31 Ekim 2011 Pazartesi

Bulut Bilişim Nedir?



Sanırım Bulut Bilişim fantastik adı ile kafaları karıştırıyor. Bu konuya kendimce bir açıklık getirmenin zamanının gelmiş olduğunu düşünüyorum.

Protokol kuralları, içine insanın girdiği her yerde kendini gösterir. İnternet'te de kurallar daha ilk zamanlarından beri bellidir. İnternet protokolüne, IP denir. Küçük bilgi kırıntıları gönderildikleri yerden hedeflerine ışık hızında ulaşırlar. Bu sayede İnternet verileri yerden, işletim sisteminden, programlardan bağımsız olarak özgürce varlıklarını sürdürebilirler. Bu ortam sanal alemde bir bulut ortamı ile sembolize edilir. 

İnternet'in ilk kullanılmaya başladığı yıllardan beri haberleşme bulutu olarak tanımlanmıştır.  Haberleşme bulutu içerisinde belgeler, mektuplar, ses, görüntü ve benzeri pek çok içerik barındıran bir mecradır. Dolayısıyla "bulut bilişim" her ne kadar günümüzde popüler olmuş bir sözcük gibi görünse de aslında geçtiğimiz yüzyıldan kalmadır.

Bulut bilişim sayesinde yerden (lokasyon) bağımsız, işletim sisteminden bağımsız, aygıttan bağımsız bir bilişim söz konusudur. Belgelerinizi artık yedeklemeniz veya yanınızda taşımanız gerekmez. Tek ihtiyacınız gerektikleri zaman İnternet'e erişip belgenize ulaşmaktır. Bunu, dizüstü bilgisayarınızla dropbox hizmetine yolladığınız bilginize, dünyanın öbür ucunda, ya da yan odada telefonunuz ya da tablet bilgisayarınızdan ulaşarak da deneyimleyebilirsiniz. Bir başka örnek vermek gerekirse yine dünyanın bir ucundaki şantiyenizdeki muhasebeciniz nerede bulundurulduğunu bilmediğiniz, bunu pek de önemsemediğiniz muhasebe yazılımı ve verilerine erişip bilgi girdiğinde de deneyimleme şansınız olur. Ama en yaygın olarak mail hizmetlerini örnek verebiliriz. Gmail, Hotmail, Yahoomail gibi yaygın kullanılan hizmetler bulut bilişimin en iyi örnekleridir.

Umarım bu yazı bulut bilişim hakkında oluşmuş olan mevcut farkındalık için bir katkı sağlar ;). 


24 Ekim 2011 Pazartesi

Van Depremi


Bu ülkenin insanları acı çekiyor, soğukta titriyorlar. Diğer yandan kayıplarını ve göçük altında yaşam savaşı verenleri arıyorlar.

Doğal bir afet sonunda zarar gören vatandaşlarımıza dört bir yandan yardım eli uzanıyor.

Sosyal medya da bu defa etkinliklerde önemli bir rol oynuyor. Yardımların toplanması ve yönlendirilmesinde son derece faydalı etkinlikleri görmek umut verici.

Evet, bu ülkede hala umut var!

Yardım etmek için açılan sayfalardan http://www.adres.com/van/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Görsel Trako Light sitesinden alınmıştır.

Van için Herkes Tek Yürek!


Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:

1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30

3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947 
T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03

Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

20 Ekim 2011 Perşembe

Yandex Türkiye

(*)

Yandex, sıradan bir İnternet kullanıcısının anlayabileceği şekilde: Google alternatifi olarak tanıtılabilir.

Yandex'in Rusya, Ukrayna, ABD ve Türkiye'de ofisi bulunuyor. Yandex Rusya'da kurulmuş. Ukrayna ve en önemli rakibinin memleketi olan ABD'de ofislerinin olması anlaşılabilir. Ancak Türkiye'de neden ofis açtılar doğrusu bunu anlamakta güçlük çekiyorum.

Tamam Türkler Facebook deyince Dünya'ya parmak ısırtıyorlar belki ama herkesin açılış sayfası Google arama motoru. Bir adresi http://www.hurriyet.com.tr şeklinde yazmak yerine de her gün de gitseler Google'dan Hürriyet diye aratıp siteye giren dev bir kullanıcı kitlesi mevcut. "Yandex'i kullanır mıyız?" işte kocaman bir soru işareti. Gerçekten Türkiye'ye neden geldiklerini merak ediyorum!

Yandex Google hizmetlerini hemen hemen aynen veriyor. Henüz Türkiye açılışını yapalı 1 ay olmuştu ki dün Webrazzi etkinliğinde yaptıkları tanıtımla "Panaroma" (cadde ve sokak 360 derece görünümleri) ile trafik durumunu gösteren haritalar servislerini tanıttılar.


Doğrusunu isterseniz, 360 derece görünüm sağlayan özellik müthiş. Üşenmemiş Türkiye'de pek çok şehirde çokça fotoğraf çekmişler. Fotoğraflarda yüzler ve araç plakaları bulanıklaştırılıp okunmaz hale bile getirilmiş (taksilerin kapılarındaki yazılar unutulmuş bu arada :).

Trafik servisini ise anlık olarak vermesi ilginç. Ancak verileri nasıl elde ettiklerini çok merak ediyorum. Webrazzi etkinliğinde gelen bir soru üzerine, tanıtımı yapan Serhad Akkoç, anlık trafik bilgisini gps'li akıllı telefonlar aracılıyla aldıklarını belirtti.

Hemen mobil uygulamalarına baktım ama bir uygulama göremedim sitelerinde. Bu gün üzerinden 24 saat geçtikten sonra :) nihayet aklıma Android Market'e bakmak geldi. Gerçekten bir çok Yandex uygulaması var ama hiçbiri indirilemiyor ya da kurulamıyor, çünkü hiç biri Türkiye için yapılmamış.
Belki iPhone için bir şeyleri vardır ama bende de o yok.

Bu durumda kendi trafik ekipleri dolaşıyor olmalı trafikte ama bu da insana pek akılcı gelmiyor. Bu durumda verilen trafik bilgisi biraz sallama, biraz istatistiki olmalı ama anlık değil. Zaten bu gün eşim trafikte bulunduğu noktanın bir kazadan dolayı neredeyse kitlenmiş olduğunu söylediğinde Yandex haritalar sitesinde anında bunu görmeyince durumu biraz çakar gibi oldum. Kimbilir, belki yakında Android Markette bizim indirip kullanacağımız sürümler çıkar. Bu sayede gerçek zamanlı trafik izlenebilir.

Son söz. Alternatifler iyidir ama, kendi yaptığım iş açısından ucundan tutar gibi de olsa arama motoru işi yapan kaliteli bir şirkette çalışmış biri olarak söylüyorum, işleri zor doğrusu.

Not: Yazıyı yayınladıktan sonra Friendfeed'den Burak Diri'nin uyarısı üzerine http://harita.yandex.com.tr adresine Android Telefonumla girip uygulamayı indirip kurdum. İlk izlenimlerim olumlu. Yarın trafikte de deneme şansım olacak. Böylece anlık trafik bilgisine de katkıda bulunmayı umuyorum.

Ürün tanıtımını yapan Sayın Serhad Akkoç bana mail ile ulaşarak aşağıdaki açıklamayı yazmış aynen veriyorum: "Trafik konusunda kısaca bilgi şudur: Şu aşamada iş ortaklarımızdan gelen (Araç Takip Firmaları) GPS sinyalleri ile sistemi açmak ve belli bir seviyede tutmak için kullanılmaktadır. Asıl model ise akıllı telefonlarda (GPS) kurulacak Yandex.Haritalar uygulamasından "onaya bağlı" gelecek sinyallerdir...yani sistemi araç takip firmaları değil, mobil Yandex.Haritalar kullanıcıları besleyecektir."

Ben bu gün sistemi telefonumda kullanmaya başladım ve veri de gönderdim. Sistemin kullanıcılar tarafından desteklenip kullanılmasını diliyorum.
(*) Görsel http://company.yandex.com.tr/general_info/yandex_offices.xml adresinden alınmıştır.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Yeni Medya ve Ekonomi



Giderek daha çok duyduğumuz Yeni Medya kavramı ve mevcut ekonomik yapıya sağladığı uyum bana çok ilginç geliyor.


Yeni medya kaset, cd, dvd gibi bir kayıt ortamı değil. Yeni medya İsmail Hakkı Polat hocanın belirttiği üzere, "internet ya da mobil ağlar üzerindeki tüm iletişimi kapsayan bir ortam". İnternet ve mobil ağlar kullanıcıya etkileşim ve paylaşım ve kendini ifade etme imkanı sundu. Sadece fikirlerin değil, duyguların da paylaşılmasına olanak verdi. Paylaşılan duygular büyüdü kimi yerde baskıcı rejimlerin devrilmesinde bile rol oynadı.


90'lı yılların ortasında İnternet haşarı, kalıbına sığmayan, özgür bir ortamdı. e-ticaret, reklam gibi kavramlar ile pek tanışmamıştı. Dünya çapında bir ağ olduğu, bir kontrol edeni olmadığı için ilginç bir etkisi oldu insanlar üzerinde. Sınırları bir anda yıkıverdi. İnanılmaz bir hızla yayılmaya ve daha çok kullanılmaya başlayınca girişimcileri kendine çekti ister istemez. Herkesin "bundan nasıl para kazanırız?" yaklaşımı sonucunda İnternet'in kendine özgü gelir modelleri oluştu. Hiç bir şeyin bedava olmadığı ekonomi yapısında neredeyse her şeye bedava erişebilmek anlaşılmaz bir biçimde birbirine uyum sağladı. Bu konuda ilk önce e-posta servisi daha sonra anlık mesajlaşma servisleri veren servis sağlayıcılar öne çıktılar. ICQ, Yahoo, MSN, Skype gibileri göreli olarak bedava verdikleri hizmetleri ile kullanıcıları yani hedef kitlelerini artırmaya çalıştılar.

Rekabet kuralları gereği verdikleri servisler önce sınırlıyken daha sonra hayal bile edilemeyecek boyutlara ulaştı (e-posta). Tabi karşılığında mailinizin içeriğini okuyup yanında ilgili reklamlar yayınladılar ama bu da ekonomik yapının gereğiydi (anlayacağınız kişisel gizlilik pek önemsenmiyor ister istemez).

Daha sonra günümüze yaklaşınca sosyal medya diye bir kavram kendini yavaş yavaş belli etmeye başladı. Kitleleri daha önce hiç bir İnternet hizmetinin çekmediği kadar kendine toplayınca ister istemez ekonomik yapıya o da entegre oldu. Facebook yıllarca ilkokul arkadaşlarını birbirine bağlayan bir yapıdayken sosyal medya etkisiyle sosyal paylaşım sitesi olup çıktı. Ama aynı zamanda sayıları yüzlerle ifade edilen irili ufaklı rakipleri ile rekabet için yüksek kaliteli bir hizmeti yine göreli olarak bedelsiz sağladı. Google da benzer bir çıkışın peşinde olduğuna göre yeni medya'nın ekonomik sistemle fazlaca entegre olduğunu söylemek yanlış olmaz. Hatta yeni medya bizzat mevcut ekonominin bir ürünüdür bile denilebilir. Aksi taktirde bugün hala IRC ile sosyalleşmeye çalışıyorduk gibi geliyor bana.

Mevcut ekonomik yapıyı hatırlayalım: Diyelim tek kullanımda kelliği tedavi eden bir ilaç buldunuz. Bu ekonomik modele pek uygun değil. Astronomik bir fiyatla satamazsınız, ürünün içerik olarak benzerleri bunu engelleyecektir. Tek tablet satışı firmaya yeterli birikim sağlamayacaktır. Tüm potansiyel müşterilere erişim şansınız da çok değil. Bunun yerine kelliği durduran, ufak tefek bir iki tüy çıkartan bir ürün devamlı kullanılmak zorunda olsun. Bırakıldığında da kısa sürede etkisi ortadan kalksın. İste size ekonomik yapı için mükemmel bir ürün profili.

Bu ekonomik sistemle, göreli de olsa bedava hizmet verilen bir ortamın bir araya gelip gelir modelleri ortaya koyabilmesi gerçekten ilginç.


Görsel şuradan alınmıştır.

8 Ekim 2011 Cumartesi

JVC GC-PX10




Artık film çeken kamera ve fotoğraf makinesini ayrı almaya gerek yok. JVC GC-PX10 alıp iki ayrı cihaz taşıma zorunluğundan kurtulmak olası. 

Objektif film çekerken yakınlaştırıp uzaklaştırabilecek şekilde üretilmiş (bazı fotoğraf makineleri film çekerken ya hiç yakınlaştırma uzaklaştırma yapmaz ya da yaparken görüntüyü titretirler). 

12 Megapiksellik fotoğraf ve 1080 Full HD film çekebiliyor. 

Dışarıdan mikrofon takılarak amatörce film çekmeyi düşünenler için iyi bir çözüm 

İç hafızası 32 GB. Ek hafıza takılabiliyor.

Yakın gelecekte 30 megapiksel üstü makineleri piyasada göreceğiz. Dolayısıyla bu kadar büyük bir masraf yapıp bir makine alırken gelecekte düşük çözünürlüklü makinelerin en azından daha ucuza satılacağını akılda tutmakta fayda var.

Yurt dışında 900 USD fiyatla satılıyor. 




Dilerseniz özelliklerini aşağıda inceleyebilirsiniz.

JVC GC-PX10 Özellikleri
Görüntü Alıcı1/2.3-inch 12.75Megapiksel Back-illuminated CMOS
ObjektifKONICA MINOLTA HD OBJEKTİF
F2.8 - F4.5, f=6.7mm - 67.0mm 
(35mm film eşleniği 
[Full HD film çekimi] 43.3mm - 433.0mm
[Fotoğraf (4:3)] 37.4mm - 374.0mm)
Filtre Çapı46.0 mm
En az Işık4Lux (1/30 Enstantane hızı) 
1Lux (NightAlive Mode, 1/2 Enstantane hızı)
LCDDöndürülebilir 230K-piksel 3.0-inch genişliğinde, dokunmatik
Üzerindeki Flaş2m ya da daha yakında etkili
ISO HassasiyetiFotoğraf: Auto, El ile (100/200/400/800/1600/3200/6400)
OdaklamaAuto, Manual, Tele Macro, 9-Nokta Çoklu (Fotoğraf), 9-Nokta seçmeli (Fotoğraf), Yüz Tanıma, Yüz İzleme, Renk İzleme, Alanı dokunarak izleme
Odaklanma netleme (Fotoğraf)Çoklu patern, Nokta odaklanma, Ortaya odaklanma
Pozlanma kontrolüAkıllı Otomatik, Program AE, Diyafram Açıklığı Öncelikli AE, Enstantane Öncelikli AE, El İle
Yakınlaştırma OranlarıOptik: 10x, Sayısal: 64x, Dinamik: 19x (18x görüntü sabitleyici açıkken)
Sarsıntı DüzelticisiOptik görüntü sabitleyici (O.I.S.) ve Gelişmiş Görüntü Sabitleyici (A.I.S.)
Bağlantılar
Giriş-ÇıkışlarHDMI® çıkış (Mini), AV Çıkış, USB2.0, Mikrofon girişi, Kulaklık Çıkışı
DiğerAksesuar bağlantı ucu
Kaydedici
Kayıt tipiVideo: MPEG-4 AVC/H.264 (MP4)
Ses: AAC (2ch)
Fotoğraf: JPEG
Kayıt Ortamı32GB İç hafıza SDXC/SDHC/SD Hafıza kartı kullanılabilir*
Film kayıt tipleriHD1080 (UHR): 1920x1080/60P, 36Mbps
HD1080 (HR): 1920x1080/60P, 24Mbps
HD720: 1280x720/60P
iFrame: 960x540/30P
Fotoğraf boyutları[4:3] 4000x3000 / 2976x2232 / 1600x1200 / 640x480
[16:9] 4000x2248 / 2976x1672 / 1920x1080
[Stills in Video mode (16:9)] 3840x2160
Genel Özellikler
Güç TüketimiYaklaşık: 4.8W
Boyutlar (GxYxU)131mm x 67mm x 122mm
Ağırlık520g (pil dahil)

4 Ekim 2011 Salı

Sosyal Medya ve Sivil Toplum Kuruluşları



Sosyal medya, hayatın bir parçası haline geldi. İş dünyası, sivil toplum örgütleri, siyasetçiler kısacası tüm toplum kesimlerinin bir kulağı, gözü sosyal medya ya da yeni medya'da. Şirket yöneticilerinin yüzde kırkı günde birkaç kez; yüzde otuz altısı günde en bir kez sosyal medya sitelerine erişiyor ve kullanıyor (Kaynak: MTM sosyal medya araştırması). Markalar için ise sosyal medya, iletişim, pazarlama planlarında çoktan yerini aldı.

Sosyal Medya'da her şey, çok hızlı bir şekilde paylaşılıyor konuşuluyor. Önceki haberleşme yöntemlerine göre çok daha hızlı bir erişim söz konusu. Bir konunun yaygınlaşması söz konusu olduğunda Gazete, radyo, tv, e-mail Sosyal Medya karşısında yetersiz eski teknolojiler gibi kalıyor. Bu nedenle geleneksel basın yayın kuruluşları da bünyelerinde sosyal medya ile içeriğin paylaşılabilmesi için tüm imkanları kullanıyorlar.

İçerik, sıradan bir sosyal medya kullanıcısına adeta akıyor. Belki hiç bir zaman duyamayacağı ama onu ilgilendiren bir haber, bir köşe yazısı bir anda telefonuna, tabletine ya da bilgisayarının ekranına düşüveriyor. Kullanıcılar sosyal medyada normal şartlarda hiç tanışamayacağı binlerce kişiyle birlikte bir konuyu değerlendirip, görüşlerini belirtebiliyorlar.

STK'lar ticari şirketlere göre parasal anlamda oldukça güçsüzler. Ancak geniş kitlelere erişim konusunda firmalar kadar büyük bir ihtiyaçları var. Fikirlerini, etkinliklerini duyurmanın en ucuz yolu kuşkusuz sosyal medya. Şüphesiz bunu yapmak için çok yoğun çaba harcamak gerekebiliyor. Sosyal medyanın gücü de burada etkili tanıtım anlamında kendini gösteriyor.

Sosyal medyayı etkin kullanan sivil toplum kuruluşlarından en gözde olanlarından biri Greenpeace. Ülkemizde de pek çok iyi sosyal medya kullanıcısı sivil toplum kuruluşu var. WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Derneği), AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı), TEMA Vakfı ilk etapta akla gelenler.

Sosyal medya, yaşamlarını sürdürmek ve faaliyetlerde bulunmak amacıyla ortaya çıkan Sivil Toplum Kuruluşları için tanıtım ve üyeye dolayısıyla da bağışa ulaşmak için güzel bir mecradır. Faaliyetlerin anlatılması için sosyal medyadan daha düşük maliyetli bir mecra zor bulunur. Televizyonda yapılacak pahalı bir tanıtım yerine aynı medyanın video siteleri üzerinde yayınlanması çok daha iyi ölçülebilir bir kitleye erişim sağlayacaktır. Böylesi bir kampanya ile direkt yapılacak pazarlama Sivil Toplum Kuruluşu için iyi bir sonuç doğurabilir. Tabi tanıtım için kaçınılmak zorunda olunan maliyeti kampanyanın tasarımı ve hazırlanmasında kaçınmadan yapmak, kısacası iyi iş çıkartmak zorunluluğu hala bulunuyor ama bunu yayınlamak için katlanılması gereken yüksek maliyetler yok.

Dernekler için, iyi yönetildiğinde Yeni Medya devamlı bağış akıtan bir musluğa dönüşebilir. Böyle bir ağı kullanmamak sanırım pek rasyonel değildir. Bunun anlamı: çok yakın bir gelecekte şimdikinden çok daha fazla sivil toplum kuruluşunu sosyal medyada görecek olmamız sanıyorum.

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...