14 Mayıs 2014 Çarşamba

Soma


Soma adını duyduğumuzda hani şu ilkokulda (40 yıl önce) öğrendiğimiz "Orda bir köy var uzakta, Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür" tadında bir yerdi bizler için. Düne kadar!

Ne zaman ki içine kedi bile girmeden patlayan bir trafo yüzlerce canın yitip gitmesinden sorumlu dediler. İçim cız etti. Soma, iktidar partisini tercih edenlerin yarı yarıya olduğu bir yer. Yani gidenlerin muhtemelen yarısı da oylarını mevcut iktidara verdi. Statü korundu böylece. Ekmek parası için tehlikeli madenlere dalmak zorunda olanlar için bedeli büyük bir statü korunmuş mu oldu böylece?

Kaç kişi o madende hayatını kaybettiyse o sayıyı 5 ile çarpın. Hayır, üzülenler kaç kişi olacak diye hesap yaptırmak değil amacım. "Bakalım bir şeyleri değiştirmek için gereken "kritik kütle"ye yetecek kadar içi yanan insan olur mu?" diye.

Tüm Türkiye gerçekten yas tutuyor. Eminim başka birileri ise bu durumu bile nasıl avantaja dönüştüreceğinin toplum mühendisliğini yapıyor an itibariyle. Oysa bize toplum mühendisliği değil, bilimsel, çağdaş yöntemleri hayata geçirmek, tedbiri alıp öyle hareket etmek, ilerlemek lazım.

Güle güle cesur, çalışkan ve çaresiz Soma'lı vatandaşlarım. Üzülmeyin, çabuk unuturuz sizi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...