milyon yıl bu gibi, konulara bakış açımız daha farklı olurdu sanırım.

"Zamanda geri dönebilseydik" meselesine yeniden bakalım. Kimi fizikçiler böyle bir şeyin sözkonusu olmadığını ileri sürüyorlar. Kimi fizikçilerse aslında ulaşılmaz kabul edebileceğimiz mesafelerde olan gezegenlere solucan delikleri sayesinde ulaşılmasının mümkün olabileceğini öne sürüyorlar.

Ben fizikçi değilim. Bu konuları da pek bilmem, ancak bilim kurgu yazarları zamanda yolculuk konusunda oldukça cömert olabiliyorlar. İleri, geri, yine geri. Back to the Future filmindeki gibi. Ya da Stephen King'in başarılı bilim Kurgu romanı "22/11/63"ün konusu gibi bir tavşan deliğinden geçmişe gidip, dönsek. Döndüğümüz zamanımız gerçekten bizim daha önce geçmişe gittiğimizde arkamızda bıraktığımız zaman olur mu?

Peki gerçekten geçmişe dönüp, bir şeyleri değiştirsek, geri geldiğimizde gerçekten kendi zamanımızda her şey etkilenmiş olur mu? Yoksa kendi zamanımıza hiç birşey değişmez, ancak biz kendi zamanımız diye alternatif bir zaman çizgisine mi döneriz? Yani değiştirdiğimiz olaylar nedeniyle ya da sadece geçmişe gidip dönmemiz nedeniyle tamamen oluşan farklı ve alternatif bir geleceğe dönebilir miyiz? Bir de bir solucan deliğinden geçebilmemiz için maddeden enerjiye ve yeniden maddeye döndük diyelim. Üstelik tüm bu karmaşık değişime rağmen her şeyimiz yerli yerine geldi. Biz, biz mi oluruz? Bizim zamanda yolculuk sonucunda oluşmuş yeni bir kopyamız mı (En azından tıpkı kopyamız oluşacağını umalım)?

14 milyar yıl önce ortaya çıkmış zaman ve evrende, göreli olarak gerçekten toz zerreciği kadar bir güneş sisteminde yine göreli olarak bir kuark kadar küçük sayılabilecek ve üzerinde canlılar yaşayan bir dünya üzerinde, saman alevi gibi var olup, hemencecik ortadan kaybolan bizlerin böylesi düşünceler üretebilmemiz bile yeterince şaşırtıcı sanıyorum.

Ancak düşündükçe ve sorguladıkça gerçeğe yaklaşabiliriz. Belki de ulaşabiliriz bile.

Sağlıcakla kalın.

Evde En Basit Şekilde Şarap Nasıl Yapılır? (Resimli)

Merhaba.

Gurme bir arkadaşım var. Yaklaşık 4-5 senedir kendi tüketimi için şarap yapıyor. İlk yaptığı şarap, pek kolay içilemez olsa da, son yıllarda gerçekten lezzetli şaraplar üretiyor. Kendisine bu işi nasıl becerdiğini sordum ve ben de evde kendi şarabımı yapmayı geçtiğimiz yıl becerdim. Doğrusunu isterseniz ilk deneme için oldukça başarılıydı. Gurme arkadaşım, "yemeğe bile koymam senin yaptığın şarabı ama ilk deneme için güzel olmuş" dedi. Ben de bu sene de şansımı yeniden denemeye karar verdim.

Hemen belirteyim, çeşitli kaynaklarda evde nasıl şarap yapabileceğinizi anlatan yazılar bulabilirsiniz ama doğrusunu isterseniz o kadar çok ince detaya ve tekniğe giriyorlar ki, anlaması ve yapması zorlaşıyor. Biraz örnek vereyim.

1- Özel ölçüm cihazları,
2- Oluşan karbondioksiti atmak için özel düzenekler,
3- Özel depolama çözümleri,
4- Fermantasyon başlatıcılar,
5- Fermantasyon durdurucular,
6- Alkol seviyesi ölçerler,
7- Kükürt ekleme ile koruma yöntemleri,
8- Özel saklama yöntemleri,
9- Özel sıkma presleri ve yöntemleri,

bu liste daha da derin internet araştırmaları yaparsanız uzatılabilir. Ancak bu hali ile bile son derece kafa karıştırıcı. Tamam, şarap yapımı bir yerde bilim ve sanatın birlikte yürütüldüğü işlemler bütünü olarak tanımlanabilir. Ama abartmaya gerek yok, şunun şurasında evde kendi tüketimimiz için sofra şarabı yapacağız, bu roket bilimi gibi zor olmamalı.

Şarap, sanırım insanlık için oldukça eski bir içecek. Üzümleri saklamanın kolay bir yöntemini ararken şans eseri bulunmuş olabilir, zira sirke de benzer şekilde elde ediliyor. Dolayısıyla işlem aslında kendi kendine olmuş ve şans eseri ortaya çıkmış olabilir.

Şarap Oluşumu Hakkında Kısa Bilgi

Üzüm, yaşamak ve üremek için onun içindeki şekeri yiyerek, artık olarak bir miktar alkol üreten bakterilerin sayesinde şaraba dönüşür. Dolayısıyla, oluşan etil alkolün, bakterilerin sindirimleri sonucunda ortaya çıkması tuhaf bir gerçektir :) Bu arada üzümün tadı ve kokusu alkol ile burulsa da içimi hoş ve içilen miktar abartılmazsa yararlı bile diyebileceğimiz bir sıvı ortaya çıkar.

Şarabın Yapımı

Binlerce yıllık şarap üretimi birikimimiz, şarabın üzümünün yağışın az olduğu dönemlerde daha kaliteli sonuçlar alınmasına yaradığını göstermiştir. Dolayısıyla bu bilgi aklınızda olsun. Ancak hemen belirteyim, ben sadece sıradan sofra şarabı peşinde olduğum için, üzümü manavdan, süpermarketten, pazardan, yani bulduğum her yerden aldım. Fazla seçici olmadım anlayacağınız. Kimi arkadaşlarım hasat zamanı daha çok şarap üretimi için yetiştirilmiş üzümleri üreticisinden direkt olarak alıyor. Doğal olarak daha güzel bir şarap çıkıyor ortaya. Aklınızda bulunsun.


1-
Eğer 5 litre civarı şarap elde etmek istiyorsanız 8-10 kilo üzüm almanız gerekir.
Ben kırmızı üzüm kullanıyorum. Bu arada şaraba koyu kırmızı-bordo rengini üzümün kabuğu veriyor. Dolayısıyla ne kadar koyu renkli üzüm bulabilirseniz o kadar güzel ve koyu renkli şarap elde edebilirsiniz. Sıkarken dikkat ederseniz kırmızı üzümün içinin kırmızı olmadığını görürsünüz.

2- Üzümleri yıkamayın! Aldığınız gibi kullanın. Sadece içerisindeki çürükleri ve yabancı maddeleri ayırın. Üzerlerindeki bakterileri fermantasyonu başlatmak için kullanacağız, yıkamanız onları uzaklaştıracaktır. Dolayısıyla ekmek mayası falan eklemeye gerek yok. Saplarını ve çöplerini de ayıklamanıza gerek yok. Elde ettiğiniz şıranın içerisine 10 litreye bir çay bardağı kadar şeker ekleyebilirsiniz. Ancak üzümleriniz az sulu ve çok tatlıysa gerek yok. Sadece yemeklik üzümler yeterince tatlı değilse bu eklemeyi yapın.

--------------------------------------------
İsteğe kalmış kısım:


Bu işi usulünce yapmanız için bir hidrometreye ve içinde ölçüm yapmak için bir ölçü kabına ihtiyacınız olacak. Medikal malzeme satan yerlerde bulabilirsiniz. Yoğunluk değeri 1,095 = Litre/Şeker oranı 248 = Alkol Yüzdesi 12,3 (bütün değerler birbirinin karşılığı) değerini gördünüz mü? Tamamdır.
--------------------------------------------

3- Ben az yaptığım için elimle sıkıyordum üzümleri. Biraz zahmetli ve uzun sürüyordu. Ayrıca ikinci bir sıkıştırma gerektirmesin diye üzümleri neredeyse tek tek sıkıp sularının iyice çıkmasını sağlıyorum. Dikkat üzümleri sıkarken bir alet kullanırsanız çekirdeklerinin kırılıp, ezilmemesine dikkat edin. Şarabın tadını bozarlar. Kırılmazlarsa şıranın içerinde kalmalarının sakıncası yok.

Elle sıkmak zor gelebilir. Bu durumda döküm altı olan bir orta boy çelik tencere ile üzümleri plastik bir leğenin içinde ezebilirsiniz.

Bir kaç yıldır üzümleri aldığım yerde patlatan bir alet var. Artık bu sayede işler çok daha kolay oluyor.

Şarap sıkma işi makine ile daha kolay yapılıyormuş! İşte, nasıl yapıldığını aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz.


4- Sıkılmış üzümleri ve saplarını, çekirdeklerini, çıkan suyu (şıra) yani elinizde ne varsa hepsini bir şişeye ya da turşu kabına doldurun. Ben 10 litrelik su pet şişelerini, ya da 20 litrelik turşu pet şişelerini (bu tür öteberi satan mahalledeki dükkandan aldım) kullanıyorum (Nedenini az sonra okuyacaksınız).


5- Şişenizi ağzına kadar tıkabasa doldurmayın. Fermantasyon sırasında posa ve çerçöp kısmı yukarı doğru çıkacağından taşar. 7 - 15 santimlik bir boşluk bırakmanız iyi olur. Çok şarap yapacaksanız 20 litrelik kalın su petlerini kullanabilirsiniz ama ağızları vidasız olduğundan gaz çıkışını kontrol etmek zor olur.


6- Şişenizi karanlık ve ne çok serin, ne de çok sıcak bir yere koyun. Eğer bir deponuz varsa olur. Yoksa tuvalet bu iş için uygun bir mekan.


Hava kilidi ile çıkan gazı sorunsuzca dışarı atabilirsiniz. 

7- Fermantasyon genellikle 1 ya da ikinci güne kadar başlar. Şişenin genleşmesinden ve gerginliğinden bunu anlayabilirsiniz. Şişede oluşan karbondioksit nedeniyle dışa doğru bir basınçtan oluşan bu durum normaldir. O gazın dışarı çıkması, buna karşın içeri ortamın havasının şişenin içine girmemesi gerek (Yoksa şarap bozulabilir). Pet şişenin ağzındaki kapağı dikkatlice aralayıp (tam açmayın) gazın yavaş yavaş sızmasını sağlayacak şekilde bıraktığınızda, sorun kalmaz. Kokladığınızda ekşi bir koku alacaksınız (Ekşi ekmek mayası da benzer yöntemle elde edilir). Gün geçtikçe dikkat ederseniz, bu kokuya belirgin bir şekilde alkol kokusu da eklenecek. Kapak yerine alternatif olarak şişenin ağzına bir ameliyat eldiveni takabilirsiniz. Şişen eldiven, kenarlarından fazla basınçlı gazı atar (iyi ayarlayamazsanız eldiven gaz atacağına füzeye dönüşerek fırlayabiliyor!). Görüntüsü de değişik olur ;) Daha da düzgün olsun isterseniz bir hava kilidi alın (12-15 TL) şişenin ağzına onu takıp, içine de biraz su koydunuz mu, şişenin içerisindeki pozitif basınç nedeniyle karbondiyoksit dışarı çıkar ama içeri hava girmez.

Basit Hava Filtresi nasıl yapılır?


8- Dört gün kabukla bekletmek rengi ve kokuyu almak için yeterli oluyor, fazla beklerse tadında bozulma olabiliyor. Bu biraz üzüme de bağlı aslında) alt kısımda koyu renkli bir sıvı birikimi net bir şekilde görülebilecek duruma gelir. Ayrıca en altta beyaz bir tortu da oluşmuş olmalı. Bu tortu genellikle şekeri yiyip, alkol oluşturan bakterilerin kendi atıklarından (alkol) dolayı hafif uykuya geçmeleri nedeniyle ortaya çıkar.



9- 4 gün geçince elimizdeki yarı mamülü içerisindeki çerçöp, sap ve posalardan arındırmamız gerekiyor. 10 litrelik pet su şişelerinden kullandığınızda başta içine bu malzemeleri doldurmak zor da olsa, ağzın darlığından dolayı, bir huni yardımıyla bir diğer pet şişenin içerisine önce sıvı kısmını alsanız, daha sonra da şişeyi diğerinin üzerine yerleştirip birkaç saat süzülmesini bekleseniz hemen hemen tüm posayı sıvı kısımdan ayırırsınız. Daha önce güzelce tek tek sıktığımız için yeniden preslemeye gerek yok. Geniş ağızlı bir turşu kabı kullanıyorsanız cibreyi (katı kısımlar ve sıvı) üzerine bir tülbent açtığınız leğene boşaltıp, daha sonra tülbente sıkıştırdığınız malzemeyi güzelce sıkabilirsiniz. Dolayısıyla bu yöntemle kaybınız daha az olabilir. 22 kilo üzüm tülbentte sıkılınca 3 kilo kadar posa kalıyor (üzümler, sapları ve çekirdekleri). Bu malzeme 19 litrelik su damacanasını dolduruyor. Geriye damacananın ağzını kapatıp tıpaya bir hava filtresi takmak kalıyor.




10- Süzülmüş yarı mamul kokusu artık daha çok şaraba benzer. Tadına bakın. Fermantasyon bitmediği için biraz buruk, biraz da şekerli bir sıvı olmalı (üzümüne göre değişebiliyor). Yeniden ağzını kapatıp fermantasyonun sürmesini ve gazın çıkmasını sağlamanız gerekecek.


11- Gaz çıkışı tamamen bittiğinde (1-2 ay sürebilir) Bir başka şişeye bir hortum yardımıyla üst kısımdan aktararak altta biriken beyaz kesimden kurtulun. Bu tortu kısmı şaraba karıştırmadan şarabı üzerinden dikkatlice almanız gerekiyor. Gaz çıkışının bitip bitmediğini gazın çıkışının durmasından anlayabilirsiniz ;) Ayırdığınız şarabı bir süre daha dinlendirdiğinizde yeniden beyaz tortu oluşabilir ondan da aynı şekilde sıvıyı başka bir şişeye aktararak kurtulabilirsiniz. Bu şarabınızın berraklaşmasını sağlar. Burada şişeden şişeye aktararak berraklaştırdığınız şarabın bozulmasını önlemek için şişenin üzerinde fazla hava kalmamasına dikkat etmeniz gerekir. İşiniz bittiğinde ayrı şarap şişelerine aktarıp ağızlarını kapatarak şarabınızı saklayabilirsiniz. Bunun için içi güzelce yıkanıp, temizlenmiş bir litrelik vidalı kapaklı şarap şişelerini kullanabilirsiniz.

Dinlendirme:

Şarap dinlendikçe güzelleşir. Serin bir ortamda şarabınızı pet su damacanaları içerisinde dinlendirebilirsiniz. Daha iyisi cam, metal hatta olursa meşe fıçıdır. Dinlenen şarap kesinlikle ışık görmemeli. Eğer meşe fıçı dışında bir yerde duruyorsa ağacın tadını da şarabınıza katmak isteyebilirsiniz. Bunun için ham meşe kıymıklarını fırında kuruttuktan sonra kullanmak bir yöntem olabilir. Hazır kesilmiş meşe fıçı küpleri ya da kıymıkları da satılıyor ama fıçı tadını taklit edebilmek için çok fazla kullanmanız lazım!

Fırınlanmaya hazır Meşe Kıymıkları.

Şaraba atılacak meşe kıymıklarını ne kadar fırında tutmak lazım?

Ham meşe kıymıklarını 230 derece fırında 45 dakika kadar tutabilirsiniz. Zaten, mutfak buram buram meşe kokmaya başlayınca olduğunu anlarsınız. Ben soğumalarını beklemeden damacanalara meşeleri ekledim. Ne kadar koyabiliriz sorusuna ise ne kadar çok koyabilirseniz o kadar iyi olur diye cevap verebilirim. Fıçı yüzeyine ne kadar iyi karşılık gelirse o kadar iyi olabilir. Kıymıkları atmazsanız bir sonraki sene yeniden kullanabilirsiniz.


Benim denememde son derece iyi bir meşe tadı şaraba eklendi. Dolayısıyla bu adımın çok hoşunuza gidebileceğini düşünüyorum.

Fırından yeni çıkmış meşe kıymıkları buram buram kokuyorlar.

Şişelenmiş Şarap
Piyasada şişe, mantar, şişeye mantar takma aleti, ısı ile daralan şişe kapşonu satılıyor. Şişeleri eskiden tükettiğiniz ürünlerden ya da çevrenizden temin etmeniz de mümkün..

Eski şarap şişesi etiketlerini şişeleri bir kaç saat suda bekleterek çıkartabilirsiniz.

Yukarıda sayılan malzemeleri temin edip şarabınızı şişeleyebilirsiniz. Şişe mantarı takma makinesi şart mantarı başka türlü şişenin ağzına geçirmek pek mümkün değil. En pahalı yatırım bu alete oluyor ne yazık ki.

Şarap etiketi de bilgisayarda yazı programında hazırlanabiliyor. Ortaya oldukça hoş görünen bir şişelenmiş şarap çıkabiliyor. Arkadaşlarıma şaraptan tattırıp yüzlerindeki inanmaz ifadeyi görmeyi seviyorum. :)



Afiyet olsun. Fazla içmeyin. Günde bir kadeh şarap güzeldir. Fazlası zarar!


Yukarıdaki görselde yer alan alkole karşı uyaran etiketin meali şu olmasın sakın! 18 kadehten fazla içerseniz, arabanızı kaybedebilir dahası hamile bile kalabilirsiniz!

--------------------------------
Okumak İçin Güzel Bir Gün!


Mutluluk Saçan Işık: 
Çoğu Bilim Kurgu, Bazıları Sadece Kurgu Hikayeler isimli kitabımı okumaya ne dersiniz?
Çok sürükleyici ve elinizden bırakamayacağınız bir öykü kitabı.
Sadece Google Kitaplar'da satılıyor.



-------------------------------

22 Temmuz 2014 Salı

Facebook Edgerank Nedir?


Edgerank Nedir?
Edgerank, haber kaynağınızda nelerin gösterileceğine belirlemek üzere Facebook tarafından geliştirilmiş bir algoritmadır.

Edgerank=Yakınlık+Ağırlık+Zaman

olarak basitçe formüle edilebilir.

Yakınlık: İçeriği görüntüleyen ve onu oluşturan kullanıcı arasındaki yakınlıktır.
Ağırlık: İçeriklerin durum, beğeni, yorum, etiket ve benzeri etkileşimlerinin etkisidir.
Zaman: İçeriğin paylaşıldığı andan uzaklaştıkçe içeriğin önemi azalır.

Facebook haber kaynağınızı oluştururken kendi oluşturduğu algoritmaya göre size hangi arkadaşınızın paylaştığı içeriği göstereceğini belirleyip gösterir.

İyi Tarafları:
Böylece durmadan akan ve sizi pek de ilggilendirmeyen pek çok içeriği görmezsiniz.
İlgi alanlarınızda olan arkadaşlarınızın içeriklerini daha fazla görürsünüz.
Başkalarının ilgisini çekmiş ve etkileşime geçilmiş içerikler daha fazla görünür. Böylece daha ilginç gönderileri görürsünüz.

Kötü Tarafları:
Pek çok eski arkadaşınızın belki de sizi ilgilendirecek ancak başkaları tarafından beğenilip, yorumlanmamış yani etkileşime geçilmemiş içerikleri gözünüzden kaçar.
Yanlış bir zamanlama ile gönderilmiş içerikler gözünüzden kaçar.
Sevdiğiniz ama pek fazla içerik göndermeyen arkadaşlarınızın arada sırada yolladıkları size gösterilmeyebilir.

Ne yapmalı?

Okur olarak: 
Arkadaşlarınızı gönderilerini kaçırmak istemezseniz onları yakın arkadaşlarınız olarak işaretleyebilirsiniz.


Haber Kaynağınızda görmek istediğiniz arkadaşlarınızın gönderdiği içerikleri beğenip, yorum yazabilirsiniz.
Arkadaşlarınızın yolladığı konu ile ilgili #hashtag ekleyebilirsiniz.

İçerik Üreten Olarak:
Gönderilerinizde Resim kullanın. Twitter, Pinterest, Flickr, gibi diğer sosyal ağlardan bağlantılı olarak otomatik gönderdiğiniz içerikler yerine direkt olarak içeriği Facebook'a gönderin.
Kaliteli ve ilgi çekicek içerikler gönderin.
Başkalarının ilgi çeken içeriklerini yeniden paylaşmak bir çözüm olabilir. Ancak özgün içerik paylaşmak daha değerlidir.
Paylaşım ayarlarınızı gönderilerinizi herkes görmesin diye sadece arkadaşlar olarak belirlediyseniz böyle gönderilerin geniş kitleler tarafından görülebilmesi için sadece o gönderiyi "Herkese Açık" olarak işaretleyebilirsiniz.
Daha çok arkadaşınızın ilgi gösterdiği içerikleriniz normalde içeriğinizi kendi haber kaynaklarında görmeyen arkadaşlarınız tarafından da görünür. Dolayısıyla en çok etkileşim alan içerik daha görünür olacaktır.

Neden Böyle Bir Edgerank sistemi var?
İçerikler sıralanmadığı durumda haber kaynağınız pek çok içerikle dolar. Özellikle arkadaş sayınız 500 üzerindeyse durmadan gönderiler sayfanızdan akıp durur. Buna güzel bir örnek Twitter akışınızdır. Twitter gibi bir ortamda 500 üzeri takip ettiğiniz hesap varsa her dakika 10-30 arası yeni içerik eklenecektir. Böyle bir akışı takip etmek pek mümkün değildir. Benzerinin Facebook'da olmaması için böyle bir algoritma geliştirilmiştir. Zaman zaman bu algoritmada değişiklikler ve ayarlamalar da yapılmaktadır.

Son olarak http://edgerankchecker.com/ gibi araçları kullanarak sayfanızın değerlendirmesini de yapabileceğinizi belirteyim.

İyi günler dilerim.

23 Haziran 2014 Pazartesi

Ankara'nın Nostalji Tramvayı (Troleybüs)


Yıl 2014, bu sene metro Ankara'da daha fazla yere kolayca ulaşmamızı sağladı. Umarım yakın gelecekte daha da çok yere kolayca, trafiğe takılmadan ve gece, gündüz demeden ulaşabiliriz.

Ulaşım, giderek büyüyen ve genişleyen bir şehir olan Ankara'nın önemli bir konusu. 

Ulaşım işine hem analitik olarak hem de duygusal açıdan insan boyutunu gözardı etmeden yaklaşmak lazım. Sadece şehir içine değil şehirlerarası ulaşım da kolaylaşmalı ve bana sorarsanız tren yolları ile halledilmeli. 

Örneğin neden Ankara'dan trene binip Antalya'ya 3 saatte ulasıp denize girdikten sonra geri dönmek mümkün olmasın? Ya da İzmir'e boyoz yemek için gitmek, neden güzel bir pazar günü keyfi olmasın?

Yeniden dönelim yaşadığım şehir Ankara'ya.

Düşünüyorum da, sadece kazılıp, kazılıp kapatılan sokaklar, bir defalığına kazılsa. Kazılan bu sokakların altından ulaşım, pis-temiz su, gaz, telekom, elektrik vs. altyapıları halledilse kötü mü olurdu? 

Sizce, Ankara tekrar, tekrar kazılıp kapatılmaktan şaşkına dönmüş sokakların masrafını karşılayacak hovardalıkta bir şehir mi?

Ulaşım konusunda alternatiflerin artırılması ve korunması da hep göz ardı edilmiştir. Üstten giden hafif raylı tramvay çözümleri ne hikmetse hiç girmemiştir bu seçenekler arasına. Onlarca yıl inşaası süren gerektiği zamanda bitirilemeyen metrolar da ulaşıma sekte vuran unsurlardandır.

Büyük şehirin sorunlar da büyük oluyor. O nedenle sorunları büyümeden halledebilsek daha iyi olur. Şehrin büyüme paterni sır değildir sanırım. Buna göre yollar ve ulaşım altyapısı bir arada gerçekleştirilse belki ilk yatırım için büyük bir ödeme gerekebilir. Ancak daha sonra gerçekleşecek olan tasarruf göz önünde tutulursa "bir kere yap, tam yap" düşüncesinin mantığı ortaya çıkar.

Yeni iyidir, güzeldir ama eskisi de bir şehrin ruhunu ve albenisini yansıtır. Hiç tanımadığınız bir şehre gittiğinizde o şehrin geçmişine ait ipuçları görmek hangimize güzel gelmez ki? Şehrin geçmişinden bu yana ayakta kalmış yapılar turistik açıdan albeniyi artıran unsurlardandır. Şehrin geçmişinde kullanılmış taşıt araçları da böyledir. İstanbul Beyoğlu'nda yıllar sonra yeniden döşenen raylar üzerinde yeniden yolcu taşımaya başlayan nostaljik tramvayın şehrin değerine önemli katkısı vardır. 

Ankara'da 1940'lı yıllarda hizmete girip neredeyse 40 yıl boyunca kullanılmış Troleybüslerimiz ne yazık ki kaybedilmiş şehir sembollerimizdendir. 

Troleybüs elektrikle çalışan bir tür otobüstür. Elektriği, tepesinde bulunan iki anten gibi boru sayesinde yukarıya döşenmiş özel elektrik hattından alır. Türkiye'de ilk troleybüs Ankara'ya gelmiştir. Öyle sayıları da çok değildir. Ankara'da toplam 33 troleybüs sefere çıkabilmiştir. Elektrik alan boruları nedeniyle halk arasında "boynuzlu" lakabıyla anılan bu araçlar, ara sıra yerinden çıkan boynuzlar nedeniyle zaman kaybına yol açsa da keyifli bir seyahat vasıtasıdır. 

Görsel eba.gov.tr sitesinden alınmıştır.

Bahçelievlerin 7. caddesinin sonunda (Milli Kütüphane tarafı) Eser sitesi karşısında büyükçe bir yarım daire şeklinde cep bulunur. Bu cep troleybüslerin gelip 360 derecelik bir tur atabilmeleri için yapılmıştır (yukarıdaki troleybüs bahsettiğim cebin içerisinde görülüyor). Yine bu troleybüslerin gelip, bu cepte durmaları ve son durakları olması nedeniyle buraya "sondurak" denilmiştir. 

Çocukluğuma ilişkin en zevkli seyahatlerin "troleybüsler" ile yaptıklarım olduğunu söyleyebilirim. Şimdi olsa aynı keyifle bu araçlarda etrafı dolaşacağımı söyleyebilirim. Hele ki Ankara'nın gezilebilecek yerlerini bu vasıta ile gösteren bir şehir turu olsa, hiç boş kalacağını sanmam.

Şimdilerde, böyle bir eski püskü ama elden geçirilmiş trolleybüs şehrin görülecek yerlerinden geçen bir güzergahda çalışsa kötü mü olurdu? 

Tarihini yeni nesillere, uzaktan gelen ziyaretçilere anlatan böylesi bir araç, sizce de şehrin değerini artırmaz mıydı?

Duyar gibi oluyorum, "tüm sorunlar çözüldü sıra troleybüs denilen zombilerin hayata döndürülmesi mi kaldı?" diyenleri. "Tüm sorunlar da çözülsün, Troleybüsler de eski güzel anıların canlı tanıkları olarak, bir hatta çalışsın dursun, güzel olur" diyorum ;)

15 Haziran 2014 Pazar

Körler Ülkesinde Tek Gözlü Kral Olur(*)


Eğitim sistemimiz pek de iyi sayılmaz. Yıllarca üniversite için o kurs senin, bu benim dolaşıp duruyoruz. Okuldaki eğitim yeterli olmuyor, üstüne fazladan destek alıyoruz. Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (YGS) giren öğrencilerden 3 te 1'i ya da daha fazlası matematikten 0 (SIFIR) alıyor.

10 Haziran 2014 Salı

INGBANK Müşterini Yakından Tanı


Az önce bir ileti kutuma bir reklam düştü. Sevdiğim bankam INGBANK yollamış.

"Sayın,
BURÇAK ÇUBUKÇU
18 Haziran’a kadar İnternet veya Cep Şube’ye giriş yapın, EsteeLauder.com.tr'den
150 TL ve üzeri alışverişlerinizde 214 TL değerindeki Estee Lauder'in en iyilerinden oluşan bakım ve makyaj hediye setini kazanın!
İnternet ve Cep Şube’ye kart bilgilerinizle ya da şifrenizi 0850 222 0 600 Telefon Bankacılığı'ndan alarak T.C. Kimlik Numaranızla giriş yapabilirsiniz."
diyor.

Tamam genellikle kadınların kullandığı üniseks bir isme sahip olabilirim de, CRM yazılımınızda cinsiyetim yazmıyor mu?

Yoksa yolladığınız iletilerde cinsiyet gözetmiyor musunuz?

Lütfen böyle şeylere dikkat edin. Bana komik geliyor ancak rahatsız ettiğiniz bir kesim olabilir! Erkek adam ne yapsın makyaj malzemesini? Elektronik öteberi, kamp malzemesi, balık oltası falan ilgi çekebilir de o kremler, kalemler erkekler için genellikle bir değeri olmayan metalar canımın içi.

Yoksa sübliminal mesaj mı veriyorsunuz? :)

İşte böyle.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Instagram'ın Yeni Ayar Verme Seçenekleri



Instagram yeni güncellemesi ile (04.06.2014) daha çok görüntü ayarlama seçeneklerine kavuştu.

Instagram popüler bir fotoğraf paylaşma sosyal medya hizmeti. Uzun zamandır çekilen sıradan fotoğrafları standart filtrelerden geçirerek nispeten güzel görünümler elde edip arkadaşlardan beğeni almak üzerine kurulu olarak hizmet veriyor.

Bu gün gelen yeni sürümle hem ios hem Android cihazlarda daha fazla değişiklik yapmaya imkan veren bir hal aldı Instagram.



Renk doygunluğu, sıcaklığı, keskinliği, parlaklığı, bulanıklığı gibi pek çok ayar tek tek yapılabiliyor.

Dileyenler için eski filtreler de yerinde duruyor. Dilerseniz hiç uğraşmadan filtre seçip geçmek hala mümkün.

Bütün bu detaylı yenilikler Instagram gönderilerinin yapılma hızını biraz yavaşlatacak. Kullanıcılar için iyi mi olur kötü mü yakında anlarız.

Hadi hemen bir iki çay, kahve fincanı çekip deneyin yeni değişiklikleri ;)

Google Play linki

23 Mayıs 2014 Cuma

Sezgi ve Sanrı


Bir çıkarım sizi gerçeğe ulaştırıyorsa ona sezgi, gerçek dışında herhangi bir yere ulaştırıyorsa ona sanrı denilebilir.

Aslında son sözü önceden söyledikten sonra bahsedecek bir şey kalmamış olması lazım ama yine de konuyu açayım.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Sürüdeki Kara Birey


"Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesine hedef olarak yaşadım."
Giordano Bruno


21. yüzyılda yaşıyor olmak, insanlık tarihi ile karşılaştırıldığında kısa yaşam süremiz için, çok uzun bir sürecin ileri bir noktası olarak görünebilir. Oysa evrenin saati için bir "tik" bile değildir.

Bakteri popülasyonlarından beri, birlikte olmak ve bunun getirdiği güç ile türünü sürdürmek ve gelecek nesilleri garantilemek mümkün olmuştur.

Sanırım sorun, bilgiyi depolamak ve yeniden kullanmak ile başlamış olmalı. Canlı toplulukları son derece sınırlı bir şekilde bilgiyi nesilden nesile aktarabilmişlerse de bunu insan kadar iyi yapabilen bir başka tür günümüze kadar ulaşamamıştır.

Konuşma, birinci önemli aktarma aracıyken, yazının bulunması uygarlığın gelişmesine neden olmuş olabilir. Böylece deneyimler kaybedilmeyen, gelecek nesle çok daha kolay aktarılan kavramlar haline gelmişlerdir. Tuğla üzerine tuğla eklenerek insanlık mabedi inşası yapılabilmiştir. Dönüp geçmişe baktığımızda, duvarın inşasında önemli bir ilerleme kaydettiğimizi söylemek zordur. İnsanlık tarihi savaşlar, acılar ve insanların birbirlerine yaptıkları kötülükler ile doludur. Günümüzde durumun değiştiğini ileri sürmek zordur. İşin komik yanı biz eskisine göre uygar olduğumuzu iddia edebiliyoruz. Tamam, belki toplumdaki aykırı sesleri artık yakarak yok etmiyoruz (yoksa ediyor muyuz?) ama yakın zamanlarda şiddet görerek, bir patlama ile parçalarına ayrılan, düşünceleri nedeniyle hayattan koparılan aydınlar ile dolu bir yakın geçmiş neyin nesidir?

Bir topluluğa ait olup, birlikte hareket etmek kolaydır. Hayatınızı başkalarının koyduğu kesin kurallar içerisinde yaşamak, ne yapacağınızı, nasıl yapacağınızı size söylendiği şekilde yerine getirmek hem sizi, hem de dahil olduğunuz grubu hayatta tutar. Ancak böyle topluluklar nitelikleri gereği var olan tutuculukları yüzünden aykırı sesleri tehdit olarak değerlendirmişlerdir. Aslında aykırı sesler gerçekten "sürü" için tehlikelidir. Düzeni bozup, birlikte hareket etmeyi tehlikeye sokabilir.

Topluluk zaman içinde kolayca yozlaşabilir. Ahlaksızlık, kötülük, yalan, şiddet, zulüm genel geçer kurallar haline gelebilir. Geniş kitleler, giderek sıkılaşan boyunduruklarına rağmen, mevcut durumu bozmanın getireceği kaçınılmaz yok oluşun korkusu ile düzeni ayakta tutar. Ancak, belki de kurtuluş, gerçekleri görmek ve sevgi ile mümkündür.

Ortaçağ baskıcı düzeni aydınlanma ve bireylerin bir nebze kendilerini yeniden şekillendirmeleriyle yıkılabilmiştir.

Farklı düşünebilmek ve dikte edilenlerin dışında gerçeklerin farkına varmak, kendini gerçekleştirmenin belki de ilk adımıdır.

Birey olmak, insanı sonunda yalnız kalmak gibi istenmeyen bir duruma düşürse de, aslında insanlık için ilerlemenin anahtarıdır. Bunun için de kaçınılmaz gereklilik, sorgulamak ve düşünebilmektir.

Sonu dünyada ateş ile yüzleşmek bile olsa, gerçeğin peşinden koşmuş BİREYlerin sıcak (!) anısına saygıyla.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...