3 Mart 2007 Cumartesi

Arıza nerede?

Şu dünyada yaşayan insanların yüzde kaçı zihinsel olarak sağlıklı merak ediyorum. İnsan, doğası gereği "bu tür durumlar ve insanlarla benim ne işim olur" diye düşünüyor. Ancak başınıza gelince anlıyorsunuz durumun ciddiyetini. Oluyor işte. Bir de bakıyorsunuz yakınlarınızdaki insanlar fıttırmışlar. Peki yapacak hiç mi bir şey yok? Belki de biz gereken yerde gereken müdahalede bulunamadık.... Ancak bu insanlara da yazık, bize de. Sıra bana ne zaman gelir diye merak etmeden duramıyorum doğrusu. Hani vardır ya, "ulan kuduz olsam kimleri ısıracağımı biliyorum" diye bir düşünce :)) Delilik ile normallik arasında ince bir çizgi olduğu doğruymuş sanırım. Ancak bunu birebir yaşamak ve karşınızdaki insanın anlaşılmaz düşünceleri üzerine "dumur" olmak gerçekten beklenmedik bir durum. Ancak en acısı, emek verip kurduğunuz kumdan kalelerin üzerinde tepinip, ardında dağınık bir yığın bırakıp giden, sümükleri dudağıyla dili arasında danseden o yaramazın ardından yapacak bir şeyiniz olmadan bakarken hissettikleriniz. Yaparken çektikleriniz ve öğrendikleriniz ise yanınıza kar. Hiç içmemiş olsanız da üzerinize sinen, dayanılmaz sigara artığı koku ile evinize dönerken kafanızda yankılanan ses "ne işin var delilerin içinde?" diye sorup duruyorsa.... "Kimbilir belki de ben de onlardan biriyimdir" diye cevaplıyor öteki ses :)) İnsan ister istemez yaşadığı garip, karmaşık durumların etkisinde kalıyor... Belki yarın daha farklı düşünürüm kimbilir?

Gerçek ve Hakikat

Hakikat kırılgandır ve kişiden kişiye değişir gerçekse nispeten daha sağlam bir kavramdır. Örneğin kapalıyken televizyonun kumandasının açma...